Ölünce hesâba çekileceksin!

Dâvud-i Tâî “rahmetullahi aleyh” hazretleri, Allah adamlarındandır.   İmâm-ı âzam hazretlerinin dersine devam edince, mübârek kalbi ilâhî nurlarla doldu.   Halîfe Hârun Reşid, bir gün bu zâta gelerek;   “Bana nasîhat eder misin” diye ricâ etti.   Büyük velî;   “Ey Hârun! Günahtan çok sakın! Zîra ölünce hesâba çekileceksin. Milletine de sakın zulmetme, bilâkis onlara acı, yoksa … Devamını oku

Mahşeri düşünüp dehşete kapıldım!

Dâvud-i Tâî “rahmetullahi aleyh” hazretleri, bir gece evinin damına çıktı. Orada günahlarını düşünüp hıçkırarak ağlamaya başladı!   Sonra gökyüzüne baktı.   Rabbini tefekküre daldı.   Allahü teâlânın sonsuz kudret ve azametini fikredip, bayıldı.   Komşunun damına düştü kendi damından!   Gürültüyü duyan adam, heyecânla koştu yukarı.   Hırsız var zannetmişti.   Onu görünce sordu:   “Sen mi düştün yâ … Devamını oku

Nasîhatine muhtacız efendim…

Dâvud-i Tâî “rahmetullahi aleyh” hazretleri, bir gün Câfer-i sâdık hazretlerine;   “Kalbim katılaştı, bana nasîhat eyle” diye ricâ etti.   O da cevâben;   “Ey Dâvud! Sen zâhid birisin, benim nasîhatime ihtiyâcın var mı?” buyurdu.   Hazret-i Dâvud;   “Evet, sen Resûlün torunusun ve Onun kanından zerre taşıyorsun. Bunun için herkes senin nasîhatine muhtaçtır” dedi.   Câfer-i Sâdık;   “İyi … Devamını oku

Sonsuz yolculuğa hazırlık…

Dâvud-i Tâî “rahmetullahi aleyh” hazretleri, evliyânın büyüklerindendir.   Nefsiyle mücâdele ederek evliyâlık yolunda kemâle gelmişti.   Dışarı pek çıkmazdı.   Ancak namaz için câmiye çıkar, kılınca da çok acele eve dönerdi hemen.   Bir gün kendisine;   “Niçin böyle acele eve gidiyorsun?” diye sordular.   Cevâbında;   “Beni bekleyenler var” buyurdu.   Sordular:   “Kim bekliyor efendim?” … Devamını oku

Hangi güzel yüzdür ki…

Dâvud-i Tâî “rahmetullahi aleyh” hazretleri, İmâm-ı âzam hazretlerinin talebesi olup, kabr-i şerîfi Bağdat’tadır.   Kanaat ehli olup çok ibâdet yapardı.   Para ve dünyâ malı hiç yoktu gönlünde.   Haram ve şüphelilerden kaçınır, gece gündüz Rabbine ibâdete sarılırdı.   ● ● ●   Gençliğinde bir kadından; “Hangi güzel yüzdür ki, toprak olmadı./Hangi tatlı gözdür ki, yere akmadı”  beytini işitince … Devamını oku

İbâdet edenlerin kibri!..

Dâvud-i Tâî “rahmetullahi aleyh” hazretleri, Horasan’da yetişen evliyânın büyüklerindendir. 781 senesinde Bağdat’ta vefât etti.   Kabri de oradadır.   Kendini bilmezin biri, sokakta bir şeyler yiyerek gidiyordu ki, bu velîyi gördü birden…   Ve alay etti bu Allah adamıyla. Şânına yakışmıyan kelimeler kullandı.   Mübârek zât hiç oralı olmadı.   Devam etti yoluna.   Ama kalbi … Devamını oku

Bakır olan altınlar!..

