“Sen duâ et, şifâsını biz veririz”

Horasan velîlerinden Ahmed Nâmıkî Câmî hazretleri bir gün evden çıktı, o anda kalbine; “Gitme, dertli bir mümin sana geliyor” diye ilham olundu. Az sonra geldi misâfirler. Anne, baba ve çocukları. Adamcağız “Bizim bir derdimiz var da onu size arz edecektik” dedi. “Hayırdır, nedir derdiniz?” “Efendim, Allah bize bir erkek evlât verdi, ama doğuştan âmâdır.” “Tabîbe … Devamını oku

İslâmiyetin hakîkatini ele geçirebilmek için…

Şeyh Hamîd-i Bingâlî hazretleri büyük velîlerden olup İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin talebelerindendir. Hindistan’ın Bengâl vilâyetinin Mengelkût kasabasındandır. İlim tahsîli için Lâhor’a gitmişti. Memleketine dönerken Ekberâbâd’a uğradı. Bu sırada İmâm-ı Rabbânî hazretleri de oradaydı. Birkaç gün onun sohbetine geldi ve yüksek evliyâlık makamlarına kavuştu. Hazret-i İmâm ile birlikte Serhend’e gitti. Cezbe ve sülûk makâmlarında ilerleyerek, vilâyet derecesine … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 3916

İmam-ı Rabbani “kuddise sirruh” hazretleri Peygamber Efendimiz “aleyhissalatü vesselam”ın tam vekilidir, tam vârisidir. Ondan sonraki büyükler de böyledir, Ondan önce gelenler de böyle idi. Allahü teala uygun olmayan kalbe bu cevheri vermez. Mübarek Hocamız buyurdular ki, Allahü teala kıymetli olan şeyi, cevheri çöpe atmaz. Bizim yolumuz sıkıntı yoludur. Mübarekler buyurdular ki; bu hizmetlerin zerresini kendimizden … Devamını oku

Günah işleyene darılmak uygun mu?

Sual: Günah işleyenlere karşı mesafeli durmak, darılmak, dinimiz açısından uygun olur mu? Cevap: Hicr, menetmek, dostluğu bırakmak, dargın olmak demektir. Günah işleyene, ona nasihat olması niyeti ile hicr eylemek, caizdir, hatta müstehaptır. Bu hâl, Allahü teâlâ için darılmak olur. Hadis-i şerifte; (Amellerin, ibadetlerin en kıymetlisi, hubb-i fillah ve buğd-ı fillahtır) buyuruldu. Hubb-i fillah, Allahü teâlâ için … Devamını oku

“Büyükler imtihan edilmez!”

Herat’ta, Abdullah Zâhid diye biri vardı ki, her gün oruç tutar, çok ibâdet yapardı. Bunun için herkes tarafından sevilirdi. Ahmed Nâmıkî Câmî hazretleri Herat’a gidince Abdullah Zâhid’in içini merak sardı. Hanımına, “Herat’a biri gelmiş, velî diyorlar. Gidip bir göreyim, gerçekten velî midir, öğreneyim” dedi. Hanımı îkaz etti onu: “Bu niyetle gitme!” “Nedenmiş o?” “Çünkü o, … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 3914

Hadis-i şerif var. Peygamber efendimiz ‘sallallahü aleyhi ve sellem’ buyuruyorlar ki; Bir mü’minin yüzüne Allah rızası için, muhabbetle bakan, Arşın altında gölgelenecektir. Mevlâna Hâlid-i Bağdâdi hazretleri de ‘kuddise sirruh’ buyuruyorlar ki; Ellibin senede olacak işler, mü’mine, Arşın altında kılacağı iki rekat namaz kadar olacaktır. Mübarek Hocamız “Allah rahmet eylesin” buyurdular ki; Bir mü’min, bir mü’mini Allah rızası … Devamını oku

Gençlerimizi düşmanların tuzaklarından koruyalım!

Zaman, Osmanlının son dönemleri… Dünyada her gün, her sahada birçok yenilikler yapılmaktaydı. Bunların, devamlı takip edilmesi, öğrenilmesi ve öğretilmesi gerekiyordu. İşte Osmanlı devletinin son zamanlarında iç ve dış düşmanların, yani din düşmanı olan masonların tesirleri ile, gençler fen bilgilerini öğrenmekten, fen ve sanat üzerinde çalışmaktan mahrum edildiler. Hükûmet idaresini ele geçiren sözde aydınlar, cahil ittihatçılar, masonlara aldanarak, din … Devamını oku

“Senin bir derdin mi var?”

Horasan velîlerinden Ahmed Nâmıkî Câmî hazretleri, büyük bir velî olup, herkese karşı çok merhametliydi. Cömertti sonra. Ve iyilikseverdi. Herkese iyilik yapıyordu. Derdi olan, ona gidiyordu. O devirde “sâlih” ve “zengin” bir kimse vardı ki, sonraları fakîrleşti. Bütün malı ve serveti gitti. Ama bu durumu kimselere diyemiyor, kimseden de bir şey isteyemiyordu. Bir gün câmide oturuyordu. … Devamını oku

“Kendisini aldatan kimsenin seni de aldatmasından kork!”

Ebüssü’ûd Bâzinî hazretleri evliyânın büyüklerindendir. 644 (m. 1246) senesinde Kâhire’de vefât etti. Çok kerâmetleri görüldü. İmâm-ı Şa’rânî’nin hocası ve daha nice âlimler, kendisinden istifâde etmek, ilim öğrenip feyiz almak için sohbetine devam ederlerdi. Hikmetli sözlerinden bazıları şunlardır: “Hak yolunda bulunmak isteyen ve sözünün eri olan bir kimsenin devamlı olarak kitabını kalbinde taşıması lâzımdır?” (Yani, Allahü teâlânın emirlerine … Devamını oku

Âdem aleyhisselam

Âdem aleyhisselam, yeryüzünde yaratılan ilk insan ve ilk peygamber, bütün insanların babasıdır. Allahü teâlânın emri ile melekler çeşitli memleketlerden topraklar getirdiler. Çeşitli memleketlerden getirilen toprakları melekler su ile çamur yapıp insan şekline koydular. Bu şekilde Mekke ile Taif arasında kırk yıl yatıp “salsal” oldu yani pişmiş gibi kurudu. Önce Muhammed aleyhisselamın nuru alnına kondu. Sonra … Devamını oku