Toprak onu yuttu!..

Evi, Muhyiddîn-i Arabî hazretlerinin türbesine çok yakın olan Ahmed Halebî, gözleriyle gördüğü şu kerâmeti anlattı:

 

Bir gece, Muhyiddîn-i Arabî hazretlerini sevmeyenlerden biri, elinde ateşle türbeye yaklaştı.

 

Maksadı belliydi.

 

Orayı yakacaktı.

 

Sonra da kaçacaktı.

 

Nihâyet ateşi attı.

 

Ancak ateş ânında sönüverdi.

 

Adam şaşırdı. Ve kaçmaya başladı.

 

Ancak ayaklarının altında âniden bir çukur açıldı.

 

Ve içine düşüp kayboldu.

 

Gözlerimle gördüm.

 

Ev halkı meraklandı.

 

Ve aramaya çıktılar.

 

Ben gördüklerimi onlara anlattım.

 

Gelip gömüldüğü yeri kazmaya başladılar.

 

Ve başını buldular.

 

Çıkarmak istediler.

 

Ama, uğraşmaları boşa gitti.

 

Zîra çıkmıyordu.

 

Onlar çekiyorlardı.

 

O, daha çok batıyordu.

 

Nihâyet kurtaramayacaklarını anlayınca, kazdıkları yeri tekrar toprakla doldurup, yorgun ve perişan bir hâlde bırakıp gittiler.

 

● ● ●

 

Bir gün bu zâta;

 

“Efendim, anne babanın, çocuklarına karşı en mühim vazîfesi nedir?” diye sordular.

 

“Dînini öğretmektir” buyurdu.

 

Ve ilâve etti:

 

“Hadîs-i şerîfte;

 

(Ey Eshâbım! Her biriniz bir sürünün çobanı gibisiniz. Nasıl ki, çoban sürüsünden mesul ise, siz de emriniz altındakileri Cehennem ateşinden korumalısınız) buyuruldu.




Kategori içindeki yazılar: Abdüllatif Uyan