Yaratmak, Allahü teâlâya mahsustur. Allahü teâlânın yarattığı mevcut şeyleri bir araya getirerek, yeni şeyler bulmaya, “keşfetmek, bulmak” denir.
Allahü teâlâ her şeyin yaratıcısıdır. Yaratmak, yoktan var etmektir. İcat etmek, yaratmak; mucit de yaratıcı demektir. Yaratmak Allahü teâlâya mahsustur. İnsanlar için kullanmamalıdır. Mecaz olarak da insanlara yaratıcı demek yanlıştır. İcat etmek, yaratmak yerine “keşfetmek, bulmak”; mucit, yaratıcı yerine de “kâşif” demelidir. Bilim adamları, yoktan bir şey meydana getiremez, sadece Allahü teâlânın yarattığı mevcut şeyleri, yine Allah’ın koyduğu fizik, kimya ve biyoloji kanunları ile bir araya getirerek, yeni şeyler bulurlar. Buna da yaratmak denmez, keşfetmek, bulmak denir. Buluşu yapanı da, yaptığı buluşu da yaratan Allahü teâlâdır.
Müslüman olmadıkları hâlde Allah’ın varlığına inanan fen adamları da, insana yaratıcı denemeyeceğini söylemektedirler.
Birçok keşifleri olan meşhur Amerikalı fen adamı Edison’u hepimiz biliriz. Onun en yakın mesai arkadaşı olan Martin André Rosanoff, şu hâtırasını anlatmaktadır:
“Bir gün laboratuvara girince, Edison’u kendinden geçmiş, çok dalgın bir hâlde, hiç kımıldamadan elinde tuttuğu bir kaba bakarken gördüm. Yüzünde büyük bir hayret, hürmet, takdir ve tazim ifadesi vardı. Yanına tam yaklaşıncaya kadar, geldiğimin bile farkına varmadı. Sonra beni görünce, elindeki kabı gösterdi. Kap, cıva ile doluydu. Bana (Şuna bak! Bu ne muazzam bir eserdir! Sen cıvanın harikulade bir şey olduğuna inanır mısın?) dedi. Ben, (Cıva, hakikaten hayrete değer bir maddedir) diye cevap verdim…
Edison konuşurken sesi titriyordu. Bana, (Ben cıvaya bakınca bunu yaratanın büyüklüğüne hayran oluyorum. Buna ne türlü hassalar [özellikler] vermiş? Bunları düşündükçe, aklım başımdan gidiyor) diye mırıldandı. Sonra tekrar bana döndü (Dünyadaki bütün insanlar bana hayrandır. Benim yaptığım birçok keşifleri, birçok yeni buluşları birer harika [olağanüstü bir şey], birer başarı zannediyorlar. Beni, insanüstü bir varlık gibi görmek istiyorlar. Hâlbuki ne büyük hata! Ben, beş para bile etmeyen bir insanım. Benim keşiflerim esasen dünyada bulunan, fakat o zamana kadar insanların göremedikleri büyük harikaların ufacık bir kısmını meydana çıkarmaktan ibarettir. ‘Bunu ben yaptım!’ diyen bir insan, en büyük yalancı, en büyük budaladır. İnsan, elinden hiçbir şey gelmeyen âciz bir mahlûktur. İnsan, ancak bir parça konuşabilen, biraz düşünebilen bir mahlûktur. İyi düşünse, kibre, gurura kapılmaz, aksine, ne kadar boş olduğunun farkına varır… İşte ben de, bunları düşündükçe, ne kadar kudretsiz, ne kadar âciz, ne kadar zayıf bir mahlûk [kimse] olduğumu anlıyorum. Ben mucidim [yaratıcıyım] ha! [Asla] Asıl yaratıcı işte Odur, Allah’tır!) dedi.”
Salim Köklü