Tövbe eden genç hırsız!

Belh şehrinde yaşıyan velîlerden Ahmed bin Hadraveyh hazretlerinin hânesine hırsız girdi bir gece.
Ama etrâfa baktı.
Bir şey bulamadı.
Üzüntülü ve ümitsiz hâlde geri dönüp gidiyordu ki, büyük velî seslendi arkasından:
“Dur, gitme hemen!”
Zîra “eli boş” olarak döndüğüne üzülmüştü!
Hırsız da şaşırdı.
Öylece donup kaldı.
Mübârek zât, ona merhamet ve şefkatle bakıp;
“İstersen, şurada abdest al, biraz  namaz kılalım. Sabah bir şey gelirse onu sana veririm, götürürsün” buyurdu.
Genç hırsız şaşkındı!
“Peki” dedi mecbûren.
Ve abdest alıp durdu namaza.
Sabaha kadar bu zâtla birlikte ibâdetle meşgul oldu o evde.
Derken sabah oldu.
Ve kapı çalındı.
Açtığında, “çok zengin” bir kimseyi gördü eşikte.
Zengin adam, bu velîye “ikiyüz elli altın” hediye etti.
O da altınları aldı ve hırsıza uzatıp;
“Al, bunlar senin” dedi.
Bu ihsân karşısında ne söyleyeceğini bilemeyen genç hırsız, bütün yaptıklarına tövbe etti.
Beş vakit namaza başladı.
Dört dörtlük Müslüman oldu.
Hattâ bu zâtın sohbetleriyle evliyâlığın yüksek derecelerine kavuştu.
Bir şey çalmak için girmişti bu eve.
Ama “kendi kalbini” çaldırdı bu zâta…





Abdüllatif Uyan

Kategori içindeki yazılar: Abdüllatif Uyan