Evliyâya düşmanlık etmek!..

Seyyid Ahmed Bedevî hazretlerinin büyüklüğüne inanmayan kimseler vardı o devirde. Bir âdet vardı. Her sene, belirli bir günde, bu zâtın kabri başında mevlid cemiyeti tertip edilirdi. Ve bu cemiyete çok kimseler gelirdi uzaktan yakından. Büyük kalabalık olurdu. Bir vâli, bu zâta düşmanlığından, mevlid cemiyetine katılmak isteyenlere izin vermez ve göndermezdi hiç kimseyi. Muhammed Şenâvî adlı … Devamını oku

“Nasıl muvaffak oldunuz efendim?”

İmâm-ı Şa’rânî hazretleri anlatıyor: Bir kimse ticârî bir seferden dönüyordu ki, harâmîler, onun kıymetli mallarla döndüğünü öğrenip, kestileryolunu. Tüccar, çâresizdi!.. O an ellerini açıp; “Yetiş yâ Seyyid Ahmed!”dedi, o kadar! O anda nûrlu bir zâtbelirdi yanında. Bu zât, Ahmed Bedevî hazretlerinin kendisiydi. Ve tek başına kaçırttıhaydutları o bölgeden… ● ● ● Yine bir Müslüman damerkebini … Devamını oku

Duâmızın kabul olması için…

İmâm-ı Şa’rânî hazretleri,Seyyid Ahmed-i Bedevîhazretleri hakkında şunu anlatıyor: Bu zât için her sene mevlid cemiyeti tertiplenirdi. Bir sene bu mevlid cemiyeti gününden bir gün önce, Ahmed Bedevî hazretlerini rüyâda gördüm. Çok nûrluydu.Bana bakıp; “Kardeşim! Bu sene bizim mevlid cemiyetimize gelirseniz, size melûhiye yemeği ikrâm ederiz”buyurdu. Uyanıp mevlid için yola çıktım. Ve vaktinde yetiştim cemiyete. Ancak … Devamını oku

“Müminleri sevindir…”

“Müminleri sevindir…” Seyyid Ahmed Bedevîhazretlerinin mübârek türbesinde, her yıl, doğum gününde “mevlid-i şerîf” okutulurdu. Âdetti bu, o havâlide. O devirde yaşayan evliyâdan biri, o seneki mevlid cemiyetine gitmemeyi düşünüyordu. O gece Ahmed Bedevî hazretlerini gördü rüyâsında. Büyük velî, kendisine; “Niçin gelmek istemiyorsun bizim mevlidimize? Hâlbuki Resûlullah Efendimiz ve Eshâb-ı kirâm, hattâ sâir peygamberler de bu … Devamını oku

Boğaza takılan kılçık!..

Boğaza takılan kılçık!.. Mısır evliyâsındanSeyyid Ahmed Bedevîhazretlerinin vefâtından sonra Ebül Kays bin Ketîle adında bir âlim Mısır’dan çıkıp Seyyid Ahmed Bedevî hazretlerinin medfun bulunduğu yere gelmişti. Gerçi bu zâtın nâmını işitmişti. Ama bilmiyordu üstünlüğünü. İnsanların onun türbesine karşı gösterdiği büyük ilgiyi görünce hayretine gitti bu hâl! Kendi de ilim sâhibiydi… Oranın halkını toplayıp; “Ey insanlar! Bu … Devamını oku

Velîlerde kusur aramak!..

Velîlerde kusur aramak!.. Seyyid Ahmed Bedevîhazretleri zamânında Mısır’da baş kadılık yapan Takıyyüddîn adında biri vardı ki, Ahmed-i Bedevî hazretlerinin büyüklüğünü bilir, severdi kendisini.Ancak bâzıları, iftirâ atıp,“dedikodu” yaparlardı buzâtın aleyhinde. Bu da onları duydu. Hâliyle zihni karıştı… Gerçeği öğrenmek gâyesiyle ziyâretine gitti bir gün. Söz arasında; “Hakkınızda bâzı sözler işittim. Bâzı kimseler, cemaate gitmediğinizi, hattâ bâzen … Devamını oku

“Müslüman, namazını kılan insan demektir”

Seyyid Ahmed Bedevî hazretleri devrinde zâlim bir vâli vardı. Bu zâlim, bu zâtın talebesinden Şeyh Rekin’e birini gönderip;   “Bu diyârda yalnız sende zahire varmış. Gönderdiğim kişiyle bana bolca gönder” dedi.   Ardından da;   “Güzellikle gönder… Zorla almaya beni mecbur etme!” diye de tehdit etti!   Şeyh Rekin ne yapsın?   Hocasına arz etti bunu.   Büyük velî; … Devamını oku

Kıtlıkta ucuz sat, hayır duâ al!..

