Hep abdestliydi…
Bağdat evliyâsının büyüklerinden Mârûf-i Kerhî hazretleri; abdesti bozulunca hemen tâzeler, bir an bile abdestsiz durmak istemezdi.
Dicle kenarında uyudu bir gün.
Uyanınca teyemmüm etti.
Yanındakiler gördü.
Ve ona sordular ki:
“İşte Dicle efendim, su varken niçin teyemmüm ettiniz?”
Merak etmişlerdi.
Mübârek zât onlara;
“Dicle’ye kadar ömrüm var mı bakalım. Zîra ecel âni gelir” buyurdu.
Ve ekledi:
“Dicle’ye, teyemmüm alıp da gideyim” diye düşündüm. “Bu arada ölürsem, abdestsiz ölmeyeyim” dedim.
● ● ●
Bir gün de Ramazan-ı şerîf hâricinde “nâfile oruca” niyetlenmiş olarak çarşıya gidiyordu.
Bir ara “Sebil su” yâni Allah için parasız su dağıtan bir kimseyi gördü yolun kenarında.
Onu görünce durdu.
Adam duâ ediyor ve;
“Bu sudan içenlerden Hak teâlâ râzı olsun” diye bağırıyordu.
Bu güzel duâyı işitti.
Ve gidip o sudan içti.
Bir yakını görünce;
“Siz oruçlu değil miydiniz efendim?” diye sordu.
Cevâbında;
“Evet, oruçluydum, ama nâfile oruca niyet etmiştim. Şimdi sebilcinin duâsını işitince orucu bozdum. Belki o duâsı kabul olur da Hak teâlânın rızâsına kavuşurum diye ümitlendim” buyurdu.
Abdüllatif Uyan