Her işte Allah’tan kork ve titre!

Basra’da yetişen fıkıh ve hadîs âlimlerinden Sâlih bin Beşîr hazretleri, Tâbiîn’dendir.

O devrin halîfesi Mansur, bu zâta; “Bana bir nasîhat edin de saltanat işlerini ona göre yapayım” diye ricâ etti.

Büyük zât;

“Ey halîfe! Sana tavsiyem şudur ki, Allah’ın kullarına merhametli ol. Ahlâkını Resûlullahın ahlâkıyla süsle. Her işinde Allah’tan kork. Adâleti elinden bırakma” dedi.

Ve ardından;

“Ey halîfe! Milletine zulüm yapmaktan kork, onlara acı, yoksa Peygamberimiz senden dâvâcı olur” buyurdu.

Bu nasîhat, halîfeye tesir etti.

Ve ona, bir kese “altın” verdi.

Ancak o, kabul etmedi. Elinin tersiyle itti keseyi! Mansur, bunu görünce başladı ağlamaya!

Hem de gözyaşıyla…

● ● ●

Sâlih bin Beşîr hazretleri; Kur’ân-ı kerîmi hüzünle okur, azap âyetlerine gelince korkar, sesi titrerdi. Bir gün yine Kur’ân-ı kerîm okuyordu.

Benzi sarardı birden.

Evdekiler sordular:

“Niçin korktunuz?”

“Bir âyet-i kerîmeden.”

“Hangi âyet efendim?”

Filân âyettir ki, bu âyette meâlen “Onlar; Cehenneme girince çok büyük bir pişmânlığın içine düşerler ve o zaman (Eyvâh bize, vâh bize! Keşke biz de ibâdet etseydik Rabbimize) derler” buyuruluyor.”

Bunu söyledi.

Peşinden bir “âh!” edip yere düştü.

Nabzına baktılar, ölmüştü…





Abdüllatif Uyan

Kategori içindeki yazılar: Abdüllatif Uyan