Bana Şâd-ı dil’i çağırınız!

Sehl bin Abdullah Tüsterî hazretleri; ölüm hastalığında son nefeslerini veriyordu ki, talebeleri;   “Efendim, yerinize kimi bırakıyorsunuz?” dediler.   Buyurdu ki: “Şâd-ı dil’e bırakıyorum.”   Talebeler şaşkın hâlde birbirlerine bakıp “Hocamızın aklı gitti” dediler.   Zîra bir kâfirin ismiydi bu.   Sesler yükselince;   “Kalkınız, bana Şâd-ı dil’i çağırınız!” buyurdu.   Önce tereddüt ettiler. Sonra koşup çağırdılar.   Az … Devamını oku

Dünyayla işin kalmadı ey nefsim!

Horasan evliyâlarından Sehl bin Abdullah-ı Tüsterî hazretlerine, annesinden çok mal kaldı.   Hepsini fakîrlere dağıttı.   Kimde ne alacağı varsa onlara bağışlayıp hakkını helâl etti.   Sonra da Kâbe-i şerîfi tavaf için yollara düştü…   Kendi kendine;   “Ey nefsim! Dünyâyla işin kalmadı. Sana, bundan sonra âhiret lâzım. Sakın dünyâlık bir şey isteme benden. Hem istesen de vermeyeceğim” dedi. … Devamını oku

Allah’ın kullarına iyilik et!

Sehl bin Abdullah-ı Tüsterî hazretleri, Horasan evliyâlarından olup, Basra’da vefât etmiştir.   Her duâsı kabul olan bir zâttı.   Hangi hastaya duâ etse, o kimseler, şifâ bulurdu.   Kendinin de bâzı hastalıkları vardı.   Ama bunlar için bir şey yapmazdı.   Bir gün sevdikleri;   “Efendim, hastalar duânızla biiznillah şifâ buluyor. Siz de hastalıklarınız için duâ etseniz de … Devamını oku

İnsanları sevindirmek…

Bir gün Sehl bin Abdullah-ı Tüsterî hazretlerine;   “En büyük mutluluk nedir? diye sordular.   Cevâbında;   “İnsanları sevindirmektir, ama bir şartla” buyurdu.   “O şart nedir efendim?” dediklerinde;   “Unutacaksınız, karşılık beklerseniz, o ticâret olur ki, hiç kıymeti olmaz” buyurdu.   ● ● ●   Bir gün de bu zâta;   “İyi insan nasıl olur efendim?” diye sordular.   Cevâbında;   … Devamını oku

“Haydin cenâze namazına!”

Sehl bin Abdullah-ı Tüsterî hazretleri, Horasan evliyâlarındandır.   Abdullah bin Mübârek hazretleri; Sehl-i Tüsterî’ye gençliğinde ders okutuyordu.   Kalbine feyiz veriyordu.   Sehl, bir gün geldi ve;   “Hocam! Bundan sonra sizin dersinize gelmeyeceğim” dedi.   Hocası sordu:   “Niçin yavrum?”   “Çünkü sizin câriyeleriniz, çok terbiyesiz. Dün sizin dama çıkmışlar, oradan bana ‘Benim Sehl’im benim Sehl’im’ diye seslenip … Devamını oku

“Rabbinden iste!..”

Sehl bin Abdullah-ı Tüsterî hazretleri, Horasan evliyâlarındandır.   Bir gün bu zâta biri gelip;   “Efendim, ben köseyim, duâ edin de sakalım çıksın” dedi.   Büyük zât cevâben;   “Elini yüzüne sür!” buyurdu.   Adam sürünce şaşıp kaldı.   Zîra bir tutam sakal geldi eline.   Hem de gür olanından.   “Nasıl olur?” demeyin.   Allah, her … Devamını oku

