İmamın bağırarak sesini yükseltmesi

İmam, namaza başlamak için, tekbir getirmeli, cemaate duyurmayı düşünmemelidir.       Sual: Cemaatle namaz kılarken, imamın sesini cemaate duyurmak için bağırarak yükseltmesi, namaza zarar verir mi?   Cevap: Konu ile alakalı olarak İbni Âbidînde buyuruluyor ki:   “İmamın namaza dururken, rükünden rüküne geçerken ve selam verirken, cemaat işitecek kadar, sesini yükseltmesi sünnettir. Daha fazla yükseltmesi mekruhtur. … Devamını oku

“Beni faydasız ilimden koru ya Rabbî!..” 

Her Müslüman erkeğin ve kadının, İslâm bilgilerini öğrenmeleri farzdır.        Muhammed bin Ahmed Mukrî hazretleri kırâat ve Hanbelî fıkıh âlimidir. 401 (m. 1011) yılında İran’da Şîrâz’da doğdu. Bağdad’a giderek zamanın meşhur âlimlerinin derslerine devam etti ve icazet alarak Nizamiye Medresesi’nde ders verdi. 499 (m. 1105) yılında Bağdad’da vefât etti.   Bu mübarek zat, … Devamını oku

Hizmete adanan bir ömür…

Hüseyin Hilmi Işık Efendi buyurdu ki: “Allahü teâlâ ancak çok sevdiği, çok mümtaz kıldığı kullarına sevdiği bir dostunu tanımayı nasip eder…”     Yarın, büyük İslâm âlimi Hüseyin Hilmi Işık Efendinin vefat yıl dönümüdür… Abdülhakîm Arvâsî hazretlerinin en çok sevdiği talebesi olan Hüseyin Hilmi Efendi, O mübarek zatı, 1929 yılında tanımakla ve ona hizmet etmekle şereflendi. … Devamını oku

“Çocuğun doğunca ismini Ali koy!”

Hindistan evliyâsından ve Silsile-i aliyye denilen büyüklerden olan Abdullah-ı Dehlevî hazretleri, seyyiddir. 1745’te Hindistan’ın Pencab şehrinde doğdu. 1824 de Delhi’de vefât etti. Kabri Şâhcihân Câmii yakınındaki dergâhındadır.   Bu zât henüz dünyâya gelmeden babası rüyâ gördü onun hakkında.   Alî bin Ebî Tâlip (radıyallahü anh), ona rüyâda;   “Allah, sana bir oğul verecek ki, büyüdüğünde yüksek bir … Devamını oku

Allahü teâlâ için darılmak

“Amellerin, ibadetlerin en kıymetlisi, hubb-i fillah ve buğd-ı fillahtır.”       Sual: Günah işleyenlere karşı mesafeli durmak, darılmak, dinimiz açısından uygun olur mu?   Cevap: Hicr, menetmek, dostluğu bırakmak, dargın olmak demektir. Günah işleyene, ona nasihat olması niyeti ile hicr eylemek, caizdir, hatta müstehaptır. Bu hâl, Allahü teâlâ için darılmak olur. Hadis-i şerifte;   (Amellerin, … Devamını oku

Aradığı mübarek zatı bulmuştu…

Evliyânın büyüklerinden Ârif-i Rîvegerî hazretleri, 1209 de Rîvgir’de vefât etti.   O yörede Abdülhâlık-ı Goncdüvânî adında çok büyük bir velî vardı. Ama onun büyüklüğünü bilmiyordu.   Bir gün bu zât çarşıdan öteberi almış, evine dönüyordu ki, genç Ârif gördü.   Edeple yaklaşıp;   “Efendim, izin verirseniz yardım edeyim” dedi.   Kabul edip, elinde olanları verdi ona.   Eve gelince;   “Sağol evlât! … Devamını oku

Şefaati inkâr edenlere, şefaat yoktur!..

Ehl-i sünnet itikâdına göre: “Allahü teâlâ, âhırette bütün insanları ve canlıları diriltecektir.”       Üstâd Abdülkâdir Bağdâdî hazretleri Şafiî mezhebi fıkıh âlimidir. Bağdad’da doğup yetişti. Çocukluğunda babası ile beraber Nişâbûr’a gidip âlimlerden ilim ve hadîs-i şerîf öğrendi. Daha sonra İsferâin’e gidip, Ebû İshâk el-İsferâînî’nin derslerine devam etti. Onun vefâtı üzerine talebelere ders okuttu. 420 … Devamını oku

Dine hizmette yapılan yardımı az görmemeli!

  Cihada iştirak edenler, Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarının dağıtılmasına yardım edenler Hazreti Peygamberin (aleyhissalatü vesselam) vârisleridir.           Din büyüklerimiz buyuruyorlar ki: “Günümüzde, cihada iştirak edenler, Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarının dağıtılmasına yardım edenler Hazreti Peygamberin (aleyhissalatü vesselam) vârisleridir. Yapılan yardımı az da olsa küçümsememek lazım. Dikkat ederseniz dinimize az-çok demeden yardımcı olanlar elde olmadan … Devamını oku

Zuhr-i âhir namazı

Hanefi mezhebinin bazı âlimleri ve üç mezhebin de çoğunluğu, bir camiden fazla cuma kılınmaz dedi.       Sual: Cumanın farzından sonra zuhr-i âhir namazını kılmak şart mıdır?   Cevap: Her şehirde, birkaç camide cuma namazı kılınabilir. Fakat, Hanefi mezhebinin bazı âlimleri ve üç mezhebin de çoğunluğu, bir camiden fazla cuma kılınmaz dedi. Şehir olduğu şüpheli … Devamını oku