Şerbetçi Baba, Gelibolu’yu nurlandıran bir Allah dostudur. O devirde, yalnız yaşıyan biri vardı.
Evinde ibâdetle meşguldü hep.
Ancak bir ara hastalandı.
Ve gitgide şiddetlendi.
Bakacak kimsesi de yoktu.
Çâresizdi!..
Açtı ellerini.
“Yâ Rabbî! Bana bir yardımcı gönder” diye yalvardı.
O anda aralandı kapısı.
İçeri nûrâni bir zât girdi.
Ve gülümsedi kendisine:
“Yalnızsın gâliba.”
“Evet efendim.”
“Sana yardıma geldim” dedi.
Adamcağız hem sevinçliydi.
Hem de şaşkın.
Sordu hemen:
“İyi ama siz kimsiniz. Hem kapı kapalıydı nasıl girebildiniz içeri?”
Gelen zât;
“Mühim değil, şimdi mühim olan, senin hastalığın” dedi.
Hemen bir ev ilâcı yapıp yedirdi ona.
Allah’ın izniyle adam şifâ buldu.
Mübârek zât çıktı.
Giderken fısıldadı:
“Bana Şerbetçi Baba derler, Gelibolu’da bulunurum.”
Adam merak etti.
Koştu Gelibolu’ya.
İlk rastladığına “Beni Şerbetçi Baba’ya götürür müsün” diye ricâ etti.
O kişi de;
“Hayhay” dedi.
Ve onu alıp bir türbeye götürdü.
“İşte, Şerbetçi Baba burada yatıyor” dedi.
Adam tutamadı gözyaşlarını!
Okuyup, gönderdi rûhuna.
Zor ayrıldı türbesinden…