Nasihatların özü, Allah adamları ile bulunmaktır

“Allah’tan korkmayan ilim adamları, hangi fırkadan olursa olsun din hırsızlarıdır!” Ferdî Abdullah Efendi, Osmanlı âlimlerindendir. Manisa’nın Turgutlu kazâsında doğdu. İlim tahsilini İstanbul’da tamamladıktan sonra, Turgutlu’da müftîlik yapan Abdullah Efendi, hacca gittiğinde Mekke-i mükerremede, Müceddidiyye yolunun ve Abdullah-ı Dehlevî hazretlerinin halîfelerinin büyüklerinden olan Hindli Muhammed Can Efendi’ye talebe oldu. O büyük zâtın huzûrunda yetişerek kemâle geldikten … Devamını oku

İslâmiyete uyuldukça, nefsin istekleri azalır!

Allahü teâlânın düşmanı olan nefse yardım eden de, elbette Allahın düşmanı olur. Nasuhzade Abdülmecid Efendi Osmanlı evliyasındandır. Kastamonu-Tosya’da doğdu. Şeyh Nasuh Efendinin oğludur. Nasuh Efendi, Zeyneddin Hafi’nin talelerinden Abdüllâtif Kudsi’nin halifesi Taceddin Efendiden hilâfet aldı. Abdülmecid Efendi babasının vefatından sonra irşad faaliyetini devam ettirdi. 973 (m. 1565)de Tosya’da vefat etti. Tezkire-i Ülü’l-Elbâb isimli eserinde şöyle … Devamını oku

Ehl-i sünnet âlimlerine uyana müjdeler olsun

Eshâb-ı kirâmın ve Ehl-i beytin hepsini sevmek, saymak lâzımdır. Muhammed bin Hüseyn Ezdî hazretleri hadis hafızıdır. Musul’da doğdu, sonra Bağdat’a giderek zamanın meşhur âlimlerinden hadis ilmi tahsil etti. Sonra tekrar Musul’a dönerek burada talebe yetiştirdi. 374 (m. 985)’de orada vefat etti. Bir dersinde şunları anlattı: Sonsuz kurtuluşa kavuşabilmek için, üç şey, muhakkak lâzımdır: İlm, amel … Devamını oku

Özür kabul eden ve affeden derviştir…

Dost, düşman, herkesi güler yüz ve tatlı dil ile karşılamalı, hiç kimse ile münâkaşa etmemelidir. Lâlîzade Abdülbaki Efendi, Lâli Mehmed Fenaî Efendinin oğu olup Bayramîye şeyhlerindendir. Edirne’de doğdu. Önce babasından, onun vefatından sonra da İstanbul’a giderek Şeyh Murad Nakşibendi’den sülûkünü tamamladı. 1159 (m. 1746)’da İstanbul’da vefat etti. Buyurdu ki: Her işte iyi niyet yapmalıdır. Kalb … Devamını oku

Bütün ibâdetlerini kusurlu bil!..

“İbâdet yapanların kendilerini beğenmeleri, fâsıkların günahlarından daha kötü ve daha zararlıdır!” Lâli Mehmed Fenaî Efendi, Gülşenî tarikati şeyhlerindendir. 1002 (m. 1592)’de Kastamonu’da doğdu. Memleketi Kastamonu’da bir süre tahsil gördükten sonra İstanbul’a oradan da Edirne’ye gitti, Gülşenî şeyhlerinden Sırrî Mehmed Efendi’ye intisap edip kendisinden hilâfet aldı ve talebe yetiştirdi. Hasan Sezâî bunların en meşhurudur. 1112 (m. … Devamını oku

“Onlar ne isrâf, ne de cimrilik ederler…”

Allahü teâlânın, kullarının nasıl olmasını istediği Kur’ân-ı kerimde ne güzel açıklanmaktadır Şemsüddîn Muhammed Şirbînî hazretleri Şâfiî fıkıh âlimidir. Mısır’ın Şirbîn köyünde doğdu. Tahsil için Kahire’ye gitti. Zekeriyyâ Ensârî ve Şehâbeddin Remlî’nin derslerine devam etti. İcazet aldıktan sonra Mansûrî Külliyesi’nde tefsir hocalığına tayin edildi. 977 (m. 1570)’de Kahire’de vefat etti. “Muğni’l-muhtâc” isimli eseri, Nevevî’nin “Minhâc” şerhidir. … Devamını oku

Bir işi yapmaya kuvvet veren Allahü teâlâdır…

“Âhıret gününde Allah indinde idârecilerin en mesudu, tebaasını mesud eden idârecidir.” Takıyyüddîn Gazzî hazretleri Hanefî fıkıh âlimidir. 950 (m. 1543)’de Filistin’de Gazze’de doğdu. Kahire’ye giderek İbn Nüceym Mısrî gibi âlimlerden ilim tahsil etti. Şâfiî mezhebine mensupken Hanefî’ye geçti. Sultan 3. Murad devrinde İstanbul’a gitti. Takdir edilerek Mısır’da kadılık görevine tayin edildi. 1010’da (m. 1601) Kahire’de … Devamını oku

