“Bana himmet edin efendim!”

Muhammed Bâkî Billâh hazretlerinin zamânında bir genç vardı ki, tek arzusu evliyâlıkta yükselmekti.   Çok büyük zâtlar gördü.   Ama bir türlü kalp gözü açılmıyordu.   Bir gece kalkıp;   “Yâ Rabbî! Beni, sevdiğin bir dostuna kavuştur” diye yalvardı.   Duâsı kabul oldu.   O gün işitti “Bâkî Billâh” ismini.   Henüz kendisini görmeden muhabbeti yer etti kalbinde.   Ertesi … Devamını oku

Yoğurt getiren talebe…

Muhammed Bâkî Billâh hazretleri çok şefkatliydi. Bir zamanlar kıtlık olmuştu Lâhor’da…   Bir lokma “ekmeğe” muhtaç oldu insanlar.   Onların hâline öyle üzülürdü ki, evde yemek yiyemezdi!   Sebebini soranlara;   “İnsanlar açlıktan kırılırken bizim yememiz insafa sığar mı?” derdi.   Delhi’ye, atla giderdi ekseriyâ.   Ama yolda yaya giden fakîrleri görseydi, atından inip, onları bindirirdi atına.   Kendisini … Devamını oku

En kıymetli sermaye ömürdür…

Muhammed Bâkî Billâh hazretleri, evliyânın büyüklerindendir.   Bir talebesi vardı.   O, şöyle anlatıyor:   Bâkî Billâh hazretlerini henüz görmeden, kendisini rüyâ’da görmüştüm.   Çıplak bir at üzerinde gidiyordu ve bir ses;   “Bu zamânın ‘kutb’u, işte bu zâttır” diyordu.   Sabahleyin uyandım.   Doğruca kendisine gidip;   “Beni de talebeliğe alın” diye yalvardım.   Cevâben;   “Benim, bu şeylerle ilgim yok, aradığınız … Devamını oku

Pek çok âlim yetiştirdi…

Muhammed Bâkî Billâh hazretleri rahmetullahi aleyh, evliyânın büyüklerindendir.   İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin hocasıydı.   Delhi’de, “kırk yaşında” vefât etti…   Henüz çocukken, ileride büyük zât olacağı” belliydi hâllerinden.   Zâhirî ilimleri bitirdi.   Bir tasavvuf rehberi aradı harâretle.   Nihâyet Muhammed İmkenegî adındaki bir evliyâ zât rüyâsına girdi.   Ve kendisine;   “Buraya gel” buyurdu.   Uyanınca çok sevindi.   Kavuşmuştu murâdına. … Devamını oku

İyi bir Müslüman kimseyi üzmez…

Büyük velî Muhammed Bâkî Billâh hazretleri zamânında bir kimse vardı ki, tasavvufta yükselmek istiyordu.   Bunun için çok duâ ediyor bir türlü eremiyordu murâdına.   Bir gün Bâkî Billâh hazretlerinin ismini duydu. Ve öğrendi tasavvufta yüksek derecesini.   Ona gitmeye karar verdi…   Ertesi gün, bu mübârek zâtı, at üstünde gördü.   Ve koşup edeple yaklaştı kendisine. … Devamını oku

“Aradığın ben değilim!..”

Büyük velî Muhammed Bâkî Billâh hazretlerinin talebesinden Hâce Hüsâmeddîn şöyle anlatıyor: Ben, hocam Bâkî Billâh hazretlerine, talebe olmak için gitmiştim.   Cevâben bana;   “Aradığın ben değilim” buyurdu.   Çok üzüldüm!   Mahzun hâlde ayrıldım mübârek huzûrundan…   Memleketime döndüm.   Şaşkın bir vaziyette;   “Şimdi ben ne yapacağım?” diye hayrette kalmıştım!   Ben böyle üzülürken, bir beyti hâtırladım.   … Devamını oku

Kendisine rehber arayan genç…

Büyük velî Muhammed Bâkî Billâh hazretleri, çok mütevâzıydı.   Hâlini gizler, talebe olmak için gelenleri kabul etmez, “tecrübe için” geri gönderirdi.   Eğer çok sâdık biri gelirse, kabul eder, ilgi gösterirdi.   Bir “genç” de kendisine bir “rehber” arıyordu.   Ama bulamıyordu.   Bu genç, bir gece açtı ellerini ve “Yâ İlâhî! Beni kâmil bir mürşide kavuştur!” diye yalvardı.   Sonra da … Devamını oku

