O kitapların okunduğu yere rahmet yağar

Büyük velî Ebül Feth-i Serahsî hazretleri; her velî gibi hocasını çok sever, her kavuştuğu şeyi “onun bereketinden” bilirdi.   Bir gün bâzı dostları;   “Efendim, bu yüksek mertebeye nasıl yükseldiniz?” diye sordular.   Cevâben;   “Hocamın sâyesinde” buyurdu.   Ve şöyle anlattı:   Ben bir gün, bir derenin kenarında yürüyordum.   Hocam Ebül Fadl da, su üstünden bu tarafa doğru geliyordu…   Bana, … Devamını oku

En şerefli söz, Allahü teâlâyı anmaktır…

“En güzel yol, Peygamberlerin yoludur. En güzel ölüm, şehidlerin ölümüdür.”       Ali bin Sai hazretleri evliyânın büyüklerindendir. Mısır’da ikamet etti. 330 (m. 941) yılında burada vefât etti. Ebû Ca’fer-i Saydalanî’nin talebesidir. İbn-i Sai buyurdu ki:   “Sâlih kimse, dünyânın parlaklığına, zevkine aldanmayan kimsedir.” “Ma’rifet; her durumda kulun, Allahü teâlânın vermiş olduğu ni’metlere şükretmede … Devamını oku

İmana gelmek kolaydır

Mahluklardaki hesaplı nizama, düzene bakmak ve bunlardaki incelikleri düşünmek, herkese vacibdir.       Sual: Yaratana inanmak için, yaratılanlara bakmak ve incelemek kâfi gelir mi?   Cevap: İmana gelmek çok kolaydır. Mahluklardaki hesaplı nizama, düzene bakmak ve bunlardaki incelikleri düşünmek, herkese vacibdir. Atomdan güneşe kadar bütün varlıklardaki düzen, birbirlerine bağlılıkları, bunların kendiliklerinden var olmadıklarını, bilgili ve … Devamını oku

Kelime-i tevhidin fazileti…

İman edip Müslüman olmak için, Kelime-i tevhidi söylemek ve mânâsını kalp ile tasdik etmek, inanmak lazımdır. “Kelime-i tevhid: Lâ ilâhe illallah Muhammedün resulullah”dır. Bunun mânâsı (Allahü tealadan başka ilah yoktur. Muhammed aleyhisselam Onun Resulü, peygamberidir) demektir.   Büyük İslam âlimi Muhammed Ma’sûm Farukî hazretleri buyurdu ki: (Îmân, Kelime-i tevhîdin iki kısmına birlikte inanmaktır.) Yani, Müslüman olmak için, Allahü teâlâdan başka ilah olmadığına … Devamını oku

Söylenen bir söz, imanı giderebilir!

Vazife olduğuna inanmayarak, ehemmiyet vermeyerek namaz kılmamak, oruç tutmamak küfür olur.   Sual: Bir Müslüman, herhangi bir söz söylediği veya bir iş yaptığı zaman imanı gidebilir mi?   Cevap: Herhangi bir kimsenin, akıllı, bilgili, edebiyatçı olduğunu göstermek için veya yanındakileri hayrete düşürmek, güldürmek, sevindirmek veya alay etmek için söylediği sözlerde, inkâr küfür olabilir. Gadap, öfke, kızgınlık … Devamını oku

Kelime-i tevhidin fazileti…

Herkese ilk lâzım olan şey, Kelime-i tevhidi söylemek ve mânâsına kalpten inanmaktır.     İman edip Müslüman olmak için, Kelime-i tevhidi söylemek ve mânâsını kalp ile tasdik etmek, inanmak lazımdır. “Kelime-i tevhid: Lâ ilâhe illallah Muhammedün resulullah”dır. Bunun mânâsı (Allahü tealadan başka ilah yoktur. Muhammed aleyhisselam Onun Resulü, peygamberidir) demektir.   Büyük İslam âlimi Muhammed Ma’sûm Farukî hazretleri buyurdu … Devamını oku

Pişmanlık, tövbe demektir!..

Büyük İslâm âlimlerinden İmâm-ı Kastalânî hazretleri, Kâhire’de doğdu. 923 (m. 1517) senesi muharremin yedisinde, Kâhire’de vefât etti. Bu zât, bir hastalığa yakalanmıştı. Çok tabiplere gitti. Bir çâre bulamadı. Nihâyet Resûlullah’ı araya koyup; “Yâ Rabbî! Habîbinin hürmetine, bana şifâ ihsân eyle” diye duâ etti. Sonra da yattı. Bir büyük zât göründü rüyâsında. Elindeki reçeteyi uzatıp; “İşte senin ilâcın! Bu reçete, Resûlullah … Devamını oku

Namazda, şaşılacak gizli şeyler hâsıl olur!

Namaz kılmayanlar, Allahü teâlâ korusun, dinlerini ve İslam binasını yıkmış olurlar.   Ahmed bin Dâvud Dîneverî hazretleri Hanefî fıkıh âlimidir. İran’da Dînever’de doğdu. Bâyezîd-i Bistâmî hazretlerinin talebelerindendir. Diğer ilimlerde de pekçok âlimden ders aldı ve çok talebe yetiştirdi. 282 (m. 985) yılında Dînever’de vefât etti. Bir dersinde şunları anlattı:   Namaz, dinin direğidir. Kim, namazı devam … Devamını oku

Eğer şükretmezsen, nimet elinden alınır!

“Şayet şükredersen, sana daha hayırlı yollar, daha güzel nimetler ihsân edilir.”       Muhammed Bezzâr hazretleri tefsîr, hadîs ve fıkıh âlimidir. 289 (m. 901)’de Bağdâd’da vefât etti. Hocası Harisi Muhâsibî’dir. Bişr-i Hafî ile sohbet etti. Ayrıca, Sırrî-yi Sekatî ve başka büyük zâtların sohbetlerinde bulunup, kendilerinden ilim öğrendi. Ebû Bekr-i Kettânî, Hayr-ün-Nessâc ve başka zâtlar … Devamını oku