Merhamet etmeyene merhamet olunmaz!

Allah dostlarından ve Edirne toprağını nurlandıran büyüklerden biri de Şekmetî Mehmed Efendi‘dir.

 

Bir yıl, talebesiyle, hac yolculuğuna çıkar bu zât.

 

Yolda küçük bir kızcağız görür.

 

Üstü başı yırtık.

 

Perîşan vaziyette.

 

Çok fakîr olduğu bellidir hâlinden. Yol kenarında ölü bir kuş görür bu küçük yavrucak.

 

Eğilir, onu alır.

 

Bellı ki, rızık yapacaktır.

 

Yaklaşır mübârek.

 

Ve ona şefkatle;

 

“Evlâdım! O kuşu ne yapacaksın?” diye sorar.

 

Kız utanır, sıkılır!

 

Söylemek istemez niyetini.

 

Isrâr edince mecbur kalır.

 

Utanıp sıkılarak;

 

“Efendim, biz iki kardeşiz, bir de annemiz var. Üç gündür açız üçümüz de. Babamız vefât etti. Hiçbir gelirimiz de yoktur” der.

 

Gözleri yaşarır mübâreğin.

 

Döner talebelere;

 

“Geri dönüyoruz! Nasılsa ‘nâfile hacca’ gidiyorduk” der.

 

Yol parasını alır.

 

Kızcağıza verip;

 

“Al yavrum! Bu parayı annene götür… Bir müddet bununla geçinirsiniz” buyurur.

 

Sonra gençlere;

 

“Evlâtlarım! Onlar bu hâldeyken bizim hacca gitmemiz uygun olmaz. Onları sevindirmek, nâfile hacdan çok daha sevaptır. Unutmayın, merhamet etmeyene merhamet olunmaz” buyurur.




Kategori içindeki yazılar: Abdüllatif Uyan