Seyyid Ahmed Bedevî hazretlerinin Şeyh Rekin adında çok sevdiği biri vardı ki, buğday ticâreti yapardı. Büyük velî onu çağırıp;   “Ey Rekin! Bana ilham oldu ki; yakın zamanda bu diyârda büyük bir kıtlık olacak” buyurdu.   Ve ekledi: “Sen şimdi bol miktarda buğday alıp biriktir. O kıtlıkta insanlara ucuza satıp hayır duâlarını alırsın.”   “Peki efendim” dedi.   Ve yaptı … Devamını oku

Boğanın boynuzundaki bebek!

Seyyid Ahmed Bedevî hazretlerinin bir talebesi vardı ki, adı Abdül’âl idi.   Bu dünyâya geldiğinde annesi onu kundakladı, sonra kucağına alarak, bağa gitmişti.   Olacak bu ya; bitişik bağdan bir boğa geldi. Ve orada dolaşmaya başladı. Bebeğin yanından geçerken yavrucağın “kundak bağı”, nasıl olduysa, boğanın boynuzuna takıldı. Bebek, asılı kaldı.   Annesi görünce bayıldı korkudan! Köy halkı haber … Devamını oku

Süt kabındaki zehirli yılan!..

Seyyid Ahmed Bedevî hazretleri; yanına gelenlere, konuşmadan önce bir kere teveccüh eder, çok câhil biri de olsa, o ‘nazar’la bütün dereceleri geçirirdi.   Yâni senelerce riyâzet çekilerek kavuşulan mânevî makamlara, bir anda kavuşurdu o kimse.   Ve yine o kimseyle hiçbir şey konuşmadan, “mutlak icâzetini” verir, gönderirdi.   ● ● ●   Bu zâtı seven bir … Devamını oku

“Bu, canına mal olabilir evlat!..”

Mısır evliyâsından Seyyid Ahmed Bedevî hazretleri; gece gündüz Rabbini düşünür, Onun muhabbetiyle kendinden geçer ve hareket edemezdi âdeta.   Böyle durumlarda gözlerini semâya, göğe diker, kırk gün veyâ daha çok kalırdı o hâlde.   Gözlerinin karası, “ateş koru” gibiydi.   Mübârek sîmâsında öyle bir heybet vardı ki, bakmak için kimsede cesâret olmazdı!   Onun için “peçeyle” örterdi devamlı. … Devamını oku

“Ey Ahmed! Uyan da Rabbini an!”

Mısır evliyâsından Seyyid Ahmed Bedevî hazretleri, sülâle-i Resûl’den olup, kerâmetleri meşhurdur.   Hem seyyiddir, hem de şerîf.   Gençliğinde babasıyla Mekke’ye gitti.   Beytullaha yakın bir yerde uyuyordu.   Ve bir “ses” duydu.   Gâipten geliyordu…   “Ey Ahmed! Uyan da Rabbini an. İnsan uyumakla Allah’a yaklaşamaz” diyordu kendisine.   Kalktı abdest aldı.   Ve tekrar uyudu.   … Devamını oku

En büyük düşman, nefsimizdir!

Hindistan evliyâsının büyüklerden olan Abdullah-ı Dehlevî hazretlerinin vefâtı yaklaşınca, talebelerini huzûruna çağırdı.   Vasiyet olarak;   “Evlâtlarım! Kalbinizde Allah dostlarına olan sevgiyi çoğaltın. Güzel ahlâkla amel edin. Allahın kullarına hizmete ehemmiyet verin, ibâdet bilin” buyurdu.   Ve tembîh etti:   “Eğer ölürsem, cenâzemin ardından şu beyti okuyun”:   “Kerîmin huzûruna, azıksız geldim.   Ne iyi amelim var, ne ibâdetim. … Devamını oku