ABDULLAH BİN AMR BİN ÂS ( radıyallahü anh )

Eshâb-ı kiramın büyüklerinden Amr bin Âs’ın ( radıyallahü anh ) oğlu. Babasından önce îmân etmekle şereflendi. Adı, Abdullah bin Amr bin Âs bin Vâil bin Hâşim bin Sa’îd bin Sehm bin Amr bin Haris bin Ka’b bin Lüey el Kureyşî’dir. Müslüman olmadan önce adı, Âs idi. Peygamberimiz Abdullah olarak değiştirdi. Künyesi, Ebû Muhammed veya Ebû … Devamını oku

ABDULLAH BİN ABBÂS ( radıyallahü anh )

Eshâb-ı kiramın meşhûrlarından. Tefsîr, hadîs, fıkh ilimlerinde ve diğer ilimlerde büyük âlimdir. İsmi Abdullah bin Abbas bin Abdulmuttalib bin Haşim bin Abd-i Menaf el-Kureyşi, el-Haşîmî’dir. Babası Peygamberimizin ( aleyhisselâm ) amcası Hazreti Abbas’dır. Annesi Lübabet-ül-Kübrâ binti Harisi Hilâliyye’dir. Annesi ilk müslüman olanlardandır. Babası Hazreti Abbas önceden müslüman olduğu halde gizli tutup, Mekke’nin fethinde açıklamıştır. Abdullah … Devamını oku

ABBÂS BİN UBÂDE ( radıyallahü anh )

İkinci Akabe bîatında müslüman olmakla şereflenen Eshâb-ı kiramdan. Medineli olup Hazrec kabilesine mensûbtu. İsmi Abbas, nesebi; Ubade bin Nadle bin Mâlik bin Aclan bin Zeyd bin Ganem bin Sâlim bin Avf bin Amr bin Avf bin Hazrec’dir. Doğum târihi ve kaç yaşında vefât ettiği bilinmeyen Abbas bin Ubâde ( radıyallahü anh ) Uhud gazâsında şehîd … Devamını oku

ABBÂS BİN ABDULMUTTALİB ( radıyallahü anh )

Peygamber efendimizin ( aleyhisselâm ), en çok sevdiği amcalarından. Abdulmuttalibin en küçük oğludur. Peygamber efendimizden üç yaş büyüktür. Bedir gazâsında düşman askeri arasında idi. Müslümanların eline esîr düştü. Kendisi için ve kardeşlerinin oğulları Ukayl ve Nevfel bin Haris için para verip kurtuldular. O yıl îmân etti. En son hicret eden budur. Mekke ve Huneyn gazâlarında … Devamını oku

“Ömrün boyunca kullan” demek…

Sual: Bir kimse, bir başkasına ömrün boyunca bu evim senin olsun deyince, bu ev gerçekten o kimsenin olur mu ve böyle yapmak caiz midir? Cevap: Bu konuda İhtiyâr kitabında deniyor ki: “Ömrî denilen hibe, hediye caizdir. Yani, ömrün boyunca evim senin olsun deyince, öldükten sonra ev, sahibine, sahibi ölmüş ise, vârislerine geri verilir. Rukbî denilen … Devamını oku

Misafir kabul eder misiniz?

Irak’ta yaşayan velîlerden Alî bin Heytî hazretleri, bir gün Irak’ın bir köyüne gitti, bir evin önünde durdu. Ve kapıyı çaldı. Kapı açılınca; “Kabul ederseniz misâfir geldim” buyurdu. Ev sâhibi onu tanımıyordu. “Buyurun” deyip içeri aldı. Hoşbeşten sonra, bu zât pencereden bir tavuğu gösterip; “Şu tavuğu benim için keser misiniz” buyurdu. Ev sâhibi; “Hayhay” dedi. Ve … Devamını oku

Zikir, hâtırlamak, anmak demektir

Şemsüddîn İbn-i Atiyye hazretleri Şâfiî mezhebi âlimi ve büyük velîlerdendir. Mısır’ın İskenderiyye şehrinde, 1415 (H.818) senesinde doğdu. Çok ilim tahsîl etti. Birçok âlimden hadîs ve fıkıh ilimlerini okudu. Kânûnî Sultan Süleymân Hân devrinde, deniz yolu ile İstanbul’a geldi. Pâdişâh kendisine çok tâzim edip, sayısız ikrâm ve ihsânlarda bulundu. Bir ara kadıaskerlik vazifesine tâyin edildi. Fakat … Devamını oku

“Bizden değildir…” ne demek?

