Eshâb-ı kirâmın hepsi âlim ve âdil idi…

Eshâb-ı kirâmın hepsinin hakkında, mümkün olduğu kadar, iyi şeyler söyleyiniz!..       Ali Âkif Efendi son devir Osmanlı velîlerindendir. 1822 yılında Antep’te doğdu. İlim tahsiline Şeyh Câmii medresesinde başladı. 1850’li yıllarda Kilisli Baytazzâde Abdullah Efendinin talebesi oldu, otuz yıl sohbetleriyle bereketlendi. Hocasının vefâtından sonra uzun müddet halka İslâmiyetin emir ve yasaklarını anlattı. 1905 yılında … Devamını oku

Allahü teâlânın hor, hakîr ve zelîl ettiği kimseler!..

“Dîne uymakta gevşek davrananlarla berâber olmaktan, son derece sakınmalıdır.”       Ali bin Câfer Dâvûd hazretleri evliyânın büyüklerindendir. Azerbaycan’da Şirvan’da doğdu. İlim öğrenmek için çok yerleri dolaştı. Sonra Mekke-i mükerremeye gitti. Vefâtına kadar orada ikâmet etti. Vefât ettiğinde 124 yaşlarındaydı. Cüneyd-i Bağdâdî, Şiblî, Ebû Bekr Kettânî ve başka birçok büyük zâtlarla görüşüp sohbet etti. … Devamını oku

Namazı bozmayı mubah kılan sebepler vardır…

Kendinin veya başkasının malını zayi olmaktan korumak için namazı bozmak caiz olur.       Bedrüddîn Muhammed İbnü’l-Gars hazretleri Hanefî fıkıh alimidir. 833’te (m. 1429) Kahire’de doğdu. Burada devrinin büyük âlimlerinden fıkıh ilmi tahsil ettikten sonra Mekke’ye giderek ilmini ilerletti. Kahire’ye dönerek medresede talebe yetiştirdi. 894’te (m. 1489) Ka­hire’de vefat etti. Bir dersinde şunları anlattı:   … Devamını oku

Nefslerinin peşinde gidenlerden olma!..

“Ey oğul! Sana, Allahü teâlâdan korkmayı, ana-babanın hakkına riâyet etmeyi tavsiye ederim.”     Ebû Hafs Ömer Sühreverdî hazretleri evliyânın büyüklerinden ve fıkıh âlimlerindendir. Şihâbüddîn adıyla meşhur oldu. 1144 (H.539) senesinde İran’da Sühreverd’de doğdu. İlim öğrenmek için Bağdât’a gitti. Amcası büyük âlim Ebü’n-Necîb Abdülkâhir’in sohbetlerinde bulundu. Ondan tasavvuf ilimlerini öğrendi. Aynı zamanda Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerinin … Devamını oku

Allah’ın anıldığı yerler cennet bahçeleridir…

“Allahü teâlâyı zikretmek için çalışınız. Nefslerinize Allahü teâlâyı zikrettiriniz!”       İbrâhîm bin Abdullâh hazretleri hadis âlimidir. 713’te (m. 1313) Endülüs’te (İspanya) Gırnata’da (Granada) doğdu. Burada iyi bir tahsil gördükten sonra, Kahire ve İskenderiye gibi ilim merkezlerinde giderek Şafiî ve Mâlikî âlimleriyle görüş­tü; onlardan hadis dinledi ve bazılarından hadis rivayeti için icazet aldı. 780 … Devamını oku

İnsanlara Allah için nasîhatte bulun!..

İnsanlardan gelen eziyet ve sıkıntılara sabret. Fakat sen onlara katiyyen eziyet etme!       Ahmed Sivâsî Efendi meşhûr velîlerdendir. Sivas’ta ikâmet ederdi. Zamânın ileri gelen âlimlerinden ilim tahsîl edip; fıkıh, tefsîr ve diğer aklî ve naklî ilimlerde mütehassıs oldu. Zeynüddîn-i Hâfî’nin halîfelerinden Ayasoluglu Mehmed Efendinin hizmetine girdi. Uzun bir zaman hocasının yanında kaldı. Tasavvuf … Devamını oku

Şükür, nimeti değil, onu vereni görmektir

“Dünyâdaki sermâyenize çok dikkat edin ve bilin ki âhiretteki sermâyeniz de bu olacaktır.” Şihâbüddîn Ahmed hazretleri meşhûr velîlerdendir. Kudüs’te doğdu. Tasavvuf yolunu, Şerîf Ali bin Meymûn ve onun talebesi, aynı zamanda halîfesi olan Şeyh Muhammed bin Arâk’tan öğrendi. Talebe yetiştirmeye başlayan Şihâbüddîn’in dergâhı, ilim taliplileri ile dolup taştı. 1561 (H.969) senesinde Kudüs’te vefât etti. Bir … Devamını oku

Dünyâ için, dünyâda kalacağın kadar çalış!

