Allah katında ne büyük değerin var

“Ey Sevgili! Korkma, sana murâd edilen iyiliği bir bilsen, sevinçten gözlerin ışıl ışıl olur…”       İbn-i Taber Hemedanî hazretleri tefsîr, hadîs ve Hanefî fıkıh âlimidir. Merv’de doğdu. 376 (m. 986) yılı Safer ayında Buhârâ’da vefât etti. Hadîs ilminde hafız idi. Yüz bin hadîs-i şerîfi rivâyet edenlerle birlikte ezbere bilirdi. Bildirdiği bir hadîs-i şerîf … Devamını oku

“Senin murâdın nedir evlâdım?”

Bir genç, Şâh Şücâ-i Kirmânî hazretlerinin büyük bir velî olduğunu işitip, ziyâretine gitti bir gün.   Sohbetini dinledi.   Çok istifâde etti.   Ancak bir kerâmetini görmek istiyordu bu büyük velînin.   Yanında üç gün kaldı.   Hiç kerâmet görmedi.   Kendi kendine;   “Gideyim bir daha da gelmeyeyim” diye düşündü.   O esnâda büyük zât genci yanına çağırıp; … Devamını oku

Akıl, kalp ve nefis

Nefis, kalbin İslamiyet’e uymasını, mürşid-i kâmilin sohbetinde bulunmayı, kitaplarını okumayı istemez.       Sual: İnsanı idare eden akıl, kalp ve nefis nasıl varlıklardır. Vücudun neresindedirler?   Cevap: Ehl-i sünnet âlimleri buyuruyorlar ki:   “Allahü teâlâ insanda üç şey yarattı: Akıl, kalp ve nefis. Bunların hiçbiri görülmez. Varlıklarını eserleri ile, yaptıkları işlerle ve dinimizin bildirmesi ile anlıyoruz. Akıl ve … Devamını oku

İnsanlara teşekkür etmeyen Rabbine şükretmiş olmaz…

Bize nereden iyilik gelirse gelsin onu Rabbimizden bilmeliyiz. Emir ve irâde onundur. İnsanları sebep olarak görmek gerekmektedir…           Bir kimse iyilik ederse, onun iyiliğine mal ve hizmet ile karşılık verilir. Bunu yapamayan, teşekkür ve dua eder. Bunu da yapamayanın yapılan iyilik başına kakılır. Kötülenir, incitilir. Çünkü, iyiliğe karşı iyilik yapmak, insanlık vazifesidir. … Devamını oku

Her zaman çok istiğfâr okumalıdır

Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: “İstiğfâr duasına devam edeni, Allahü teâlâ dertlerden kurtarır ve ummadığı yerden rızıklandırır.”       Evliyanın büyüklerinden Muhammed Ma’sûm-ı Fârûkî hazretleri buyuruyor ki:    Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: (İstiğfâr duasına devam edeni, Allahü teâlâ dertlerden kurtarır ve ummadığı yerden rızıklandırır.) Bu fakîr [Muhammed Ma’sûm], her gün, farz namazlardan sonra, üç kerre istiğfâr duası … Devamını oku

Velîler, cömertlik ve güzel huy üzere yaratıldılar…

Cömertliğin en yüksek derecesi, kendisi muhtaç iken malını başkasına vermektir…       Behâüddîn Sübkî hazretleri hadîs ve Şâfiî fıkıh âlimidir. 719 (m. 1319) senesinde  Kahire’de doğdu. Şam ve Kahire’de zamanın meşhur âlimlerinin derslerine devam ederek icazet aldı. Şehiriyye Medresesi’nde fıkıh dersi verdi. 773 (m. 1371) târihinde hac vazifesini yaparken Mekke’de vefât etti. Bir dersinde şunları … Devamını oku

Takvâ ehli bir dâmat arıyordu…

Büyük velîlerden Şâh Şücâ-i Kirmânî hazretleri, Kirman pâdişâhının oğlu olup, 889’da vefât etti.   Bu zâtın çok sâliha bir kızı vardı ki, Kirman vilâyetinin en güzel kızıydı.   Çok isteyeni vardı.   Babası kimseye vermiyordu. Çünkü o, “takvâ ehli” bir dâmat arıyordu.   Nihâyet câmide tâdil-i erkânla namaz kılan bir “genç” gördü.   Onu gıbtayla seyretti.   Namazı bitince … Devamını oku

Özürsüz namazı terk etmek

“Özürlü ve özürsüz olarak namazı terk edenin, bunun farzını kaza etmesi lazımdır.”       Sual: Bir Müslüman, beş vakit namazdan birini özürsüz olarak kılmazsa bunun imanı tehlikeye girer mi?   Cevap: Namaz; ibâdet-i bedeniyye olduğundan başkası yerine kılınamaz. Herkesin kendi kılması lazımdır. Ağır hasta ve yaşlı kimse, namaz yerine fakire fidye, para veremez. Hâlbuki, oruç … Devamını oku

Fukahânın tabakaları nelerdir?

“Tabakâtül-Fukahâ=Fukahânın tabakaları”: Fıkıh âlimlerinin tabakaları; helâl ve harâmı, emir ve yasakları bildiren fıkıh ilmi ile uğraşan âlimlerin dereceleri demektir.               Bütün insanlara, her şeyden önce lâzım olan; i’tikâdı (îmânı) düzeltmektir. Yani doğru bir îmân sâhibi olmaktır. İnanılacak şeylerle ilgili hükümlere  “ahkâm-ı i’tikâdiyye” denilmektedir ki bunlar; “ahkâm-ı şer’iyye”nin temelini teşkil ederler.   Ahkâm-ı şer’iyye, kişinin … Devamını oku