Fakirlerin duasını almak…

Evliyânın büyüklerinden Abdullah-i Mürteiş hazretleri, kerâmet sâhibi olup, kalpten geçeni anlar ve çok cömertlik yapardı insanlara. Şöyle ki; O devirde fakîr biri, nâfile hac yapmak istiyor, ama parasızlıktan gidemiyordu bir türlü. Bir gün kalbinden; “Abdullah-i Mürteiş hazretleri, cömert bir velîdir. Bana, bir yol elbisesiyle, on beş gümüş para verse, ne iyi olur” dedi. Böyle temennî … Devamını oku

Namaz büyük emirdir!..

Ankebût suresinin 45. âyetinde buyuruldu ki: “Doğru kılınan namaz, insanı pis, çirkin ve yasak işleri işlemekten korur!” Dinimizde, imandan sonra en kıymetli ibadet namaz kılmaktır. Beş vakit namaz dinin direğidir. Namaz ibadetlerin en üstünüdür. İslamın ikinci şartıdır. Allahü tealanın en çok beğendiği ve tekrar tekrar emrettiği şey; beş vakit namazdır. Allahü tealanın, Müslümanlara iman ettikten … Devamını oku

Cuma günleri ruhlar toplanır mı?

Cuma günleri ruhlar toplanır mı? Cuma günü, ruhlar toplanır ve birbirleri ile tanışırlar ve bugün kabir azapları durdurulur. Sual: Cuma günleri ruhlar bir araya gelirler mi ve cuma günü ölenlere azap yapılmaz mı? Cevap: Cuma günü, ruhlar toplanır ve birbirleri ile tanışırlar ve bugün kabir azapları durdurulur. Bazı âlimlere göre, müminin azabı artık başlamaz. Kâfirin … Devamını oku

Bütün din kardeşlerine hizmet etmelidir…

“Büyüklerimiz, kendi nefisleri için değil, din kardeşlerine yardım için, çalışıp kazanmışlardır.” Afîfüddîn Süleymân Tilmsânî hazretleri evliyanın büyüklerindendir. 610’da (m. 1213) Cezayir’in Tilmsân şehrinde doğdu. Burada tahsilini tamamlayıp, bir rehber aramak için memleketinden ayrıldı. Mısır, Suriye ve Anadolu’ya gitti. Konya’da Sadreddin Konevî’yi görünce, ona intisab etti. Sohbetlerinde kemale erdi. İcazet verilerek Şam’a gönderildi. Burada talebe yetiştirdi. … Devamını oku

Riyâ ve gösteriş!..

Evliyânın büyüklerinden Abdullah-i Mürteiş hazretleri, 939 senesinde Bağdat’ta vefât etti. Bu zât, her velî gibi riyâ ve gösterişten hiç hoşlanmazdı. Bir ramazanda îtikâfa girmişti bir câmide. Yâni vaktini ibâdetle geçirecekti orada. Fakat ikinci günde îtikâfı bırakıp dışarı çıktı. Bir daha da gitmedi. Yakınları onu görüp; “Siz îtikâfa girmiştiniz efendim. Niçin yarıda bırakıp çıktınız?” diye sordular. … Devamını oku

Peygamberimizin nasihatleri -4-

“Bir kul, bu dünyâda, başka bir kulun kusûrunu gizlerse, kıyâmet gününde, Allah da onun kusûrunu gizler.” Bugün, Sahîh-i Müslim’le birlikte, Sünen-i Ebî Dâvûd ve Sünen-i Tirmizî’den de bazı hadîs-i şerîf meâlleri nakletmek istiyoruz: “İyilik, güzel ahlâktan ibârettir. Günâh ise, kalbini tırmalayıp durduğu hâlde, insanların bilmesini istemediğin şeydir.” (Müslim, Birr 15) “Bir kul, bu dünyâda, başka … Devamını oku

Boğularak, yanarak ölenler şehittir

Boğularak, yanarak ölenler şehittir Garip, kimsesiz olarak, duvar ve enkaz altında kalarak ölenler de Âhıret şehidi olurlar. Sual: Suda boğularak veya yangında yanarak ölenler, eğer imanları varsa şehit olarak mı ölürler? Cevap: Boğularak, yanarak, garip, kimsesiz olarak, duvar ve enkaz altında kalarak ölenler, ishalden, bulaşıcı hastalıklardan, lohusalıkta, sara hastalığında, Cuma gecesinde, gününde, din bilgilerini öğrenmekte, … Devamını oku

Haramlara devam, küfre sebep olur!

“Mert olan, herkes gibi alışveriş yapar. Evlenir. Çocukları olur. Fakat bir an Allahını unutmaz!” Kenzî Hasan Efendi Sümbüliye yolu ariflerindendir. Ankara’nın Ayaş ilçesinde doğdu. İstanbul’da tahsilini tamamladıktan sonra Sümbülî dergâhı şeyhlerinden Seyyid Alâaddin Efendiye intisab etti ve kemale erdikten sonra icazet verilerek irşad vazifesiyle Manisa’ya gönderildi. 1112 (m. 1700)’de Manisa’da vefat etti. Buyurdu ki: Üç … Devamını oku