Gayrimüslim idi, ama…

Sehl bin Abdullah-ı Tüsterî hazretleri, bir gün talebeleriyle bir yere giderlerken bir “gayrimüslim” kişiye rastladılar yolda. Büyük veli, onu   gençlere gösterip;   “Şu kimse, ileride Müslüman olabilir” buyurdu.   Ve devam ettiler yollarına.   Aradan uzun yıllar geçti…   Hattâ Sehl-i Tüsterî hazretleri göç etti bu dünyadan. Talebesinden biri, bu velinin kabrini ziyarete gidiyordu ki, yolda … Devamını oku

Yılandan bile kaçmıyordu

Bir gün Sehl bin Abdullah-ı Tüsterî hazretlerinin ziyaretine, sevdiği bir kimse geldi.   Tam içeri adım atmıştı ki, girmeyip birden geri kaçtı.   Zira odanın ortasında   koca bir “yılan” vardı.   O geri giderken Hazret-i Sehl sordu:   “Niçin girmiyorsun?”   “Yılan!” dedi adamcağız.   “Ben böyle büyük ve korkunç yılan görmedim ömrümde!”   Büyük veli; … Devamını oku

Bu kuş, takva kuşudur

Sehl bin Abdullah-ı Tüsterî hazretleri, Horasan evliyalarındandır. Kendisi anlatıyor:   Bir gece rüya gördüm.   Bütün insanlar büyük bir meydanda toplanmışlardı.   Onlara sordum ki:   “Niçin toplandınız?”   Cevaben;   “Kıyamet koptu” dediler.   O ara bir “kuş” gördüm.   Uçarak geldi ve mahşer ehlinden bazısını kanatları üzerine alarak cennete götürdü.   Kendi kendime;   “Bu … Devamını oku

Hocasına uymak için!..

Sehl bin Abdullah-ı Tüsterî hazretleri, Horasan evliyâlarındandır. Bir kimse anlatıyor:   Basra’dayken Sehl-i Tüsterî hazretlerine rastladım bir gün. Baktım, parmağını bir bezle sarmıştı.   Kendisine;   “Geçmiş olsun. Yoksa ağrıyor mu?’ dedim.   “Hayır” buyurdu.   “Niçin sardınız öyleyse?”   Cevap vermedi…   Merak etmiştim.   Sonra oradan ayrılıp Mısır’a gittim. Hazret-i Sehl’in hocası Zünnûn-ı Mısrî hazretlerine … Devamını oku

İlim, kalbe hayat verir…

Sehl bin Abdullah-ı Tüsterî hazretleri, Horasan evliyâlarından olup, Basra’da vefât etmiştir.   Bir sohbetinde;   “Bir kimsenin kalbinde hakîkî îmân varsa, o kişi Rabbine karşı gelip de günah işleyemez. Çünkü Allah’tan korkar” buyurdu.   Ve ekledi:   “Meselâ ‘kul hakkı’nın önemini bilen ve hep bunu düşünen bir Müslüman, ayağını uzatıp da rahat rahat yatamaz.”   Şöyle devam … Devamını oku

Çocukken görülen bir rüyâ…

Sehl bin Abdullah-ı Tüsterî hazretleri, Horasan evliyâlarından olup, Basra’da vefât etmiştir.   Üç dört yaşlarında idi ki, bir gece rüyâ gördü.   Şöyle ki; Arş-ı âlâ’da secdeye kapanmış, Rabbine yalvarıyordu.   Rüyâsını dayısına anlattığında, dayısı;   “Bunu hiç kimseye söyleme” diye tembîh etti kendisine.   Evliyâ bir zâttı dayısı.   “Evlâdım! Her gece yatağına yattığında üç defâ ‘Rabbim hep benimledir, beni … Devamını oku

Üstâda saygı…

Sehl bin Abdullah-ı Tüsterî hazretleri, asrının bir teki olup, üstâdı olan Zünnûn-i Mısrî hazretlerine karşı çok edepliydi.   Şöyle ki;   O hayattayken dînî bir konuda ağzını açmadı. Kendisine suâl sorarlardı.   Fakat o, üstâdına edebinden dolayı cevap vermezdi.   Ama bir gün;   “Kardeşlerim! Dînî bir suâliniz varsa sorun, cevap vereyim” buyurdu yakınlarına.   Onlar şaşırıp; … Devamını oku