Şerbetçi Baba, Gelibolu’yu nurlandıran bir Allah dostudur.
O devirde genç bir âşık, bu zâtın büyüklüğünü işitip Gelibolu’ya geldi. Maksadı, ziyâret etmekti bu mübârek zâtın kabrini.
Ancak çok aradı.
Kabri bulamadı.
Akşam olunca bir eve misâfir oldu.
Bu zâtın sevdiği biri vardı.
O, bir gece yattı.
Rüyâda göründü mübârek.
Ve ona;
“Filân evde misâfir olan genci al da, bana getir!” buyurdu.
Derken sabah oldu.
Gidip buldu o genci.
Ve sordu ona:
“Siz Şerbetçi Baba’yı ziyârete mi geldiniz?”
“Evet.”
Aldı genci, götürdü mübâreğin kabrine.
“Genç âşık”, kabir başında bir müddet sessiz oturduktan sonra konuşmaya başladı kabirdekiyle.
Mübârek zât, gence;
“Evlâdım! En mühim şey; İslâmiyeti öğrenmek ve ona göre yaşamaktır. Allahü teâlânın emir ve yasaklarına ehemmiyet vermeyenler burada çok ‘pişmânlık’ çekiyorlar.” diye nasîhat etti.
Ve şöyle bitirdi:
“Îmân ve îtikat doğru değilse azaptan kurtuluş imkânsız burada. Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarını okuyup, bir an önce îmânını düzeltmeye bak! Ama acele et. Zîra ecelin ne zaman geleceği belli olmaz.”