İlimden îmân, cehâletten küfür hâsıl olmaktadır…

Allahü teâlâ, ilmi, zulmetin temizlenmesine, cehli de günah işlemesine sebep yaptı.       Şeyh Abdülkâdir Muhâcir hazretleri büyük velîlerdendir. 1796 (H.1211) târihinde Irak’ta Senendec beldesinde doğdu. Fazîlet sâhibi baba ve amcaları tarafından ilim ve edeb üzere yetiştirildi. Babasının vefâtından sonra da yerine geçip, talebelere ders verdi. 1886 (H.1304) târihinde Süleymâniye beldesinde Sivan’da vefât etti. Bir … Devamını oku

İbâdetlerin en kıymetlisi namaz kılmaktır…

Namaz kılarken, Allahü teâlâ ile kul arasındaki perdeler kalkar.       Rüstem Efendi Nakşibendî tarikatının büyüklerinden bir zat olup Sivas’ta doğdu. İstanbul’a giderek Mevlâna Halid-i Bağdadî hazretlerinin halifelerinden Abdülfettah Akrî Efendinin sohbetlerine devam etti. Hilâfet verilerek memleketine gönderildi. 1863 (H. 1280) tarihinde memleketinde vefat etti. Bir sohbetinde buyurdu ki:   İslâmın binâsı beştir: Birincisi, (Eşhedü … Devamını oku

Zikreden dil, şükreden kalp, sabreden beden…

“Dünyâ, insanı hevâ ve hevesine kaptırır, nefsin arzularına uydurur. Netîcede Cehennem’e götürür.”   Abdurrahmân Tavilî hazretleri büyük velîlerdendir. 1837 (H.1253) târihinde Irak’ta Biyâre’de doğdu. Memleketinde ilim sâhibi zâtlardan ilim tahsil etti. Şeyh Osman Efendiden velîlik yolunun bilgilerini öğrendi ve evliyâlık makâmına kavuştu. 1868 (H.1285) târihinde Bağdat’ta vefât etti.   Bu mübarek zat, sohbetlerinde buyurdu ki: … Devamını oku

Yasaklardan sakınan ve emirlere uyana ne mutlu

Allahü teâlâ, kullarına nasîhat için kitaplar indirip, Peygamberler (aleyhimüsselâm) gönderdi.       Abdullah Beytûşî hazretleri büyük velîlerdendir. 1722 (H.1135) târihinde Irak’ta Beytûş’ta doğdu. Küçük yaşta ilim tahsîline başladı. Sonra Mâverâ’da Mevlânâ Sıbgatullah Hayderî’den tahsîlini tamamladı. Daha sonra Basra’ya gitti ve orada Rahmâniyye Medresesinde ders okuttu.1795 (H.1210) târihinde Basra’da vefât etti. Bir dersinde buyurdu ki: … Devamını oku

Evliyânın rûhâniyetinden yardım istemelidir…

“Evliyânın isimlerinin anıldığı yerde, rûhâniyetlerinin hazır olduğunda şüphe yoktur!”       Şerîfzâde Mehmed Efendi Osmanlı âlimlerindendir. 1553 (H.960) yılında Eğirdir’de doğdu. İstanbul’da Şeyhülislâm Zekeriyyâ Efendinin derslerine katıldı. Ondan icâzet aldıktan sonra çeşitli medreselerde müderrislik yaptı. Sultan Dördüncü Murâd Han devrinde Anadolu Kâdıaskeri oldu. Padişah onu Nakîbü’l-eşrâflık müessesesinin başına getirdi. 1630 (H.1040) da İstanbul’da vefât … Devamını oku

Kaza ve kader meselesi ilahî sırlardandır…

Kaza ve kader, insanın kudret ve ihtiyarını yani tercih hakkını yok etmez…       Ebû Abdullah Tlemsânî hazretleri Mâlikî mezhebi fıkıh ve kelâm âlimlerdendir. 1310 (H.710) senesinde Cezayir’de Tlemsân şehrinde doğdu. Tunus’a giderek meşhur âlimlerin derslerine devâm etti. Sonra memleketine dönerek talebe yetiştirdi. 1370 (H.771) senesinde Tlemsân’da vefât etti. Fıkıh usûlüne dâir “Miftâh-ul-Usûl fî … Devamını oku

Bir insan, saîd veya şakî olduğunu anlayabilir mi?

