Öldükten sonra da amel defteri kapanmayanlar…

“İnsan ölünce amel defteri kapanır. Ancak şu üçü bundan müstesnadır: Sadaka-i cariye, faydalı ilim ve kendisine dua eden salih evlat bırakan.”         Hayırlı evlat ve cami, çeşme, yol yapmak, ağaç dikmek, ilmî eser bırakmak gibi insanlara faydası dokunan her çeşit iyi işler,​ sadaka-i cariyedir. Yani öldükten sonra da, amel defterimize sevap yazılır.   … Devamını oku

Dünyâlık için gazâya gidene ecir yoktur!

Resûl-i ekrem Efendimiz buyurdu ki: “Allah yolunda ölüm, her şeye keffâret olur, yalnız borç müstesna!”       Abdullah el-Mukrî hazretleri Tebe-i tabiînin büyüklerinden olup hadîs ve kırâat âlimlerindendir. 103 (m. 721)’de Basra’da doğdu. Tabiînin büyüklerinden ders aldı. Basra ve Mekke’de yetmiş seneden fazla Kur’ân-ı kerîm okuttu. Birçok âlim ve muhaddis kendisinden hadîs-i şerîf rivâyet etti. Hadîs ve … Devamını oku

Muhammed aleyhisselamın ahlakı

Enes bin Mâlik hazretleri buyurdu ki: “Resulullah Efendimiz insanların en güzel huylusu idi.”         Sual: Peygamber efendimiz, her bakımdan üstün olduğu gibi, ahlaken de üstün değil midir?   Cevap: Allahü teâlâ, sevgili Peygamberine verdiği iyilikleri, ihsanları sayarak, Onun mübârek kalbini okşarken, kendine güzel huylar verdiğini, (Sen güzel huylu olarak yaratıldın) mealindeki ayet-i kerime ile bildirmektedir. … Devamını oku

Âlemlere rahmet olarak gönderildi

Allahü teâlâ, Muhammed aleyhisselamı âlemlere rahmet olarak göndermiştir.       Sual: Peygamber Efendimiz, sadece insanlara mı yoksa kâinatta bulunan her varlık için mi rahmet olarak gönderildi?   Cevap: Allahü teâlâ, Muhammed aleyhisselamı âlemlere rahmet olarak göndermiştir. Enbiyâ suresinin 107. ayetinde mealen;   (Seni, alemlere rahmet, iyilik için gönderdik) buyuruldu.    Ebû Hüreyre hazretleri;    “Bir gazada, … Devamını oku

İnsanları felakete sürükleyen şeyler!

İslâm dini insanların dünyada da, ahirette de huzur içinde yaşamasını istiyor. Akıl olmasaydı, insan hep nefsine uyar, felaketlere sürüklenirdi.           Nefis Allahü teâlânın düşmanıdır. Nefsin arzularının, insanı Allah yolundan saptırıcı oldukları, Kur’ân-ı kerimde haber verilmiştir. Çünkü nefis, daimâ Rabbimizi inkâr ve ona isyan etmek ister. Bunun için her istediği kendi zararınadır.   … Devamını oku

Akıl, en güzel ziynet, ilim en şerefli meziyettir…

“Akıllı kimse; dilini kötü söz ve gıybetten koruyan, mümin; kalbini şek ve şüpheden temizleyendir.”       Hüseyn bin Abdullah Subeyhî hazretleri evliyânın büyüklerindendir. Basra’da doğdu. Zamanının âlim ve büyüklerinden ilim öğrendi. Pek kıymetli kitaplar yazdı ve yüzlerce talebe yetiştirdi. Basra’dan ayrılıp Tûs’a gitti ve 320’den (m. 932) önce orada vefât etti.   Bir cuma … Devamını oku

Kendisine rehber arayan genç…

Büyük velî Muhammed Bâkî Billâh hazretleri, çok mütevâzıydı.   Hâlini gizler, talebe olmak için gelenleri kabul etmez, “tecrübe için” geri gönderirdi.   Eğer çok sâdık biri gelirse, kabul eder, ilgi gösterirdi.   Bir “genç” de kendisine bir “rehber” arıyordu.   Ama bulamıyordu.   Bu genç, bir gece açtı ellerini ve “Yâ İlâhî! Beni kâmil bir mürşide kavuştur!” diye yalvardı.   Sonra da … Devamını oku

Sizin perhiz yapmanıza lüzum yok efendim!..

Eski zamandaki valilerden biri çok zengin olunca ölçüyü kaçırır. Hayatını yeme içme üzerine kurar. Yedikçe şişmanlar. Ve bir gün…       Kıyamet derdini bilseydik, dünyada dert diye bir şey tanımazdık. Bütün geçimsizlikler, ölümü unutmaktandır. Ölümü hatırlamak, en büyük nasihattir. Her iman sahibi kimsenin, ölümü çok hatırlaması gerekir. Ölümü çok hatırlamak, emirlere sarılmaya ve günahlardan … Devamını oku

Kurtuluş ümidim, bu hizmetlerdi…

Büyük velî Muhammed Bâkî Billâh hazretlerinin annesi, oğlunun dergâhında çalışır, severek yapardı her hizmeti.   Dergâhta yemekleri o yapar, pişirir, yorulunca bir hasırın üstüne uzanıp yatardı.   Oğlu bunu görüp acıdı hâline.   Ve yemek yapma işini ondan aldı.   Genç birine verdi.   Ancak annesi çok üzüldü bu işe!   Kederlendi, neşesi kaçtı birden!   Mutfaktakilere;   “Ne … Devamını oku