“Haram, ateş gibidir evlâdım!”

Nişâbur’da yetişen velîlerden Ebû Muhammed Râzî hazretleri, aslen Rey’li olup, 964 (H.353) senesinde Nişâbur’da vefât etti.

 

Vefâtından dört sene geçmiştı ki, kabrini açmak îcâb etti.

 

Zîra bir tarafı göçmüştü.

 

Tâmir edilecekti.

 

İlgililer toplandılar.

 

Ve dikkatle açtılar mübârek kabrini.

 

Fakat o da ne?!..

 

Gözlerine inanamadı hiç kimse. Çünkü mübârek bedeni hiç bozulmamış, defnedildiği gibi taptâze duruyordu…

 

Sanki o gün defnedilmişti.

 

Hattâ boncuk boncuk “ter damlaları” vardı alnında.

 

Bunu gördüler.

 

Gözyaşlarını tutamadılar! Evet… Toprak, peygamberlerin vücûdunu çürütmediği gibi, peygamber vârisi olan bâzı Allah dostlarının vücutlarını da çürütmüyor.

 

Bu, bir gerçek.

 

● ● ●

 

Büyük velî, bir gence;

 

“Haram, ateş gibidir evlâdım. Rabbimiz, hiç yoktan yaratıp bunca nîmetleri vermişken, bir kul Ona karşı nasıl günah işleyebilir?” buyurdu.

 

● ● ●

 

Bir gün de sevdiklerine; “Bir müminin güzelliği, nasıl ölçülür, biliyor musunuz?” diye sordu.

 

“Bilmiyoruz efendim” dediler.

 

Buyurdu ki:

 

“Müminin güzelliği, ne namaz kılması, ne de oruç tutmasıyla belli olmaz. Kimsenin kalbini kırmamasıyla bilinir.”

 

 

 

Abdüllatif Uyan’ın önceki yazıları…




Kategori içindeki yazılar: Abdüllatif Uyan