“Allahü teâlâya muhtâç olduğun kadar itâat et! Cehennem’e dayanabileceğin kadar günâh işle!”       Ebû Bekr-i Şiblî hazretleri meşhûr velîlerdendir. 861 (H.247) senesinde Irak’ta Samarrâ’da doğdu. Bağdât’a gelip, buraya yerleşti. Cüneyd-i Bağdâdî hazretlerinin talebesidir. Aynı zamanda Mâlikî mezhebinin fıkıh âlimlerinden olup, İmâm-ı Mâlik’in Muvattâ’sını ezbere bilirdi. Cüneyd-i Bağdâdî Ebû Bekr-i Şiblî hazretlerini çok sever, ziyâde … Devamını oku

Resûlullah efendimiz Eshâbı ile şakalaşırdı

Mîzâh (latîfe, şaka yapmak), Resûlullah efendimizin sünnetlerindendir…       Tâcüddîn bin Zekeriyyâ hazretleri meşhûr velîlerdendir. Hâce Muhammed Bâkîbillah hazretlerinin en yüksek talebelerindendir. Hindistan’da doğdu. Delhi’nin yakın köylerinde bulunan Şeyhullah Bahş (Şeyh İlâh-bahş) hazretlerinin sohbetlerine devam etti. O büyük zâtın hizmet ve sohbetinde uzun müddet kalıp icâzet aldı. Onun vefatından sonra, o günlerde Delhi’yi teşrîf eden … Devamını oku

Nil’in suları azalmış ve kıtlık başlamıştı…

“Efendim, Mısır halkı perişan bir hâldedir. Yağmur yağması için bir duâ etseniz…”       Ali Necîb Safvetî hazretleri meşhûr velîlerdendir. Mısır’da yaşadı. Emir Ahmed Hayâlî’nin oğludur. 1596 (H.1005) senesinde vefât etti. İlim tahsîline başlayıp başta tefsîr olmak üzere çeşitli ilimlerde yetişip yükseldi. Tasavvufta babasından feyiz alıp kemâle erdi ve onun yerine geçti.   Hâfız … Devamını oku

Müftülük görevini kabul etmeyen zat!

Maraş Müftülüğü boşalmıştı. Bu görev Şeyh Saçaklı hazretlerine teklif edilir…       Saçaklı Efendi Osmanlı velîlerindendir. İsmi Ebûbekr olup, babasınınki Mehmed’dir. Maraş’ta doğdu. İlk tahsîlini doğduğu yerde yaptı. Daha sonra “Tefsîr-i Tıbyân” müellifi Mehmed ve Dârendeli Hamza Efendinin derslerine devâm etti. Şeyh Abdülganî Nablüsî’den hadîs, tefsîr ve tasavvuf ilmi öğrendi ve icâzet aldı. Tahsîlini tamamladıktan sonra memleketine … Devamını oku

Mutlu olmanı istedim, ama sen istemedin!

“Reyhan Adenî hazretleri beni havaya yükseltti. Ben ise korkup yere indirmesini istedim.” Reyhan Adenî hazretleri meşhûr velîlerdendir. On üçüncü asırda Yemen’in Aden şehrinde yaşamıştır. “Câmiu Kerâmât-il-Evliyâ” kitabının müellifi bâzı kerâmetlerini şöyle nakletmiştir:   İmâm-ı Yâfiî’ye sözüne güvenilir bir kimse şöyle anlatmıştır: Ramazan ayında bir akşam yatsı namazı vakti sıralarında çarşıya çıktım. İhtiyâcım olan bâzı şeyleri satın alacaktım. … Devamını oku

Nefsin hîle ve tuzaklarına karşı çok uyanık olmalı!..

“Bu ne biçim gece ki, sabah yaklaşmaz ona/Bahtımın sabahı yok, sabahın günâhı ne?”       Kutb-i Âlem Şeyh Nûreddîn hazretleri Hindistan evliyâsının tanınmışlarındandır. 1410 (H.813) senesinde Pendûh şehrinde vefât etti. Babası Alâül-hak’ın hânegâhında, babasının husûsî hizmetlerinde bulunarak kemale geldi. Hilâfet verilerek, babasından sonra talebe yetiştirdi. En büyük halîfesi Şeyh Hüsâmeddîn Mankpûrî’dir.   Şeyh Nûreddîn … Devamını oku