“Allah adamlarının sohbetiyle bereketlen!”

Tokatlı Maksûd Dede Halvetî yolu büyüklerindendir. Tokat’ta doğdu. 1562 (H.970) târihinde şimdi Yunanistan’da bulunan Serez’de vefât etti. Sünbül Sinân hazretlerinin sohbetlerinde kemâle gelip, olgunlaştı. Ümmî idi, lâkin gönlü mânevî ilimlerle dolmuştu. Hocası onu Rumeli’ye Serez’e gönderdi. Bir talebesine şöyle nasihat etti: Sana düşen vazîfe, Allah adamlarıyla, dervişlerle, sâlih kimselerle sohbet edip doğru kimselerle bulunmaktır. Allahü … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 3901

(Mayıs 2010) Bu gece Suriye havaalanındayım. Anons yapıldı, hanımlar uçağa bindiler. Ferruh abinin bir tane çocuğu var, Ferhan. Dede, şurada bir oyuncak var, alıver, dedi. Tayyare kalktı dedim; kırma hatırımı, dedi. Seksen tane tayyare gitsin, senin hatırını kırmam dedim, döndüm oyuncağı aldım. Tayyare kalkmış tabi. Çünki bir hadis-i şerif var. Cenab-ı Hak masum bir yavrunun gönlünü … Devamını oku

Fen bilgileri, İslamî ilimlerin bir koludur

İslamiyet, ilmi daima methetmiş, Müslümanları daima ilme teşvik etmiştir. Hadis-i şerifte (İlmi, Çin’de de olsa, alınız!) [İhyâ-ül’ulûm] buyruldu. Yani dünyanın en uzak yerinde ve kâfirlerde de olsa, gidip ilim öğreniniz! Bir hadis-i şerifte de, (Beşikten mezara kadar ilim öğreniniz, çalışınız!) [Şir’a] buyuruldu. Yani, bir ayağı mezarda olan seksenlik ihtiyarın da çalışması lâzımdır. Öğrenmesi ibadettir. Bir defa da, (Yarın ölecekmiş gibi ahirete ve hiç ölmeyecekmiş … Devamını oku

Sıkıntılardan dolayı ölmeyi istemek!

Sual: Bir kimsenin yakalandığı hastalıklardan veya içine düştüğü sıkıntılardan, dertlerden kurtulmak için ölmeyi istemesi, dinimizce uygun olur mu? Cevap: Hastalıktan ve dünya sıkıntılarından kurtulmak için ölümü istemek caiz değildir. Dinde sıkıntı ve fitnelerden korkarak, Allahü teâlâdan ölümü istemek sünnettir. Allah yolunda şehit olmayı istemek de böyledir. Mekke-i mükerremede, Medine-i münevverede olduğu zamanda ve evliyayı kiram türbelerinin … Devamını oku

“Hangi şehzâde tahta geçmeli?”

Anadolu velîlerinden Abdürrahîm Tırsî hazretleri; Sultân İkinci Bâyezid Hân’la ailece görüşürlerdi. Bir gün Sultânın hanımı, bu zâtın muhterem hanımına “Ne olur, Efendi’ye söyle de, Bâyezid’den sonra oğlum Korkut’un pâdişah olması için duâ buyursun” dedi. Hacı Hanım; “Olur, söylerim” dedi. Ve o akşam, arz etti bunu beyine. Ancak bir cevap alamadı. Daha sonra yine hâtırlatmışsa da, her … Devamını oku

“Bir kavmin efendisi, onlara hizmet edendir”

Abdüllatif Mahrûkî Efendi büyük velîlerdendir. 1497 (H. 903)’te İstanbul’da doğdu. İstanbul’da ilim ve edep öğrenip, Halvetî büyüğü olarak Vefâzâde Dergâhının pîri oldu. Hocalarının silsilesi Seyyid Burhâneddîn, Nâsih Efendi, Tâcüddîn Karamânî olup, Şihâbüddîn Ömer Sühreverdî’ye ulaşır. Uzun zaman İstanbul’da irşâd ile insanlara mânevî terbiye vermekle meşgûl oldu. Sonra Şam’a gidip orada Emevî Câmiinde vaaz ve nasîhatlerde … Devamını oku

Atom bombası yapmak farzdır!

Bugün herkes, atomu ve atom enerjisini merak etmekte, dost, düşman her memlekette atom üzerinde çalışılmaktadır. İstikbâlin harpleri, atom silâhları ile yapılacak, atom kuvveti bulunmayan milletler, yaşamak hakkı bulamayacaktır… Atom kuvveti, harpte de sulhta da kullanılacaktır. Müslümanların, düşmanda bulunan silâhları öğrenmesi ve yapması, farzdır. O hâlde, bugün atom bombasını yapmaya ve bunun için lüzumlu matematik, fizik, kimya bilgilerini öğrenmeye çalışmak farzdır. Önümüzde bulunan atom harbine hazırlanmazsak, dînimizi, milletimizi koruyamayız. Harp için, atom tesislerini … Devamını oku

Öleni, borçlardan kurtarmalıdır

Sual: Ölen bir kimsenin, geride bıraktığı borçlar ve kul hakları varsa, öleni bu borçlardan ve bu haklardan kurtarmanın bir yolu, bir usulü var mıdır? Cevap: Bir kimse, ölür ölmez, bunun borçlarını bir an önce ödemelidir. Çünkü borçları ödenmedikçe, ölen kimsenin ruhu, iyiler derecesine kavuşamaz. Ölen erkek ise, zevcesine, hanımına vaktiyle ödemediği mehir parası da, borcudur. … Devamını oku

“Sen bu geceyi yaylada geçir!”

(Dünden devam) Anadolu velîlerinden Abdürrahîm Tırsî hazretlerinin hocası Eşrefoğlu Rûmî hazretleri, çağırdı bir gün onu. “Abdürrahîm!” “Emredin hocam.” “Sen bu gece yaylaya git, geceyi orada geçir.” “Başüstüne” dedi. Ve gitti yaylaya. Bir gün evvel sepetinden “elma” alan zât (Hızır aleyhisselâm) oradaydı. Hemen yapıştı ellerine. Ve yalvardı: “Bana duâ edin efendim.” Hızır aleyhisselâm; “Ey Abdürrahîm, hizmetinde … Devamını oku

Dünyâya düşkün kimseyle beraber olmak zehirdir!..

Üsküplü Lütfullah Efendi Sultan İkinci Bâyezîd zamânında Rumeli’de yaşamış büyük velîlerdendir. Üsküp’de On altıncı asrın başlarında vefât etti. İstanbul’da Zeyrek Câmii’nde talebe yetiştiren ve Ubeydullah-ı Ahrâr hazretlerinin talebesi olan Şeyh Abdullah-i İlâhî’nin hizmetinde ve sohbetlerinde bulundu. Yüksek mânevî hâllere ve makamlara kavuştu. Üsküp’e giderek talebe yetiştirdi. Bir sohbetinde buyurdu ki: Takvâ, dünyâ ve âhiretin hayırlarını … Devamını oku