Bugün, Gebze’de medfun bulunan bir Hak dostundan bahsedeceğiz.   İlyas Bey’den. “rahimehullah”…   Bu zât, Gebze’nin fethine katılmış ve şehit düşmüş bu toprakta.   Bir gün biri gelip;   “Çok fakîrim, ne olur bana yardım edin” diye yalvardı. Ancak İlyas Bey’in de parası yoktu.   Ona, zengin bir tüccarın adresini verip; “Ona git, benden selâm söyle. Sana … Devamını oku

Yanlış gemiye binersen!..

Sultân Baba “rahmetullahi aleyh”, Gölcük’te yatan bir velîdir. Bir gün bir grup insan, huzûruna geldiler bu zâtın.   Ve kendisine;   “Hocam! Biz Hacca gitmek istiyoruz bir emriniz var mı?” diye sordular.   Mübârek zât;   “Bu sene kalsın. Ertesi yıl gidersiniz” buyurdu.   Ancak onlar hazırlıklarını yapmışlardı.   “Bu sene gitseydik çok iyi olacaktı hocam” dediler. … Devamını oku

Sultân Baba’nın hürmetine…

Bugün, Gölcük’te yatan bir “Allah dostundan” bahsedeceğiz. Sultân Baba’dan. “Rahmetullahi aleyh”   Sevenlerinden biri gemiyle seyahate çıktı bir gün.   Bir gece fırtınaya tutuldular. “Sıra dağlar” misâli art arda gelen dalgalar, hurdaya çevirdi gemiyi.   Yolcular hep denize dökülmek üzere idi.   Bu kişi ellerini açtı.   “Yâ Rabbî! Sultân Baba’nın hatırı için beni kurtar” dedi.   Allaha yalvardı.   … Devamını oku

Söz dinlemeyenin hâli!..

Manisa’da medfun bulunan Kadı Şeyh Efendi “rahmetullahi aleyh” hazretleri, bir grup talebesiyle sefere çıktı bir gün.   Dönüşte Manisa’ya iyice yaklaşmışlardı.   Talebesinden biri;   “Hocam! Ben önden gidip, gelmekte olduğumuzu arkadaşlara haber vereyim” diye arz etti.   Kadı Şeyh Efendi;   “Lüzum yok, habersiz gidelim de sürpriz olsun” buyurdu.   Lâkin o, söz dinlemedi.   Ondan habersiz düştü yola. … Devamını oku

Duâ almaya bakın!

Cemâleddîn Mahmud Hulvî “rahmetullahi aleyh” hazretlerinin kabri, İstanbul Şehremini semtinde, Şirvânî Dergâhının bahçesindedir.   Bu zât anlatır:   Gencin biri, uzaklarda bir evliyâ zâtın olduğunu öğrenip, ziyâretine gitti bir gün. Kendi kendine;   “O zât bir duâ eder de, kalp gözüm açılır” diye ümitleniyordu.   Günlerce yol gidip, buldu velînin evini.   Kapıdan girerken aksırdı.   Ve “Elhamdülillah” … Devamını oku

Herkese iyilik edin!

Celâleddîn Devânî hazretleri “rahmetullahi aleyh”, İran’da yetişen evliyâdandır. 1502’de İran’ın Kâzerûn şehrinde vefât etti.   Şu hâdiseyi anlatır:   “Fâhişelik yapan bir kadın, yolculuğu esnâsında bir kuyuya rastladı. O sırada bir köpek ilişti gözüne. Susuzluktan dili sarkmıştı zavallının.   Yüreği sızladı.   Su içirmek istedi ona.   Ancak su, çok derindeydi.   İp ve kova da yoktu … Devamını oku

Mühim olan son nefestir!

Celâl Alî Dede “rahmetullahi aleyh” Anadolu velîlerindendir…   Trablus’ta vefât etti…   Bir gün şunu anlattı:   Cüneyd-i Bağdâdî hazretlerine bir papaz gelip “Ey Cüneyd! İkimiz de din adamıyız, hangimiz daha üstünüz?” diye sordu.   Buyurdu ki:   “Haftaya gel, cevap vereyim”   “Neden şimdi söylemiyorsun?”   “O vakit belli olacak.”   Papaz;   “Pekâlâ” deyip … Devamını oku