Hülefâ-i râşidine buğzeden

“Hazret-i Ebû Bekir namaza, hazret-i Ömer zekâta, hazret-i Osman oruca, hazret-i Ali ise hacca benzer…”   Sual: Cennetle müjdelenmiş ve Peygamber efendimizin halifeleri olan dört büyük zatı sevmeyen, buğzedenler oluyor. Bunların bu durumu imanlarını etkiler mi, ahıretteki durumları nice olur? Cevap: Bu konuda Menâkıb-ı Çıhâr Yâr-i Güzîn kitabında deniyor ki: “Rükneddîn Ahmed bin Cürcânî hazretleri, Abdullah bin … Devamını oku

Rehberini tenkit etmek!

Sual: Bazı kimseler, imâm-ı Rabbânî hazretleri benim rehberim dediği hâlde, bu zatı tenkit ediyorlar. Böyle yapmak doğru mudur? Cevap: İmâm-ı Rabbânî hazretleri, böylelerine Mektûbât kitabının 313. Mektubunda cevaben buyuruyor ki: “Oradaki kardeşlerimiz arka arkaya yazarak, Mîr Muhammed Numan hazretlerinin bugünlerde talebeyle az çalıştığını, ev yaptırmakla uğraştığını, eline geçenleri ev yapmaya harcettiğini, talebenin, kendisinden faydalanmadığını bildiriyorlar. … Devamını oku

Huşû ile kılınan namaz kurtuluş vesilesidir…

Hâfız Ali Efendi Kıbrıs’ta yetişen velîlerdendir. 1846 (H.1262) senesinde Kıbrıs’ın Limasol şehrinde doğdu. Tahsil çağına gelince, İbrâhim Sıdkı Efendinin ders verdiği medreseye devâm etti. İbrâhim Efendiden Kâdiriyye tarîkatında icâzet aldı. Hocasının vefâtından sonra yerine geçerek insanlara doğru yolu anlatmaya çalıştı. 1926 (H.1345) senesinde Kıbrıs’ın Baf kasabasında vefât etti. Baf’a belli günlerde gemi gelirdi. Gemi tayfalarından … Devamını oku

“Hanımınıza karşı iyi huylu olunuz!”

Herat’ta doğup orada vefât eden Abdullah-ı Ensârî hazretleri bir gün sohbetinde; “Bir hakîkî mürşidin sohbetine kavuşmak, nîmetler içinde en büyük olanıdır” buyurdu. Sordular: “Neden efendim?” “Çünkü o büyüklerin bir şefkatli nazarı, kalpteki karartı ve pasları temizler de ondan” dedi. Ve ardından; “Kâbe, Mina, Arafat her zaman bulunsa da, böyle mübârek bir zât her zaman ele … Devamını oku

Ana babanın vefâtından sonra evladın vazifeleri…

Ana baba hakları -5- İmam-ı Nesefî hazretleri, ana-babanın vefâtından sonra yapılması gereken kırk vazifeyi şöyle bildiriyor: 1- Ana babasının ölüm haberini alan evlat, önce kanunî işlemleri tamamlamalıdır. Cenazenin defin işlerinde erken davranmalı ve acele etmelidir. Hemen, ölümün gerçekleştiğini tesbit ve tevsik etmek için, Belediye ve diğer yetkili kurumların tayin ettiği bir doktordan “Ölüm Raporu” alarak, Mezarlıklar Müdürlüğüne müracaat edip “Defin Ruhsatı” almalıdır. … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 3882

Bir gün mübarek Hocamıza “Allah rahmet eylesin”, Efendim, şu arkadaşımız şöyle böyle, bize de çok hizmet ediyor, kitaplarımızı tercüme ediyor deyince, mübarek Hocamız buyurdular ki; Kim dine hizmet ederse, biz onun ayağına gideriz. Çok namaz kılanın, çok oruç tutanın demediler. Kim Allahü tealanın dinine hizmet ederse, onun bize gelmesini beklemeyiz, biz onun ayağına gideriz. Onun … Devamını oku

“Hocanın ölüm ânında ne işe yaradığını görelim!”

Kerîmüddîn Ebdâlî hazretleri Hindistan’ın büyük velîlerinden olup Kâbil ile Lâhor arasında, Osmanpûr beldesindendir. 1640 (H.1050) senesinde vefât etti. İlk tahsîline memleketinde başladı. Daha sonra Lâhor’a gitti. Oradan Serhend’e giderek İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin sohbetleriyle şereflendi, feyiz ve himmetlerine kavuştu. İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin feyiz ve himmetleri o kadar çok ve kuvvetliydi ki, daha sohbet olmadan, sâdece huzûrunda … Devamını oku

“Asıl dert, günah işlemekti!”

Herat’da doğup orada vefât eden Abdullah-ı Ensârî hazretleri, büyük hadîs âlimidir. Neseb-i şerîfi, “Ebâ Eyyûb-el Ensârî” hazretlerine dayanır. Bunun için “Ensârî” ismiyle meşhur olmuştur. Dört yaşında ilim tahsîline başladı. Bütün din ilimlerine vâkıf oldu. “Üç yüz bin”den ziyâde hadîs-i şerîf ezberledi. Bütün vaktini ilimle geçirirdi. Yemek yemeye vakti yoktu. Annesi, lokma lokma yedirirdi eliyle. Hadîs-i … Devamını oku