Ahirete ihtiyaç vardır

Ahirete inanmak, Allahü teâlâya inanmak gibi çok mühimdir.      Sual: Ahirete ihtiyaç yok diyenler oluyor, gerçekten ahirete ihtiyaç yok mudur?   Cevap: Ahirete inanmak, Allahü teâlâya inanmak gibi çok mühimdir. Ahiret olmazsa, dünyada mükafatlandırılmayan iyilikler ve cezası çekilmeyen fenalıklar, haksızlıklar, karşılıklarını göremeyecektir. Bu hâl, en ince sanatları, en ince düzenleri bulunan, bu gördüğümüz âlem için … Devamını oku

Müctehid ve ictihâd hakkında…

Dört mezhebin imâmları, müctehid-i mutlaktır. Bu dört imâmdan sonra müctehid-i mutlak yetişmedi…       “Müctehid”: “İctihâd makâmına yâni Kur’ân-ı kerîmden, hadîs-i şerîf ve diğer dînî delîllerden hüküm çıkarma derecesine yükselmiş büyük dîn âlimi; bütün İslâm ilimleri ve zamânın fen bilgilerinde söz sâhibi âlimdir.”   “Müctehid-i Mutlak”: “Dînî hükümleri, Kur’ân-ı kerîmden ve hadîs-i şerîflerden ve diğer dînî … Devamını oku

“Siz, Cenâb-ı Hakk’ın sevgili kulusunuz…”

Yâkub-i Çerhî hazretleri, zâhirî ilimleri bitirip ve “icâzet” alıp tam memleketine dönecekti ki, evliyânın büyüklerinden Behâeddîn-i Buhârî hazretlerini işitti birinden.   Görmeden çok sevdi kendisini.   Bu sevgiyle tutuştu, yandı kalbi.   Yerini öğrenip evine gitti.   Huzûruna girince, o zât;   “Tam dönecek zaman mı bize geliyorsunuz?” dedi.   Çok mahcup oldu.   Boynunu büküp;   “Sizi çok seviyorum. … Devamını oku

Şöhret için vaaz vermek

Şöhret için vaaz vermek, nasihat etmek, kitap yazmak riya, gösteriş olur.     Sual: Meşhur olmak insanlardan maddi menfaat temin etmek için vaaz vermek din kitabı yazmak riya mı olur?   Cevap: Şöhret için vaaz vermek, nasihat etmek, kitap yazmak riya, gösteriş olur. Vaaz, emr-i ma’rûf ve nehy-i münker demektir. Münakaşa etmek, başkalarından üstün görünmek ve övünmek … Devamını oku

“Allahü teâlânın sevgili kulusunuz”

Yâkub-i Çerhî hazretleri, zâhirî ilimleri bitirip ve “icâzet” alıp tam memleketine dönecekti ki, evliyânın büyüklerinden Behâeddîn-i Buhârî hazretlerini işitti birinden.   Görmeden çok sevdi kendisini.   Bu sevgiyle tutuştu, yandı kalbi.   Yerini öğrenip evine gitti.   Huzûruna girince, o zât;   “Tam dönecek zaman mı bize geliyorsunuz?” dedi.   Çok mahcup oldu.   Boynunu büküp;   “Sizi çok seviyorum. … Devamını oku

Allahü teâlânın isim ve sıfatları ezelidir…

Allah, birdir, doğmamış ve doğurmamıştır. Ona hiçbir şey denk değildir.        Ebû Hayyân hazretleri tefsîr, kırâat, hadîs ve lügat âlimidir. 654 (m. 1256) senesinde Endülüs’te (İspanya) Gırnata’ya (Granada) bağlı Matahşâraş (Monte Jeres) denilen yerde doğdu. Gırnata’da ilim tahsil ettikten sonra Mekke’ye, oradan da Kâhire’ye gitti. Burada talebe yetiştirdi. 745 (m. 1344) senesinde Kâhire’de … Devamını oku

Fukahâ tabakâtına dâir…

Geçen haftaki 2 makâlemizde, birer nebze, fıkıh ilminin ehemmiyeti ve genel olarak fukahânın tabakalarından bahsettik…       Müctehidlerin en yüksek tabakası olan “Müctehid fid-dîn=Dînde müctehid veya Müctehid Fiş-Şer’=Şerîatte müctehid”: “Dînî hükümleri, Kur’ân-ı kerîm ve hadîs-i şerîflerden çıkarırken, kendine mahsûs kâide ve usûl koyan mezheb sâhibi müctehidlerdir.” Bunlara, “müctehid-i mutlak” da denir.   Dört mezhebdeki fukahâ (dînî hükümleri … Devamını oku

O kitapların okunduğu yere rahmet yağar

Büyük velî Ebül Feth-i Serahsî hazretleri; her velî gibi hocasını çok sever, her kavuştuğu şeyi “onun bereketinden” bilirdi.   Bir gün bâzı dostları;   “Efendim, bu yüksek mertebeye nasıl yükseldiniz?” diye sordular.   Cevâben;   “Hocamın sâyesinde” buyurdu.   Ve şöyle anlattı:   Ben bir gün, bir derenin kenarında yürüyordum.   Hocam Ebül Fadl da, su üstünden bu tarafa doğru geliyordu…   Bana, … Devamını oku

En şerefli söz, Allahü teâlâyı anmaktır…

“En güzel yol, Peygamberlerin yoludur. En güzel ölüm, şehidlerin ölümüdür.”       Ali bin Sai hazretleri evliyânın büyüklerindendir. Mısır’da ikamet etti. 330 (m. 941) yılında burada vefât etti. Ebû Ca’fer-i Saydalanî’nin talebesidir. İbn-i Sai buyurdu ki:   “Sâlih kimse, dünyânın parlaklığına, zevkine aldanmayan kimsedir.” “Ma’rifet; her durumda kulun, Allahü teâlânın vermiş olduğu ni’metlere şükretmede … Devamını oku

İmana gelmek kolaydır

Mahluklardaki hesaplı nizama, düzene bakmak ve bunlardaki incelikleri düşünmek, herkese vacibdir.       Sual: Yaratana inanmak için, yaratılanlara bakmak ve incelemek kâfi gelir mi?   Cevap: İmana gelmek çok kolaydır. Mahluklardaki hesaplı nizama, düzene bakmak ve bunlardaki incelikleri düşünmek, herkese vacibdir. Atomdan güneşe kadar bütün varlıklardaki düzen, birbirlerine bağlılıkları, bunların kendiliklerinden var olmadıklarını, bilgili ve … Devamını oku