Abdest alan râhip!..

Câfer-i Sâdık hazretlerine, bir gün “iki genç” gelip, “Efendim, bize abdestin fazîletinden anlatır mısınız” dediler.

 

Büyük velî, “peki” dedi.

 

Şu hadîs-i şerîfi nakletti:

 

(Ümmetimin abdest uzuvları, mahşer karanlığında öyle nûrlu olur ki, etrâflarına ışık saçar. Başkaları onlara gıbtayla bakıp, keşke biz de bu ümmetten olsaydık diye hayıflanırlar.)

 

Sonra o gençlere;

 

“Eski peygamberlerin kitaplarında ‘Bir şeyden korkan kimse, hemen abdest alırsa, o şeyin zararından korunmuş olur’ diye okumuştum” buyurdu.

 

Ve şu hâdiseyi anlattı:

 

Bir yere gidiyordum…

 

Bir râhibin evini görünce durup onu îmâna dâvet etmeyi düşündüm…

 

Varıp çaldım kapıyı.

 

Ama kapı açılmadı.

 

Birkaç dakika sonra râhip elinde havluyla çıkıp;

 

“Beklettim, özür dilerim” dedi.

 

Sordum:

 

“Niçin geç açtınız?”

 

“Abdest alıyordum.”

 

“Niçin?”

 

“Sizi pencereden görünce heybetinizden korku geldi kalbime! Hemen abdest almaya gittim. Zîra Tevrat’ın tavsiyesi böyledir.”

 

“Ne tavsiye ediyor?”

 

“Bir şeyden korktuğun zaman abdest al ki, ondan zarar görmeyesin, yazıyor.”

 

Tam vaktiydi…

 

“Size bir teklîfim var, Müslüman olur musunuz?” dedim.

 

Râhip Kelime-i şehâdeti okuyup îmânla şereflendi. Bir abdest sebebiyle ebedî cehennemden kurtuldu.

 

 

 

Abdüllatif Uyan’ın önceki yazıları…




Kategori içindeki yazılar: Abdüllatif Uyan