Tus, yâni Meşhed şehrinde yaşayan velîlerden Ebû Bekr-i Nessac hazretleri, Meşhed şehrinde doğdu. Aynı yerde vefât etti.
Bu zâtın zamânında bir “hoca” vardı ki, kötü olarak tanıyordu bu Allah dostu olan velî zâtı.
Başkalarına aldanmıştı.
Bir gün kendi kendine;
“Gideyim, şu kimseye bâzı dînî suâller sorup imtihan edeyim. Hem öyle zor şeyler sorayım ki, bilemeyip mahcup olsun talebesinin yanında” diye düşündü…
Bu düşünceyle yattı.
Ama, kalkamadı sabah namazına.
“Neyse” deyip çıktı evden. Yolda bâzı suâller hazırlayıp girdi dergâha. O esnâda büyük velî, sohbet ediyordu. O içeri girince, mevzûyu değiştirip “Kibirden sakının!” buyurdu gençlere.
Bir talebe sordu:
“Kibir nedir hocam?”
“Kibir, kendisini başkasından üstün görmektir. Meselâ bâzıları vardır ki, kendisini âlim sanıp imtihana yeltenir bir başkasını. Ona suâller sorup mahcup olmasını bekler. Böyleleri sabah namazına bile kalkamazlar” buyurdu.
Bunları söyledi.
Ve tek tek cevap verdi hazırladığı o suâllere.
Hoca bu kerâmeti gördü. Anladı hatâsını. Mahcup oldu yaptığına!
Huzûruna varıp;
“Affedin” dedi.
Elini öpüp talebesi olmakla şereflendi…