Mekke’de yaşıyan Müslim bin Yesar hazretleri, Tâbiîn-i izâmdan olup çok ibâdet yapardı.
Kalbini “Allah sevgisi” sarmış, “kul” olmanın tadına varmıştı.
Namazı öyle güzel kılardı ki, görenler hayran olur, ibret alırlardı bu büyük velîden.
Namaza durduğunda her şeyi unuturdu.
Sanki bu dünyâdan çıkardı.
Her şeyden habersiz olurdu.
● ● ●
Bir gün Basra’da bir câmiye girdi.
Ve namaza durdu.
Birden “zelzele” oldu.
Ve bir direk yıkıldı.
Kubbe de çöktü.
Cemaat, can havliyle dışarı kaçtılar.
Müslim bin Yesar hazretleriyse duymadı bu olanları.
Devam etti namazına.
Daha sonra cemaat, kendisini kurtarmaya geldilerse de, sağ sâlim namaz kılarken gördüler kendisini.
Şaşırdılar.
Ve beklediler.
Selâm verince;
“Geçmiş olsun efendim” dediler.
O hayretle sordu:
“Hayırdır, bir şey mi oldu?”
Dediler ki:
“Zelzele oldu, direk yıkıldı, kubbe çöktü, duymadınız mı bunları efendim?”
Büyük velî;
“Hayır, duymadım, ne zaman oldu bunlar?”
“Az önce efendim.”
“Hiçbir şey duymadım. Ben namaza durunca böyle olurum” buyurdu.
Abdüllatif Uyan