Şit aleyhisselam

Şit (Şis) aleyhisselam, Âdem aleyhisselamdan sonra gönderilen peygamberdir. Âdem aleyhisselamın oğludur. Âdem aleyhisselamın oğullarından Hâbil ile Kâbil arasında çıkan anlaşmazlık netîcesinde Kâbil, Hâbil’i öldürünce, Allahü teâlâ, hazret-i Âdem’e, Hâbil’e karşılık ihsân olarak, yeni bir oğul verdi. Âdem aleyhisselamın bütün çocukları ikiz olarak doğduğu hâlde, Şit aleyhisselam tek doğdu. Şit adı verilen yeni oğlun ismi İbrânice olup, … Devamını oku

İman, herkeste aynı mıdır?

Sual: Peygamberlerin imanı ile diğer insanların imanları hep aynı mıdır, aralarında iman bakımından bir fark var mıdır? Cevap: Konu ile alakalı olarak İmâm-ı Rabbânî hazretleri Mektûbât kitabında buyuruyor ki: “İmân; Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarında yazılı olan, Peygamber efendimizden (sallallahü aleyhi ve sellem) gelen haberlere inanmak ve inandığını söylemek demektir. Her lisan ile söylemenin caiz olduğu, … Devamını oku

“Kusûrum varsa lütfen söyleyin!”

Mısır’da vefât eden Seyyid Ahmed Rıfâî hazretleri bir gün sevdiklerini toplayıp; “Kardeşlerim! Benim bir hatâm varsa, lütfen söyleyin ki, onu düzelteyim” buyurdu. Onlar dediler ki; “Estağfirullah efendim, biz sizde hiç kusur görmüyoruz.” Bir sessizlik oldu. Sonra biri kalktı. Ve izin isteyip; “Efendim, müsaadeniz olursa, bendeniz, sizin bir kusûrunuzu söylemek istiyorum” deyiverdi. Ordakiler şaşırdılar. Birbirlerine bakıştılar. … Devamını oku

“Sükût eden, dünyâda da âhirette de kurtulur”

Muhammed Rukiyye hazretleri büyük velîlerdendir. 1494 (H. 900) senesinde vefât etti. Tasavvuf yolunu Yûsuf Mahdûm’dan öğrendi. Zâhirî ilimlerde eşsiz, tasavvuftaki derecesi çok yüksekti. Talebelerine şöyle buyurdu: “Size bu yolda lâzım olan, mücâhede ve riyâzeti elden bırakmamak, bu yolun âdâbına gereği gibi riâyet etmek, bu yolun temeli olan doğru söze ve helâl yemeye devâm etmektir.” Hocam … Devamını oku

Allahtan korkarak sabreden sıkıntılardan kurtulur…

  Kul, her anda nefsinin hoşuna giden veya gitmeyen bir işten ayrı değildir. Her iki hâlde de sabra muhtaçtır. Mal, nimet, makam, sıhhat ve buna benzer şeylerde kendini tutmayıp, bu nimetlere dalar ve kalbini bunlara bağlarsa ve bu hâlde durursa, onda nimetlere aşırı derecede dalmak ve haddi aşmak meydana gelir. “Herkes mihnete katlanır, ama sıddîklar … Devamını oku

Hayırlı işlere sağdan başlamak

Sual: İyi, hayırlı işlere başlarken, hep sağdan mı başlamak gerekir? Cevap: Konu ile alakalı olarak Hadîkada deniyor ki: “İmâm-ı Nevevî Müslim şerhinde buyuruyor ki, mübarek, şerefli ve temiz işleri yaparken sağdan başlamak müstehaptır. Ayakkabı, don, gömlek giyerken, baş tıraş ederken ve tararken, bıyık kırkarken, misvak kullanırken, tırnak keserken, el, ayak yıkarken, mescide, Müslümanın evine, odasına … Devamını oku

Müslüman merhametli olur…

Mısır’da vefât eden Seyyid Ahmed Rıfâî hazretleri, çok merhametliydi. Hattâ hayvanlara bile. Nitekim bir “köpek” cüzzam hastalığına yakalandı bir vakit. O hâliyle çok çirkindi. Ve iğrenç görünüyordu. Kapılardan kovuluyordu. Hayvancağız en son bu büyük zâtın kapısına gelip yattı. Vücûdu, yara bere içindeydi. Seyyid hazretleri, onu gördü. Hâline acıdı. Ona, şehir dışında bir “gölgelik” yaptı. Ve … Devamını oku

Mahlûkâtın yaratılışında hikmetler, sırlar vardır…

Kâsım Ali Bedahşî hazretleri Hindistan’da yetişen büyük velîlerdendir. Önceleri Hâce Muhammed Bâkî-billah hazretlerinin talebelerinden iken, terbiyesi ve bu yolda yetişmesi, İmâm-ı Rabbânî hazretlerine havâle olunanlardandır. İmâm-ı Rabbânî, Bâkî-billah hazretlerine gönderdiği bir mektupta şöyle anlatır: “Mevlânâ Kâsım’ın hâli daha iyidir. Hâllere gark oluyor ve kendini unutuyor. Adımını bütün cezbe makamlarından yukarıya attı…” Yine İmâm-ı Rabbânî, Bâkî-billah … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 3919

Din bir bütündür, aslı ilimdir. İlmi olmayanın dini olmaz. Cahillik, dinin en büyük düşmanıdır. İlim, İslâm âliminden öğrenilir. Vefat etmişler ise, kitaplarından öğrenilir. Ama insan kendi kendine âlim olamaz. Eğer kendi kendisini âlim zan ediyorsa, onun hocası şeytandır. Şeytan öğretir, o da yazar. Ama ne yazar? Allah korusun, felaket olur! Öğreteni olmayanın, hocası olmayanın hocası … Devamını oku