Hocamız, onu bizden çok seviyor!..

Büyük velî Behâeddîn-i Buhârî hazretleri, talebesi içinden en fazla Alâeddîn-i Attâr‘ı seviyordu.   Diğerleri bunu merak ediyor “Hocamız, onu niçin bizden çok seviyor?” diyorlardı içlerinden.   Bir gün hep birlikte bir nehir kenarına gittiler.   Büyük velî sohbete başladı. Bir ara Alâeddîn’e dönüp;   “Alaaddîn kalk!” diye seslendi.   O, bu emirle fırlayıp kalktı.   Bütün talebeler dikkat kesilmişti. Acabâ … Devamını oku

İnsanların en cömerdi Peygamber Efendimizdir

Güzel huyların hepsi Resulullah Efendimizde (sallallahü aleyhi ve sellem) toplanmıştı…       Ebû Bekr ez-Zübeydî hazretleri hazretleri hadîs ve fıkıh âlimidir. Suriye’de Humus’ta doğdu. O zamanki savaşlar sebebiyle Humus’tan ayrılıp Endülüs’ün (İspanya) Kurtuba (Cordoba) şehrine gidip yerleşti. 379 (m. 989) senesinde İşbiliye’de (Sevilla) vefât etti. Peygamberimizin hayatını anlatan siyer ilminde büyük bir âlimdi. Bu konuda … Devamını oku

Topluca Batılılaşmak ne demektir?

Fen bilgilerini öğrenmenin farz-ı kifaye olduğu, kitaplarda vesikaları ile bildirilmiştir.        Sual: Bazı kimseler; “Bu asırda yaşayabilmemiz için, milletçe, topluca Batılılaşmalıyız” diyor. Bu ne anlamda söylenmektedir?   Cevap: Evet bazı kimseler; “Bu asırda yaşayabilmemiz için, milletçe, topluca Batılılaşmalıyız” diyor. Bu sözün iki manası vardır:   Birincisi; Batılıların fende, tecrübede, sanatta, imar ve refah vasıtalarında bulduklarını öğrenmek, … Devamını oku

İlim hakkında kıymetli sözler -1-

Şüphesiz ki, Allahü teâlâ, malı hem dostuna, hem de düşmânına verir, ilmi ise sâdece dostuna lutfeder…           İlim hakkında, hem Kur’ân-ı kerîmde, Rabbimizin kelâmında, hem de hadîs-i şerîflerde, Peygamber Efendimizin mübârek sözlerinde, çok kıymetli beyânlar vardır. Zaman zaman, makâlelerimizde, onlardan bahsettik.   İslâm âlimlerinin de “kelâm-ı kibâr=büyüklerin sözleri” diye anılan yine … Devamını oku

Müslümanlar iki kısımdır

Kitaplarda Müslümanların iki kısım olduğu bildirilmektedir ki bunlar; havâs, âlimler ve avâm, câhillerdir.       Sual: Her Müslümanın, kendine lazım olan din bilgilerini temel fıkıh kitaplarından mı öğrenmesi gerekir?   Cevap: Kitaplarda Müslümanların iki kısım olduğu bildirilmektedir ki bunlar; Havâs, âlimler ve avâm, câhillerdir. Dürr-i Yektâ kitabında buyuruluyor ki:   “Avâm, sarf, nahiv ve edebiyat ilimlerinin … Devamını oku

Büyüklere ‘peki’ demek…

Buhara’da yetişen Alâüddîn-i Attâr hazretleri, büyük bir velîydi. 1400 senesinde Buhârâ’nın Cağanyân nâhiyesinde vefât etti.   Çok zengin, soylu bir aileye sâhipti. Gençken Behâeddîn-i Buhârî hazretlerinin huzûruna edeple girerek “Efendim, beni de talebeliğe kabul eder misiniz!” diye ricâ etti. O mübarek zat da buyurdu ki:   “Kabul ederiz, ama bir şartla. Bir sepet elma alıp, bu elmaları … Devamını oku

Büyüklerin hâllerini inkâr etme, helak olursun!

“Allahü teâlânın öyle sevgili kulları vardır ki, yerlerinde oturdukları hâlde, Kâbe-i muazzamayı tavaf ederler!”       Ürûdek bin Fütyan hazretleri evliyânın büyüklerindendir. Irak’ta Fırat Nehri kıyısındaki Şa’bâniye köyünde yaşamıştır. 673 (m. 1276) senesinde vefât etti. Kerâmetleri ve menkıbeleri çoktur. Şöyle anlatılır:   “Ürûdek bin Fütyan hazretlerinin talebelerinden bir grubu seyahat için yola çıkmışlardı. Büyük … Devamını oku

Herkese lazım olan din bilgilerini öğrenmek…

Her Müslümanın ilmihal bilgilerini, yani kendine lazım olan din bilgilerini öğrenmesi farzdır, dünya ve ahiret saadetine kavuşturur.   Her Müslümanın öğrenmesi gereken îmân, ibadet ve ahlâk ile ilgili dini bilgilere ilmihâl bilgileri denir. Bu bilgileri kısaca ve açıkça anlatan kitaplara ilmihâl kitapları denir. Müslümanların din bilgilerini öğrenmesi için yazılan kıymetli ilmihal kitapları, nakil esasına göre yani Peygamber Efendimizden (sallallahü aleyhi … Devamını oku

“Bunu ancak bir avuç toprak doyurur!”

Hâce Nizâmeddîn hazretleri, bir gün şunu anlattı sevdiklerine: Fakîr bir adam oltayla balık tutarken pâdişah bunu görüp; “Oltana ilk takılan şey ne olursa, sana onun ağırlığınca altın vereceğim” dedi. Oltaya bir şey takıldı. Ortası delik bir kemik. Hükümdâr; “Şansın bu kadarmış” dedi. Ve o garibi alıp saraya gitti. Adamlarına; “Bu balıkçıya, şu kemiğin ağırlığınca altın verin!” diye emretti. Memurlar o kemiği alıp … Devamını oku

Sünneti özürsüz terk etmek mekruhtur!

“Ümmetim arasına fesat yayıldığı zaman, sünnetime yapışan için yüz şehit sevabı vardır!”   Kemâleddîn Süyûtî hazretleri Şafiî mezhebi fıkıh âlimidir. 804 (m. 1401) senesinde Mısır’da Süyût beldesinde doğdu. Buradaki âlimlerden ilim tahsil etti ve memleketinde kadılık yaptı. Sonra Kâhire’ye gitti. Hâfız İbn-i Hacer’den hadîs ilmini aldı. İbn-i Hacer ile “Sahîh-i Müslim”i okudu. Şeyhûniyye Câmii’nde fıkıh derslerini okutmak … Devamını oku