Büyük velî Muhammed Bâkî Billâh hazretlerinin talebesinden Hâce Hüsâmeddîn şöyle anlatıyor:
Ben, hocam Bâkî Billâh hazretlerine, talebe olmak için gitmiştim.
Cevâben bana;
“Aradığın ben değilim” buyurdu.
Çok üzüldüm!
Mahzun hâlde ayrıldım mübârek huzûrundan…
Memleketime döndüm.
Şaşkın bir vaziyette;
“Şimdi ben ne yapacağım?” diye hayrette kalmıştım!
Ben böyle üzülürken, bir beyti hâtırladım.
O beyitte şöyle deniyordu;
“Aradığın o idi.
Ne için döndün geri?
Ayrılmaz tatlıcıdan,
Kovsalar da sineği.”
Bu beytin tesiriyle tekrar gittim.
Çok şükür kabul etti.
Sevinip şükrettim Rabbime.
● ● ●
Bir gün de sohbette;
“Müminin arkasından yapılan duâ kabul olur, hattâ onun için ne duâ ettiyse, aynı şeylere kendisi de kavuşur” buyurdu.
Dinleyenler merak edip;
“Nasıl?” diye sordular.
Cevâbında;
“Meselâ birine gıyâbında, arkasından duâ etseniz, bir melek de size; ‘Sen bu kardeşin için ne istediysen, o şeyleri Hak teâlâ sana da versin’ diye duâ eder. Melek günahsız olduğu için, duâsı kabul olur” buyurdu.