“Her kim ki, Allahü teâlâdan korkarsa!”

“Ey müminlerin emîri, sana müjdeler olsun! Allahü teâlâ sana bir değil, iki Cennet verecektir!”   Leys bin Sa’d hazretleri Tebe-i tâbiînin ve evliyânın büyüklerinden, meşhûr hadîs ve fıkıh âlimlerindendir. 772 (H.94) yılında Mısır’ın Kalkaşen kazasında doğdu. 791 (H.175) yılında Kahire’de vefât etti. Fıkıhta ve hadîste Mısır halkının imâmı, âlimi idi. Mutlak müctehidlerden olup, mezhebi kitaplara … Devamını oku

Hazreti Hızır’ın mânevî evlâdı!

Silsile-i aliyyeden Abdülhâlık-ı Goncdüvânî hazretleri, evliyâ-yı kirâmın en büyüklerindendir. Babası da mübârek bir zât idi. Hızır aleyhisselâm ona gelirdi. Oturur sohbet ederlerdi. Bir gün yine öyle oldu. Hazret-i Hızır geldi ve “Yakında bir oğlun olacak. İsmini Abdülhâlık koy!” dedi. Abdülhâlık beş yaşındaydı. Babası, ilim öğrenmesi için Buhâra’ya gönderdi bu oğlunu. Hocası, Hâce Sadreddîn isminde bir zâttı. Bunun üstün hâllerini … Devamını oku

Radyo dinlemek, televizyona bakmak…

Radyo, sinema, televizyon, birer neşir, yayın vasıtasıdır. Kitap, gazete, dergi gibidir, ancak!..   Sual: Radyo dinlemenin, televizyona bakmanın, film izlemenin dinimiz açısından herhangi  bir mahzuru var mıdır? Cevap: Radyo, sinema, televizyon, birer neşir, yayın vasıtasıdır. Kitap, gazete, dergi gibidir. Bunlar, tabanca gibi, birer vasıta, birer alettir. Tabancayı, kabahatsiz, günahsız, zararsız bir kimseye karşı kullanmak günahtır. Harpte, düşmana karşı … Devamını oku

“Lezzetleri yok eden ölümü çok hatırlayınız”

Ölümünü hatırlayan kişi ona hazırlanır. Unutursa ansızın ölümle karşılaşınca neye uğradığını bilmez. Hazırlıksız olduğu için de büyük sıkıntılarla karşılaşır.   Bütün insanların babası ve ilk Peygamber Âdem aleyhisselam doğrudan doğruya topraktan yaratıldı. Bizler de dolaylı bir şekilde topraktan yaratıldık… Yemek zorunda olduğumuz bütün gıdalar ya bitkilerden veya hayvanlardandır. Her ikisi de topraktan çıkmaktadır. Tâhâ sûresi 55. … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 3890

Bir gün Hanımanne evde hastalandı. Yüksek ateşte, yatıyor. Bir taraftan Mübarek Hocamız, bir taraftan Enver abi okuyor. Aksilik, tam kapının önüne bir kamyon geldi, herhalde bozulmuş, çok gürültü ve egzoz gazı çıkartıyordu. Tabii Hanımanne rahatsız oldu. Biz ondan fazla rahatsız olduk ama, bize bir şey söyleseler de gidip şoförü ikaz etsek diye Mübareklere bakıyoruz. Mübarekler … Devamını oku

İslamiyet, kılıç zoruyla yayılmadı

Sual: Hıristiyanlar, İslamiyetin yayılmasının, kılıç zoru ile olduğunu iddia etmektedirler. Bunun gerçeklik payı var mıdır? Cevap: Konu ile alakalı olarak Diyâ-ül Kulûb kitabında deniyor ki: “Sadece kılıç korkusu ile din değiştirmek kolay olsaydı, Katolikler ile Protestanlar arasında, milyonlarca insanın katledilmesine, öldürülmesine sebep olan harpler olmazdı. İman esaslarında, büyük bir yakınlık olmasına rağmen, ne Katoliklerin zorlamaları … Devamını oku

“Müminin firâsetinden sakınınız!”

Abdülhâlık Goncdüvânî hazretleri, bir gün talebesiyle sohbet etmektedir ki, bir ara kapı açılır. Bir genç gelir. Ve edeple oturur diz üzeri. Mübârek zât, bir nazar eder gence. İç âlemini görür hemence. Evet, genç “Hristiyan”dır. Belinde “zünnar” vardır. Bu genç, az sonra ayağa kalkıp edeple arz eder bu zâta: “Bir şey sorabilir miyim?” Büyük velî “Sor” … Devamını oku

Mucizeye “sihir ve göz boyama” diyenler!..

Mahmûd Lâmiî Çelebi Osmanlı âlimlerindendir. 1472 (H.877) de Bursa’da doğdu. Zamânının büyük âlimlerinden zâhirî ilimleri öğrendi. Tasavvufta, Seyyid Emîr Ahmed Buhârî hazretlerine intisâb ederek, onun talebesi olmakla şereflendi. 1531 (H.938) senesinde Bursa’da vefât etti. Molla Abdurrahmân Câmî hazretlerinin Şevâhid-ün-Nübüvve kitabını tercüme etti. Bu eserinde şöyle nakleder: Basîret ehli olanların mucizeleri ve delîlleri görmeleri muhabbetlerini kuvvetlendirir, keşf ve … Devamını oku

Ana babanın vefâtından sonra onlara dua etmeli

Ana baba hakları -6- Ana babanın vefâtından sonra yapılması gereken vazifeleri bildirmeye devam ediyoruz: 7- Ana babaya, hayatlarında ve vefatlarından sonra da hep hayır dua etmelidir. Hadîs-i şerifte; (Ana babasına dua etmeyenin rızkı kesilir) buyuruldu. Miftâh-un-necât’ta yazılı hadîs-i şerîfte, (Bir kimse, mü’minler için, her gün yirmibeş kerre, istiğfâr okursa, Allahü teâlâ, bu kimsenin kalbinden gıl ve hasedi çıkarır. İsmi, Ebdâl isimleri arasına … Devamını oku