Kurtuluş ümidim, bu hizmetlerdi…

Büyük velî Muhammed Bâkî Billâh hazretlerinin annesi, oğlunun dergâhında çalışır, severek yapardı her hizmeti.   Dergâhta yemekleri o yapar, pişirir, yorulunca bir hasırın üstüne uzanıp yatardı.   Oğlu bunu görüp acıdı hâline.   Ve yemek yapma işini ondan aldı.   Genç birine verdi.   Ancak annesi çok üzüldü bu işe!   Kederlendi, neşesi kaçtı birden!   Mutfaktakilere;   “Ne … Devamını oku

İlim öğrenmek aşkıyla yanıyordu…

Evliyânın büyüklerinden Muhammed Bâkî Billâh hazretleri, 1563 senesinde Kabil şehrinde doğdu. 1603’te Delhi’de vefât etti.   Gençliğinde “ilim öğrenmek” aşkıyla yanıyor, kendini bu yolda yetiştirecek bir zâtı arıyordu.   Ama ne aramak…   Yaşlı annesi de bu hâline üzülüyor, gece yarılarında sahrâlara çıkıp, duâ ediyordu oğlu için.   Bir gece yine çıktı.   “Yâ Rabbî! Ya oğlumu murâdına … Devamını oku

“Din nasîhattir kardeşim…”

Bedîüddîn-i Sehârenpurî hazretleri İmâm-ı Rabbânî hazretlerinden “icâzet” alıp kulları irşâd için diyârına yeni dönmüştü.   O günlerde bir ahbabı gelip “Efendim, geçen gün babam vefât etti. Hâlini merak ediyorum. Acabâ nasıldır?” diye sordu.   Bu mübârek zât gözlerini yumdu…   Sonra da açıp;   “Müjde! Babanın hâli çok iyidir” buyurdu.   Adamın gözleri parladı.   “Sahi mi efendim, … Devamını oku

Kabir başındaki aslan!..

Bedîüddîn-i Sehârenpurî hazretleri, bir gün sevdiklerine;   “Beyinin hukûkunu gözetmeyen kadın, Allahü teâlânın hakkını gözetmemiş sayılır” buyurdu.   Sordular:   “Ya rızâsını kazanırsa efendim?”   Buyurdu ki:   “O zaman cennete kolay girer. Zîra Peygamberimiz ‘İnsanın insana secde etmesi câiz olsaydı, hanımların beylerine secde etmelerini emrederdim’  buyuruyor.”   ● ● ●   Bedîüddîn-i Sehârenpurî hazretleri şöyle anlatıyor:   Birinin ısrârı … Devamını oku

Bugün, onun gibi bir velî yoktur

Bedîüddîn-i Sehârenpurî hazretleri, İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin sohbetlerine gittiği günlerde memurluk yapıyordu bir devlet dairesinde.   Bir gün;   “İşimden istifa edeyim mi?” diye sordu bu zâta.   İmâm-ı Rabbânî;   “Hayır, işine devam et” buyurdu.   Sözünü dinlediği için çok büyük nîmetlere kavuştu…   ● ● ●   Kendisi anlatıyor:   Sılaya gitmek için İmâm-ı Rabbânî’den izin istedim. … Devamını oku

“Niçin gelmedin evlâdım?”

Bedîüddîn-i Sehârenpurî hazretleri, gençliğinde İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin sohbetine katılır; ama sohbetten çıkınca âşık olduğu bir kıza giderdi hemen.   Bir gün yine gelmişti.   İmâm-ı Rabbânî, ona şefkatle bakıp “Evlâdım niçin namaz kılmıyorsun, niçin günahtan sakınmıyorsun?” buyurdu.   Bedîüddîn cevâben;   “Ben böyle sözleri çok dinledim. Bana nasîhat tesir etmiyor. Eğer husûsî bir teveccüh buyurursanız belki o zaman düzelebilirim” … Devamını oku