“Duâ edin de oğlum eve dönsün”
Bağdat Velîlerinden Mârûf-i Kerhî hazretleri devrinde bir “Çocuk” bir işi için evinden çıkmış, fakat geri dönmemişti bir daha.
Babası yoktu.
Annesi ağlıyordu.
Bir an önce oğluna kavuşturması için duâ ediyor, Rabbine yalvarıyordu.
Nihâyet Mârûf hazretlerini hâtırladı.
Kapısına gitti.
Ve ağlayarak;
“Efendim, duâ edin de oğlum evine dönsün” diye yalvardı.
Mübârek zât üzüldü.
Acıdı kadıncağıza.
Ve elerini kaldırıp;
“İlâhî! Yer senin, gökler senin, ikisi arasındakiler de senindir. Bu kadının oğlu neredeyse evine döndür de bu hasret bitsin” diye yalvardı.
Kadın memnundu.
Ve evine döndü.
Gördü ki; oğlu gelmiş, kapıda annesini bekliyor.
Kuvvetle sarıldı oğluna ve “Oğlum, kaç gündür neredeydin? Meraktan çatladım. Şimdi eve nasıl geldin?” diye sordu.
O da şöyle anlattı:
“Beni, bâzı kimseler kaçırdı anneciğim. At üstünde günlerce yol alıp çok uzaklarda bir yere götürdüler ve hapsettiler daracık bir yere. Az önce ‘bir el’ beni alıp buraya koydu. Kendisini görmedim.”
Annesinin gözleri parladı.
Biliyordu o elin sâhibini.
“O el, Mârûf-i Kerhî hazretlerinin eliydi evlâdım” dedi.
Ve Rabbine şükretti.
Abdüllatif Uyan