Bazı hadîs-i şerîflerde, “Lâ yü’minü ehadüküm…..” yanî “herhangi biriniz îmân etmiş olmaz….” gibi ifâdeler geçiyor. Hemen başta ifâde edelim ki, bu, “o kişi kâfirdir”anlamında değildir; o kişi kâmil mü’min değildir; eğer kâmil mü’min olsa, bu işleri yapmaz manâsında kullanılmaktadır. Meselâ “Komşusu aç iken tok yatan, mü’min (veya bizden) değildir” hadîs-i şerîfindeki, “mümin değil” ifâdesi, o kişi … Devamını oku

Mukaddes kitapta müstehcenlik!..

Sual: Hıristiyanların ve Yahudilerin mukaddes kitaplarında müstehcen hikâyeler olduğu doğru mudur? Cevap: Yahudilerin elinde bulun Tekvîn isimli kitap, ilk insanlardan, ilk Peygamberlerden, Âdem, Nûh, İbrâhîm (aleyhimüsselam) gibi büyük nebilerden bahseder. Aynı zamanda İbrani ailelerinin nasıl kurulduğunu anlatır. Yahudilerin ceddi olan Yehûdâ’dan bahseden babın başında; “Yehûdâ kardeşlerinin yanından ayrıldı ve adamın yanına indi. Orada Kenanlı bir … Devamını oku

“Dünyâda en zor iş nedir?”

Irak’ta yaşayan velîlerden Alî bin Heytî hazretleri “rahmetullahi aleyh”, bir gün bir yere gidiyordu. Kavga edenlere rastladı. Yanlarına gidince, onlardan birinin öldürülmüş olduğunu gördü. Ancak kim öldürdü? Bu, belli değildi. Zîra her biri; “Ben öldürmedim” diyordu. Suçu diğerine atıyordu. Oradakilere: “Bu kimseyi hanginiz öldürdünüz?” diye sordu. Kimseden ses çıkmadı. Cevap gelmeyince; “Siz söylemezseniz, ölünün kendine sorarım” … Devamını oku

Dünyâda en güzel üç kazanç vardır!

Muhammed bin Anân hazretleri evliyânın büyüklerindendir. 1415 (H. 818)’de Mısır’da doğdu. Tasavvuf yolunu Ebü’l-Abbâs Gamrî’den öğrendi. 1516 (H.922) senesinde Kahire’de vefât etti. Çok kerâmetleri görüldü. Kerâmetlerinden bazılarını, talebesi Abdülvehhâb-ı Şa’rânî hazretleri, Tabakât-ül-Kübrâ adlı eserine yazdı. Abdülvehhâb-ı Şa’rânî hazretleri şöyle anlatır: Bir gece ayaklarımı uzatıp yatmak istedim. Ayaklarımı uzatmak istediğim her yönde, Allahü teâlânın bir velî kulunun … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 3943

Mübarekler anlattılar; Şâh-ı Nakşibend hazretleri altıyüz-yediyüz sene evvel açmış ellerini, ya Rabbi, ne olacak bu gençlerin hali? Bunlar başka şeylerle uğraşıyorlar. Bunlar yoldan çıktı. Allahım, bana bir şey ver ki, bu insanlara, bu gençlere faydalı olayım diye, günlerce dua etmiş. Bir insanın ilmen bilmesi başka, bir de aynül yakin görmesi başkadır. Onlar Cenneti Cehennemi görür … Devamını oku