Birleştirici olmalı

Genelde hiç kimse, bilmediği konularda, uzmanlık alanın dışında konuşmaz. Eğer konu din ise, bilen bilmeyen herkes, fikir yürütür, “Bence böyle olmalı” der. Dini eleştirenlere bakın, dinden hiç haberi yoktur. Kulaktan duyma bilgilerle dine saldırırlar. Din cahili bazı yazarlar fırsat buldukça dine saldırıyorlar. Bölücülük yapıyorlar. Müslümana gerici diyorlar. Gerici demek bölücülüktür. Nedir bu gericilik? Saldırının şiddetini … Devamını oku

Rüyada kendini âlim olarak görmek

Rüyada kendini âlim olarak görmek Sual: Bazı kimseler, rüyada kendilerini büyük bir hükümdar veya yüksek mevki sahibi, yahut büyük bir din âlimi olmuş olarak görmektedir. Böyle rüyalar doğru mudur, yoksa aslı, esası yok mudur? Cevap: Böyle bir suali, İslam âlimlerinin büyüklerinden olan İmâm-ı Rabbânî hazretlerine sorduklarında, cevabında buyuruyor ki: “Böyle rüyalar boş ve esassız değildir. … Devamını oku

“Mal sahibi, mülk sahibi!..”

“Mal sahibi, mülk sahibi!..” İş, eş ve benzer sebeplerle memleketinden uzakta yaşayan milyonlarca insan vardır. Vatan hasreti hiçbir şeye benzemez. Tatmayan anlayamaz, anlayan anlatamaz. Doğduğu yerde ölenlerin sayısının giderek azaldığı günümüzde herkes için değişmeyen gerçektir sıla hasreti. Hayat, bir rüya, bir film gibi sanki. Yazılı bir senaryonun oyuncularıyız. Bizden öncekiler oyunlarını oynayıp geçip gittiler. Biz de, … Devamını oku

Âriflerin Allahü teâlâdan dileği

Âriflerin Allahü teâlâdan dileği Seyyid İbn-i Ayderûsî hazretleri evliyanın büyüklerindendir. İsmi Muhammed bin Ali bin Abdullah’tır. 1655 (H.1066) senesinde Mekke-i mükerremede vefât etti. Mekke âlimlerinden fıkıh ilmini tahsîl etti. Zamânındaki velîlerin sohbetlerinde bulunup, tasavvuf yolunda ilerledi. Çok kermaetleri görüldü. Bir zaman Mekke-i mükerremede yağmur yağmadı ve kuyular kurudu. Hacıların gelme zamânı da yaklaşmıştı. Havuzlar bomboş … Devamını oku

“Duâ edin de oğlum eve dönsün”

“Duâ edin de oğlum eve dönsün” Bağdat Velîlerinden Mârûf-i Kerhî hazretleri devrinde bir “Çocuk” bir işi için evinden çıkmış, fakat geri dönmemişti bir daha. Babası yoktu. Annesi ağlıyordu. Bir an önce oğluna kavuşturması için duâ ediyor, Rabbine yalvarıyordu. Nihâyet Mârûf hazretlerini hâtırladı. Kapısına gitti. Ve ağlayarak; “Efendim, duâ edin de oğlum evine dönsün” diye yalvardı. … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 3841

Bugün bir mail aldım. Diyor ki; Enver abi, hepimiz sana dua etmek mecburiyetindeyiz. Çünkü siz Hocamızın âilesine ve kızına hizmet ediyorsunuz. Bu, hepimize düşen bir görev. Fakat siz bizim yerimize ifa ediyorsunuz, mecburuz size dua etmeye, diye yazmış. Akıllı çocuk. Çünkü evlada yapılan babaya yapılmıştır. Hele hele Abdülhakîm Efendi hazretlerinin gözbebeği hanımannemiz… Hanımanne anlattı; Ben … Devamını oku

Peki bu dini yıkmak değil mi?

Sual: Bazıları, (İslam artık toplumun gereklerine göre değişmeli. Mesela kadınlar daha özgür olmalı, istedikleri gibi giyinip, istedikleri gibi çıkıp gezebilmeli) diyor. Bunlara nasıl cevap vermeli?CEVAP Dini insanlar çıkarmadı ki insanlar değiştirsin. Kadının nasıl giyineceğini insanlar tespit edemez ki. Allah’a inanan kimse, O ne demişse Ona inanması gerekir, uyarsa daha büyük nimettir. Ben hepsine inanıyorum, tamamını … Devamını oku

Büyüklük, Allahü teâlâya mahsustur

Büyüklük, Allahü teâlâya mahsustur Tâcüddîn-i İskenderî hazretleri Mâlikî mezhebi âlimlerinin ve Şâzilî tarîkatının büyüklerindendir. 1309 (H. 709) senesinde Mısır’da vefât etti. Yâkût-i Arşî’den ilim öğrenip feyiz ve bereketlerinden istifâde etti. Tasavvufta Ebü’l-Abbâs Mürsî hazretlerinin sohbetlerinde kemâle erdi. Tefsîr, hadîs, fıkıh, nahiv, usûl ve benzeri ilimlerde söz sâhibi olan âlimlerden oldu. En meşhûr talebesi Ebü’l-Hasan-ı Sübkî’dir. … Devamını oku

“Bedduâ değil de duâ edelim!”

“Bedduâ değil de duâ edelim!” Bağdat evliyâsından Mârûf-i Kerhî hazretleri, bir gün Dicle kenarında bâzı talebeleriyle oturuyordu ki, o sırada bir “Kayık” belirdi ileride. İçinde birkaç genç, içki içip taşkınca saz çalıp yaygara yapıyorlardı. Talebeler üzüldüler. Hocalarına gittiler. Ve “Efendim şunlara bakın. Bir bedduâ etseniz de şu denizde boğulup gitseler” dediler. Sinirliydiler. Buyurdu ki: “Bedduâ … Devamını oku

Ana-babanın, evlâdı üzerinde hakları çok büyüktür…

Ana-babanın, evlâdı üzerinde hakları çok büyüktür… Ana-babasını râzı eden kimse için, Cennette iki kapı açılır. Ana-babası, kendinden râzı olmayan kimse için de Cehennemde iki kapı açılır. Bir kimsenin ana-babası zâlim dahî olsalar, onlara karşı gelmek, onlarla sert konuşmak câiz değildir. Hak teâlâ buyurdu ki: (Yâ Mûsâ! Günâhlar içinde bir günâh vardır ki benim indimde çok ağır ve … Devamını oku

30 Ağustos 2023İbadetlerin faydaları tecrübe edilmeden…İslamiyetin ahkamının, hükümlerinin faydaları tecrübe ile anlaşılmasa da, bunlara inanmak ve gereklerini yapmak akla uygundur.

Sual: Fen adamlarının, doktorların haber verdikleri faydalı şeyler, tecrübe edilerek anlaşıldığı için, akıl bunları kabul eder ve bunlara inanılır. İslamiyetin emrettiğ ibadetlerin faydaları tecrübe edilmediği için, bunlara inanmak akla uygun değildir diyenlere ne cevap vermelidir? Cevap: Fen adamlarının tecrübelerine, işitilerek inanılmaktadır. Evliyânın bildirdikleri ve tecrübe ettikleri şeyler de, böyle işitilmektedir. İslamiyetin bildirdiği çok şeylerin faydaları … Devamını oku