Kapıyı bulamayan hırsızın tövbesi!

Hindistan Evliyâsından Abdülvâhid-i Lâhorî hazretleri zamânında adamın biri, bir gece hırsızlığa çıktı. Rastgele bir eve girdi. Ancak bu ev, bu büyük velîye âitti. Bakındı etrâfa. Bir “hırka” gördü. Bu zâtın hırkasıydı. Hemen aldı onu. Zâten başka da bir şey bulamamıştı alacak. Kendi kendine “Fakîr bir eve gelmişim” dedi. Ve çıkmak için kapıya yöneldi. Ancak kapı … Devamını oku

Tasavvuf büyüklerinin hâllerini inkâr edenler!

Mahmûd Çelebi Seyyid Ahmed Buhârî’nin yetiştirdiği büyük velîlerdendir. Zâhirî ilimlerdeki tahsîlini tamamladıktan sonra, tasavvuf yoluna yönelip, Seyyid Emîr Ahmed Buhârî’nin sohbet ve hizmetlerine devâm ettti. Hocasına olan muhabbet ve bağlılığı pekçok olduğundan, kısa zamanda yüksek derecelere kavuştu. Hocası, onu kızı ile evlendirerek kendisine dâmâd yaptı. Emîr Buhârî hazretleri vefât edeceği zaman, Mahmûd Çelebi’yi kendisine halîfe … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 3895

Peygamberimiz ‘aleyhissalatü vesselam’ buyuruyorlar ki; Benden sonra ümmetimin kâfir ve müşrik olacaklarına üzülmüyorum. Olmaz! Bu kadar güçlü iman… Ama dünyaya düşerseniz, paraya düşerseniz, birbirinize düşman olursunuz, hatta birbirinizi öldürürsünüz. Ben bundan korkuyorum, buyurmuşlar. Bu dünya bir cazibe merkezidir. Bu dünya bir hortum, bir kara delik gibidir. Adımını attın mı, bir daha kurtulamazsın. Onun için, tehlikeli … Devamını oku

Hiç kimseyi hafife almamalıdır!

Sual: Bir Müslümanın, çocukları, günah işleyenleri, henüz iman etmemiş olanları, hafife alması, onlara tepeden bakması uygun mudur? Cevap: Konu ile alakalı olarak Süleyman bin Cezâ hazretleri Eyyühel Veled kitabında buyuruyor ki: “Küçüklere, fasıklara ve facirlere yani günah işleyenlere karşı da kibirli olmamalıdır. Yalnız, tekebbür sahibine karşı tekebbür etmek lazımdır. Bir çocuk gördüğün zaman, bunun günahı yoktur, … Devamını oku

Kibirli adamın feci sonu!

Şirvan’da doğan Abdülmecid Şirvânî hazretleri; Tokat’ta mütevâzı bir hayat sürer, insanları irşâd ederdi. Bir gün bu şehre makam sâhibi biri gelir. İnsanlar, ziyâretine gidip “Hoş geldiniz” derler. Ancak adam kibirlidir. Asık suratla sorar ki; “Bu şehrin ahâlisi bu kadar mı?” “Evet” derler. “Başka kimse yok mudur?” “Takvâ sâhibi bir zât var ki, pek dışarı çıkmaz, … Devamını oku

“Mert isen, kötülük yapana, iyilik yap!”

Şeyh Ebü’l-Kâsım hazretleri İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin torunu olan Muhammed Sibgatullah hazretlerinin ilk oğlu, Urvet-ül-vüskâ Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî’nin de torunudur. 1645 (H.1055) senesinde Hindistan’da Serhend’de doğdu. Yüksek dereceler sâhibi olan amcası Muhammed Ubeydüllah-ı Serhendî’den de okuyup ilim öğrenmişti. 1671 (H.1082) senesinde Ekberâbâd beldesine gitmişti. Orada vefât etti. Cenâzesini Serhend’e getirip yüksek dedesinin yakınında defnettiler. Urvet-ül-vüskâ Muhammed Ma’sûm-i … Devamını oku

Herkes, çalışmasının karşılığını alır

Sual: Allahü teâlâ, inansın, inanmasın dünyada çalışan herkese, çalışmasının karşılığını muhakkak verir mi? Cevap: Allahü teâlânın rahmeti, şefkati dünyada müminlere ve kâfirlere, herkese birlikte yetiştiği ve herkesin çalışmasına ve iyiliklerine dünyada karşılığını verdiği hâlde, ahırette kâfirlere merhametin zerresi bile olmayacaktır. Nitekim Hûd suresinin 15. ayetinde meâlen; (Görüşleri kısa, akılları eksik olanlar, ahıreti düşünmeyip her iyiliği, şöhret, … Devamını oku

“Tövbe ediyorum efendim!”

Irak’ta yetişen Abdülkâhir Sühreverdî hazretlerinin bir sevdiği şöyle anlatıyor: Bir gün Abdülkâhir Sühreverdî hazretleriyle çarşıda dolaşıyorduk. Bir kasap dükkânının önünden geçiyorduk. O, birden durdu. Ben de durdum. Bana, dükkândaki bir eti göstererek “Şu et bana (ben leşim) diyor” buyurdu. Kasap da duydu bunu. Ve üzüntüden bayıldı! Ayılınca, bize; “Evet, o et gerçekten leşti’ dedi. Yâni … Devamını oku

Susmak, yorulmadan yapılan bir ibâdettir…

Ebû Muhammed Mâcid Kürdî hazretleri Irak’ta yetişen büyük velîlerdendir. Bağdat civârında yaşadı. Seyyid Abdülkâdir-i Geylânî hazretleri bu zâtı överdi. Cebel-i Hamsîn denilen yerde yerleşip ilim ve ibâdetle meşgûl oldu. 1166 (H.561) senesinde vefât etti. Oğlu Süleymân şöyle anlatır: Bir ara babamın husûsî odasında, yanında bulunuyordum. Orada yiyecek ve içecek aslâ bir şey bulunmazdı. Bir gün … Devamını oku

İman, kelime-i tevhidin iki kısmına da inanmaktır

İslamiyet’i bildiren kitaplar pek çoktur. Bunların içinde, İmam-ı Rabbânî hazretlerinin üç cilt (Mektubât) kitabı, bundan sonra, Muhammed Ma’sûm hazretlerinin üç cilt (Mektubât) kitabı çok kıymetlidir. Muhammed Ma’sûm hazretleri, Mektûbât’ın üçüncü cildinin on altıncı mektubunda buyuruyor ki: (İman, kelime-i tevhidin Lâ ilâhe illallah ve Muhammedün Resûlullah [Allahü teâlâdan başka hiç bir ilah yoktur. Muhammed aleyhisselam Allahü teâlânın … Devamını oku