Âb-ı Hayat – 3851

Hazret-i Ömer’in oğlu Abdullah “radıyallahü anh” bir gün deveyle, arkadaşlarıyla birlikte bir yere gidiyorlardı. Birden deveden indi, orada bir köylüyü buldu, yanına aldı, gel dedi, sen deveye bin, deveyi ben yürüteceğim. Yani o köylüyü deveye bindirdi. Diğer arkadaşları, Eshab-ı kiram da, tamam da bu kadarı da fazla yani. Hani para ver, bir şey ver, ama … Devamını oku

Yeni yorum olur mu?

Sual: Bir kitapta, (Kur’anın bu yorumu sizi çok şaşırtacak, şimdiye kadar yapılmayan yorumlar yapılmıştır) denilerek, kurulan ruhsal irtibatlarla, Kur’andan yeni bilgiler elde edildiği, bâtınî mânâlardan hareketle, Kur’anın iyi anlaşılmasının hedeflendiği söyleniyor. Bunlar doğru olabilir mi?CEVAPŞaşıranlar olabilir, ama bu sapıklıkların hepsini Peygamber efendimiz haber vermiştir. Kur’an-ı kerimin yeni mânâlarının olduğunu söylemek, başta Peygamber efendimiz olmak üzere, … Devamını oku

Camide kendine yer ayırmak!

Camide oturmayı âdet ettiği yere başkası oturmuş ise, bunu kaldıramaz.   Sual: Herhangi bir Müslüman camide, namaz kılmak için kendine özel, belli bir yer ayırabilir mi? Cevap: Camide kendine muayyen bir yer ayırmak mekruhtur. Fakat, dışarı çıkarken, kimse oturmasın diye, yerine ceketini bırakırsa, gelince oraya tekrar oturabilir. Umumi yerlerde, Minada, Arafatta, vapurda, otobüslerde de böyledir. Fakat oturmayı … Devamını oku

“Muvaffak olmanın sırrı nedir efendim?”

Basra’da yaşayan Muhammed bin Vâsi’ hazretleri, bir gün sohbetinde “Kardeşlerim! Bu dünyâ, küçük ve dardır. Bunun için burada, sıkıntı, keder vardır. Dünyâ işleri için sıkılan kimsenin gönlü, dünyâya dönük demektir” buyurdu. Ve ilâve etti: “Gönlünü âhirete çeviren, rahat eder. Çünkü ona giden yol, çok geniş ve sonsuzdur.” Sonra sordu onlara: “Kavgalar, ekseri dar yerlerde olur, öyle değil mi?” “Evet … Devamını oku

“Sağlam din âlimleriyle birlikte bulun!..”

“Dîni dünyâ isteklerine âlet eden, herkesin îmânını bozan kötü din adamı İblîs’ten daha zararlıdır!” İbn-i Vefâ hazretleri evliyânın büyüklerindendir. İsmi Ali, babasınınki Muhammed’dir. 1358 (H.759) senesinde Kâhire’de doğdu. 1404 (H.807) de Ravda’da vefât etti. Babası vefât etmeden önce, oğlu İbn-i Vefâ’yı Şemseddîn Muhammed Zeyleî’ye bıraktı. Bu zât, İbn-i Vefâ’yı terbiye etti. Fıkıh ilmi öğrenmelerini sağladı. … Devamını oku

“Müderris Molla” Şeyh Ahmed Cüzeyrî

“Müderris Molla” Şeyh Ahmed Cüzeyrî Ahmed Cezerî hazretleri, halk arasında Şeyh Ahmed Cüzeyrî ve Molla Cizirî isimleriyle tanınıp çok sevildi… Şeyh Ahmed Cezerî (Cüzeyrî) hazretleri, evliyânın büyüklerinden. Doğum ve vefât târihleri kesin olarak bilinmemektedir. 1480-1580 seneleri arasında yetmiş beş sene yaşadığı tahmin edilmektedir. Daha önce yaşadığı rivâyeti de vardır. Kabri, Cizre’de Kırmızı Medrese’dedir… Ahmed Cezerî hazretleri, ilim … Devamını oku

Modern müceddid

Sual: Bazı kimseler için, (Post modern dönem müceddidi, reformcu, dini yeniden yorumlayıp modern hayata uyduran) gibi tabirler kullanılıyor. Dini yeniden yorumlamak, modern hayata uydurmak ne demektir?CEVAPModern hayattan kasıt ne? Avrupa tarzı, ahlak ve namus tanımayan bir hayat yaşamak mıdır? Öyleyse bu, dini değiştirmek olur. Zamana uygun yaşamak için ise, dini yeniden yorumlamaya, reform yapmaya yani … Devamını oku

Tövbesini bozmayan terzinin güzel sonu…

Abdullah ibni Üstad-ül-A’zam hazretleri, Mekke’de şarap içen bir kimseyle karşılaşır!..   Abdullah ibni Üstad-ül-A’zam hazretleri evliyânın büyüklerindendir. 1240 (H.638) senesinde Yemen’de Terîm’de doğdu. 1330 (H.731)’da orada vefât etti. Zamânının meşhûr âlimlerinden de ilim tahsil etti. Tasavvufta da kemâle erip fazîletli bir zât oldu. Çok kerametleri görüldü: Bir gün Abdullah ibni Üstad-ül-A’zam hazretlerinin yanına fakirlerden bir bölük … Devamını oku

Kadınla erkeğin yan yana namaz kılması

Kadınla erkeğin yan yana namaz kılması Bir safta kadın kılınca, yalnız iki yanındaki ve tam arkasındaki erkeğin namazı bozulur. Sual: Cemaatle namaz kılarken, bir hanım, imama uyarak, erkeklerle aynı safta durursa, bu safta namaz kılan erkeklerin namazı sahih olur mu? Cevap: Cemaat ile namaz kılan bir kimse, aynı imama uyan herhangi bir kadınla, bir rükün miktarı … Devamını oku

“Âhirette bunu sana sormazlar!”

“Âhirette bunu sana sormazlar!” Basra’da yaşayan Muhammed bin Vâsi’ hazretleri, Tâbiîn’in büyüklerindendir. Dünyâya zerre kadar îtibâr etmez, insanlar, nasîhatlerinden çok istifâde ederlerdi. Bir gün biri geldi. Bu büyük velîye; “Efendim, bana ‘kazâ ve kaderi’ anlatır mısınız” dedi. Cevâben mezarlığı gösterdi ona. Ama o, anlamadı. Bu defâ da ona; “Bu konu, geniş ilim ister. Kabirdekiler şimdi bununla hiç meşgul … Devamını oku

Asıl sermaye, güzel ahlak sahibi olmaktır

“Dünyada, ahiret saadeti için çalışmalı, kazanmalı, niyeti düzeltmelidir. Çünkü İslamiyet, insanlara faydalı olmayı emreder…” Mevlâna Celaleddin-i Rumi hazretleri 1207 yılında Belh’de doğdu, 1273 yılında Konya’da vefat etti. Soyu baba tarafından Hazret-i Ebu Bekr-i Sıddîk’a ulaşmaktadır… Hazret-i Mevlâna, tasavvuf deryasına dalmış bir Hak âşığıdır. İlmi, teşbihleri, sözleri ve nasihatleri bu deryadan saçılan hikmet damlalarıdır… Onun, herkesi hayran bırakan merhameti, insan … Devamını oku