İhlâs sahibi berber…

Bir gün Cüneyd-i Bağdâdî hazretlerine, bâzı sevdikleri “Efendim, bize ihlâs hakkında bir misâl verir misiniz?” dediler.
Şunu anlattı onlara:
Mekke’de bulunurken tıraş olmak üzere bir berbere gittim.
Ve “Allah için saçımı düzeltir misin” dedim.
O ara birini tıraş ediyordu.
O da mevkî sâhibi biriymiş.
Berber, o kimseye;
“Beyefendi! Bir zahmet siz kalkar mısınız!” dedi.
O kalkınca beni oturttu yerine.
Adamın tıraşı yarım kaldı.
Canı da çok sıkıldı.
Onu yatıştırmak için;
“Kusûra bakma beyim. Allah için bir şey istendiğinde o işi yapmak için acele edilir” dedi.
Ertesi gün oldu…
Bir kese “altın” geldi bir yerden.
Götürüp berbere verdim.
Ancak kabul etmeyip;
“Kardeşim, ben sana o iyiliği Allah için yapmıştım. Karşılığını Rabbim kat kat verir” dedi.
● ● ●
Bu zât, misâfirine çok ikrâm ederdi.
Evde ne varsa çıkarırdı önlerine.
Bir gün ona dediler ki:
“Pek çok ikrâm yapıyorsunuz.”
“Evet biraz öyle.”
“Ama malınız azalıyor.”
“Olsun, malım azalıyorsa ömrüm de bitiyor.”
“Birâzını saklasanız?”
Mübârek zât;
“Mal, saklamak için değil, harcamak içindir. Bırakıp gideceğime, Allah yolunda harcarım daha iyi” buyurdu.




Kategori içindeki yazılar: Abdüllatif Uyan