Hindistan evliyâsının büyüklerden olan Abdullah-ı Dehlevî hazretlerinin huzûruna, bir gün biri gelip;
“Efendim, oğlum çoktandır kayıp bir duâ etseniz de Rabbimiz tekrar ihsân etse onu bize” dedi.
Çok yalvardı.
O cevâben;
“Oğlunuz şu anda evdedir” buyurdu.
Adam şaşırdı;
Ve inanamadı.
“Nasıl olur efendim. Şimdi evden geliyorum” dedi,
Büyük velî tekrar etti işbu sözünü:
“Sen eve git. Allahü teâlâ onu size ihsân etti tekrar” buyurdu.
Adamcağız;
“Peki efendim” deyiverdi.
Ve koştu hemen.
Gördü ki, oğlu gelmiş, evde oturuyor.
Sevgiyle sarılıp, şükretti Rabbine…
● ● ●
Bir gün de; “Müslümanlık kısaca nedir efendim?” diye sordular bu
büyük zâta.
Cevâben;
“Müslümanlık, Allahü teâlânın emir ve yasaklarına hürmetli, saygılı olmak ve Onun mahlûklarına acımaktır” buyurdu.
Sordular yine:
“Müminin şiârı nedir efendim?”
Cevâben;
“Güleryüz, tatlı dildir. Münâfıklar, çatık kaşlı ve asık suratlı olurlar” buyurdu.
 