Herkese derd ve belâ, günah yolundan gelir. Rahat ve huzûr da, itâat yolundan gelmektedir.       Şerefüddîn Ahmed Münîrî hazretleri Hindistan’da yaşayan evliyânın büyüklerindendir. 1263 (H.661) senesinde Münîr’de doğdu. İlk tahsîlini kendi kasabasında yaptı. Delhî’deki Nizâmüddîn Evliyâ ile görüşmek üzere yola çıktı. Fakat vefât ettiğini öğrendi. Halifesi Necîbeddîn Firdevsî’nin sohbetlerine devam ve ona hizmet … Devamını oku

Cehennem, ayrılık ve pişmanlık yeridir!..

“Nefsi iyi tanırsan, dünyâyı iyi tanımış olursun. Rûhunu tanırsan, âhireti tanımış olursun.”       Ebû Ali Kalender hazretleri büyük velîlerdendir. Hindistan’ın Pânipüt şehrinde doğdu. 1323 (H.723) senesinde Hindistan’da Kirnâl’in Bûte Kihtar kasabasında vefât etti. Hâce Kutbüddîn-i Bahtiyâr Kâkî hazretlerinin talebelerindendir.   Ebû Ali Kalender hazretleri, yazdığı kıymetli mektuplarından birinde buyuruyor ki:   Ey kardeşim! … Devamını oku

Seyyidleri üzen bir münasebetsiz!

Hâce Şemseddîn: “Mâdem sen de seyyid olduğunu söylüyorsun, şu tandıra birlikte girelim!”        Hâce Şemseddîn Türk hazretleri büyük velîlerdendir. Seyyiddir. Türkistan’da Verşâne şehrinde doğdu. Bir mürşid-i kâmil aramak üzere, şehir şehir dolaşmaya başladı. Hindistan’da Mültan şehrinde Hâce Ferîdüddîn-i Genc-i Şeker ile karşılaştı. O büyük zâtın sohbetlerinde bulunup, icâzet aldı. Genc-i Şeker hazretlerinin emri ile … Devamını oku

Hayvan topal, vakit ise kış zordur akşama ulaşmamız

Abdülvehhâb-ı Şa’rânî hazretleri İbn-i Münîr hazretlerinin hasta olduğunu duyar ve düşer yollara…       İbn-i Münîr hazretleri Şâfiî mezhebi âlimlerinden ve büyük velîlerdendir. İsmi, Muhammed bin Abdürrahîm, lakabı Şemsüddîn’dir. Daha çok İbn-i Münîr diye tanınır. Lübnan’da Baalbek’te doğdu. 1531 (H.937) senesinde Baalbek’te vefât etti. İbrâhim Metbûlî hazretlerinin yetiştirdiği talebelerin önde gelenlerindendir. Abdülvehhâb-ı Şa’rânî şöyle anlatır: … Devamını oku

Tevekkül eden kimse cömert olur…

“Rızkı hususunda Allahü teâlâya tevekkül eden kimsenin güzel huyları fazlalaşır…”       Ebü’n-Nu’mân el-Îcî hazretleri Şâfiî mezhebi âlimlerinden ve evliyânın büyüklerindendir. İsmi, Muhammed’dir. Acem beldelerinden Îc’de doğup yetişti. Zamânındaki büyük âlimlerin sohbetlerine kavuştu. Uzun zaman Muhammed bin Irak ile berâber bulundu. 1577 (H.985) senesinde Şam’da vefât etti.   Bu mübarek zat, sohbetlerinde buyurdu ki: … Devamını oku

Felsefecileri kerpiçle susturan zat!..

Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’ye felsefecilerden bir grup geldi. Suâl sormak istediklerini bildirdiler…       Muhammed Şemseddîn-i Tebrîzî hazretleri, Mevlanâ Celâleddîn-i Rûmî’nin hocasıdır. Şems-i Tebrîzî lakabıyla meşhûr oldu. Tebriz’de doğdu. 1247 (H.645) târihinde Konya’da şehîd edildi. Şeyh Fahreddîn-i Irâkî ders aldı. Sonra Tebriz’den Konya’ya geldi. Mevlanâ Celâleddîn-i Rûmî ile karşılaştıklarında, Mevlanâ bütün talebelerini bırakıp onunla baş başa … Devamını oku

Ağlayıp sızlamak, derdi belâyı geri çevirmez!..

“Bir musîbet geldiğinde feryâd ü figân eden kimse, Allahü teâlâya karşı gelmiş olur!”       Abdürrahmân Şebrîsî hazretleri evliyânın büyüklerindendir. On beşinci asırda yaşamıştır. Hayâtı hakkında fazla bilgi yoktur. Âlim, sâlih, verâ sâhibi bir zât idi. Çok kerâmetleri görüldü.   Şöyle anlatılır: Ebü’l-Feth Şemsüddîn Muhammed Müzzî İskenderî anne karnında iken, babası Bedrüddîn Avfî, Allahü … Devamını oku