Cin ve şeytan şerrinden korunmak

Ütrüc yani ‘Ağaç kavunu’ bulunan eve cin girmeyeceği, Hayât-ül-hayvân’da ve Kâmûs’ta yazılıdır.           Sual: Cin veya şeytan şerrinden korunmak, kurtulmak için belli bir dua veya dualar var mıdır?   Cevap: Cin, şeytan şerrinden kurtulmak için ve sara hastalığına, sihre, büyüye karşı Teshîl-ül-menâfi kitabının sonundaki âyât-ı hırzı yedi gün okumalı ve yazıp, üzerinde taşımalıdır. … Devamını oku

“En akıllı insan kimdir efendim?”

Manisa’da medfun bulunan Hak dostlarından İshak Çelebi “rahmetullahi aleyh”, Peygamber âşığı bir zâttı. Sevgili Efendimizi “aşk derecesinde” seviyordu.   Bir sene geldi yine, depreşti bu sevgisi.   Hazırlığını yapıp çıktı yola.   Nihâyet vardı kutlu beldeye. Fevkalâde bir edeple mescitten içeri girdi…   Ve kabr-i şerîfe yaklaşıp;   “Esselâmü aleyke yâ Resûlallah!” dedi.   Kabr-i seâdetten o an cevap geldi:   … Devamını oku

Öfkelenmeyin Sultân’ım mücevherler bulunur…

Hükümdarın kız kardeşinin mücevherleri çalınmıştı. Sultan ‘Hırsızı öldüreceğim’ diyordu…           Abdullah el-Ayderûs hazretleri evliyânın büyüklerindendir. 811 (m. 1409) senesinde Yemen’in Terim şehrinde doğdu. 865 (m. 1461) senesinde orada vefât etti. Kerâmetleri ve menkıbeleri çoktur. Şöyle nakledilir:   “Bir gün bir kadın Abdullah el-Ayderûs hazretlerinin hurma bahçesinin önünden geçiyordu. Bahçede bulunan hurmalardan … Devamını oku

Edep, insanın başında görünmez bir taçtır…

“Edepli ol! Edep insanın başında görünmez bir taçtır… Edepten mahrum bırakılan kimse, bütün hayırlardan mahrum bırakılmış olur…”     Edep; güzel terbiye, iyi davranış, güzel ahlak, hayâ, nezaket, zarafet gibi manalara gelir. Mesela terbiyeli çocuk, edepli çocuk demektir. Hadis-i şerifte, (Evladınızı edepli, terbiyeli yetiştirin) buyuruluyor. Dinimiz, baştan başa edeptir. Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) bir kimsenin yanında iki diz üzerine … Devamını oku

İslâmın yayılmasına hizmet etmek

“Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarını, sözlerini yaymak için, keramet sahibi olmak, âlim olmak şart değildir.”       Sual: İslâm dininin doğru olarak öğrenilmesi ve bu bilgilerin insanlara ulaştırılması konusunda, kadın, erkek her Müslüman sorumlu mudur?   Cevap: Bu konuda İmâm-ı Rabbânî hazretleri Mektûbât  kitabının 1. cilt, 193. mektubunda buyuruyor ki:   “Bugün Müslümanlar kimsesiz kaldı. Din düşmanları … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 4368 (Cuma’nız Mübarek Olsun)

ali zeki osmanağaoğlu Büyükler buyurdular ki; Şâh-ı Nakşibend hazretleri “kuddise sirruh” birgün oturuyorlar. Bir talebesi geliyor. Talebesine diyor ki, çık git buradan, sana kalbim kırık, diyor. Tövbe, tövbe! Şâh-ı Nakşibend hazretleri bu, şaka değil. Afv edin efendim, özür dilerim! Yok diyor, mümkün değil. Sen filan yerde, bir müslümanla münakaşa ettin, onun kalbini kırdın. Kâbe’yi yıkmaktan … Devamını oku

Altın ve gümüş kap kullanmak

Kadın ve erkeğin altın ve gümüş kap ile yemesi, içmesi, her türlü kullanması tahrimen mekruhtur.        Sual: Altından veya gümüşten imal edilmiş tas ve tabakların kullanılmasında bir mahzur var mıdır?   Cevap: Kadın ve erkeğin altın ve gümüş kap ile yemesi, içmesi, her türlü kullanması tahrimen mekruhtur. Altın ve gümüş kaşık, saat, kalem, abdest ibriği, … Devamını oku

İmândan sonra en kıymetli ibâdet namâzdır…

Allahü teâlânın en çok beğendiği ve tekrâr tekrâr emrettiği şey, beş vakit namâzdır.       Ebü’l-Fazl Hemedânî hazretleri Şafiî fıkıh ve hadîs âlimidir. İran’da Hemedân’da doğdu. 433 (m. 1041) yılında Hemedân’da vefât etti. Temel din bilgilerini öğrendikten sonra, çeşitli şehirlere gidip ilim tahsil eden Ebü’l-Fadl Hemedânî, fıkıh ilminde Hemedân’ın en ileri gelen âlimi idi. … Devamını oku

O suçsuzdur, serbest bırak!

Terzizâde Ahmed Efendi, Manisa velîlerindendir. Türbesi, Manisa’nın Ege Mahallesi, Sevinç Sokağı’nda olup, duâsı makbûl bir zâttı.   İnsanlar, “onun hürmetine” diye duâ edince muradına kavuşurlardı.   Şöyle ki;   Sevdiklerinden birini, vâli hapsetti bir gün. Hâlbuki hiçbir suçu yoktu adamcağızın.   Garip, hapishânede açtı ellerini ve “Yâ Rabbî! Ahmed Efendi’nin hürmetine kurtar beni bu zindandan” diye yalvardı.   Aradan … Devamını oku

Yâ Rabbî, hâlimize göre muâmele etme!..

Hazreti Mevlâna buyurdu ki: “Çocukluğunda oyun, gençliğinde sarhoşluk, ihtiyarlığında tembellik… Ne zaman Allaha kulluk edeceksin?..”       Büyük velî Mevlâna Celaleddin-i Rumî (kuddîse sirrûh) hazretleri, tasavvuf deryasına dalmış bir Hak âşığıdır. İlmi, teşbihleri, sözleri ve nasihatleri bu deryadan saçılan hikmet damlalarıdır… Soyu baba tarafından Hazret-i Ebu Bekr-i Sıddîk’a ulaşmaktadır. Asıl adı Muhammed, lakabı “Celaleddin” olup, Anadolu’ya gelip … Devamını oku