Bütün din kardeşlerine hizmet etmelidir…

“Büyüklerimiz, kendi nefisleri için değil, din kardeşlerine yardım için, çalışıp kazanmışlardır.” Afîfüddîn Süleymân Tilmsânî hazretleri evliyanın büyüklerindendir. 610’da (m. 1213) Cezayir’in Tilmsân şehrinde doğdu. Burada tahsilini tamamlayıp, bir rehber aramak için memleketinden ayrıldı. Mısır, Suriye ve Anadolu’ya gitti. Konya’da Sadreddin Konevî’yi görünce, ona intisab etti. Sohbetlerinde kemale erdi. İcazet verilerek Şam’a gönderildi. Burada talebe yetiştirdi. … Devamını oku

Haramlara devam, küfre sebep olur!

“Mert olan, herkes gibi alışveriş yapar. Evlenir. Çocukları olur. Fakat bir an Allahını unutmaz!” Kenzî Hasan Efendi Sümbüliye yolu ariflerindendir. Ankara’nın Ayaş ilçesinde doğdu. İstanbul’da tahsilini tamamladıktan sonra Sümbülî dergâhı şeyhlerinden Seyyid Alâaddin Efendiye intisab etti ve kemale erdikten sonra icazet verilerek irşad vazifesiyle Manisa’ya gönderildi. 1112 (m. 1700)’de Manisa’da vefat etti. Buyurdu ki: Üç … Devamını oku

“Kardeşim ağır hasta ya Resûlallah!..”

Übeyyübni Ka’b​ anlatır: “Resûlullahın yanında oturuyordum. Bir köylü geldi. Kardeşinin ağır hasta olduğunu söyledi…” Abdülazîz Dehlevî hazretleri, Hindistan evliyâsının büyüklerinden Şah Veliyyullah Dehlevî hazretlerinin oğludur. 1746 (H.1159) senesinde Dehli’de doğdu. Küçük yaşta Kur’ân-ı kerîmi ezberledi. On bir yaşında iken babasının vazîfelendirdiği hocalardan okudu. Meşhur altı hadîs kitabı Kütübü Sitte gibi kıymetli eserleri babasından dinledi. Hadîs-i … Devamını oku

Ölümü hatırlamak, haram işlemeye cesareti azaltır!

Ölümü çok hatırlamak, emirlere sarılmaya ve günahlardan sakınmaya sebep olur. İbrâhîm bin Ebî Bekr Tilmsânî hazretleri Mâlikî fıkıh âlimlerindendir. 609 (m. 1212)’de Cezayir’in Tilmsân şehrinde doğdu. Endülüs’te (İspanya) Gırnata (Granada) ve Mâleka’da (Malaga) tahsil yaptı. Sonra Fas’ta Sebte’ye yerleşerek talebe yetiştirdi. 690 (m. 1291)’de orada vefat etti. “Urcûzetü’t-Tilmsânî fi’l-ferâiz” isimli eseri feraiz ilmine dairdir. Bu … Devamını oku

Tasavvuf, kalbi sâf yapmak, temizlemek demektir…

“Zikrin faydalı olması ve tesîr edebilmesi için ahkâm-ı islâmiyyeye uymak şarttır…” Kösec Ahmed Efendi Nakşibendî meşayıhındandır. Trabzon’da doğdu. İstanbul’a giderek Mehmed Emîn Tokâdî hazretlerinin talebelerinden Seyyid Yahyâ Efendiye intisab etti. Nakşibendî yolunda yükseldikten sonra icazet verilerek Konya’ya gönderildi. 1195 (m. 1780)’de Konya’da vefat etti. “Silsile-i Hacegân fî âdab-i Ubudiyyeti’l-Âyan” isimli eseride şöyle buyuruyor: Tasavvuf, kalbi … Devamını oku

Anne ve babasına iyilik edenin ömrü uzun olur

“Allahü teâlâ, babasına söğene lanet etsin. Allahü teâlâ, annesine söğene lanet etsin.” Alî bin Muhassin et-Tenûhî hazretleri hadîs âlimlerindendir. Kâdî Ebû Alî Muhassin et-Tenûhî’nin oğludur. 355 (m. 966)’da Basra’da doğdu. Bağdat’a giderek devrinin meşhur âlimlerinden ilim tahsil ettikten sonra kadılık mesleğine intisap ederek Medâin, Azerbaycan, Beredân ve Karmîsîn gibi yerlerde kadılık yaptı. 447 (m. 1055)’de … Devamını oku