Hicrî-kamerî sene, cumhûriyet döneminde bir kânûnla kaldırılarak yerine Avrupalıların kullandıkları mîlâdî sene kabûl edilmiştir.
Takvîmlerde, 25 Haziran 2025 (29 Zilhicce 1446) Çarşamba günü, harâm ayların 4.sü ve sonuncusu, hac aylarının 3.sü ve sonuncusu, hicrî-kamerî ayların da 12.si ve sonuncusu olan Zilhiccenin son günü olduğu yazılı idi. O gece, hicrî yılbaşı gecesi idi. Yanî 1447 Hicrî-kamerî senesinin ilk ayı olan Muharrem ayının 1. gecesi, Hicrî-kamerî yılbaşı idi. Müslümânların şemsî yılbaşı gecesi ise, Eylül ayının 20. gecesidir.
[Hicrî senenin kabûlünden beri, asırlardır İslâm âleminde 1 Muharrem sene başı olarak kabûl edilmiştir. Eskiden Müslümânlar, 1 Muharrem’i, sene başı kabûl eder, bu günde, birbirlerini ziyâret eder, tebrîkte bulunurlar, hediyeler verirlerdi. O gün, Müslümânlar için âdetâ bayram sayılırdı. Ziyâretlerde ve gönderilen tebrîklerde yeni yılın, birbirlerine ve bütün insanlara hayırlı olması için duâ ederler; âlimleri, büyükleri evlerinde ziyâret ederlerdi.]
26 Haziran 2025 Perşembe günü ise, hem hicrî-kamerî ayların 1.si, hem de harâm ayların 1.si olan Muharrem-i harâm ayı, dolayısıyla yeni bir sene (hicrî-kamerî 1447 yılı) başlamış oldu.
Hicrî sene; ayın dünyâ etrâfındaki dönüşü esâsına dayandığı için mîlâdî yıldan 10,875 gün daha kısadır. Hicrî-kamerî senede aylar, bâzan 29 gün ve bâzan 30 gün çeker.
Hicrî sene de, mîlâdî ve rûmî târihler gibi, 12 ay esâsına dayanır ve Muharrem ayı ile başlar, Zilhicce ayı ile sona erer. Malûm olduğu üzere, hicrî-kamerî ayların isimleri şunlardır: “Muharremül-harâm, Saferul-hayr, Rebîul-evvel, Rebîül-âhir, Cemâzil-evvel, Cemâzil-âhir, Recebül-ferd, Şâbânül-muazzam, Ramazânül-mübârek, Şevvâlüş-şerîf, Zil-kâde ve Zil-hicce.”
Bilindiği gibi, Muharrem ayı, Kur’ân-ı kerîmde (Tevbe, 36) kıymet verilen 4 aydan biridir. Hicrî-Kamerî Takvimde; Sevgili Peygamberimiz Muhammed aleyhisselâmın, Mekke-i mükerreme’den Medine-i münevvere’ye hicret ettiği sene, başlangıç kabûl edilir.
Hicretten 70 gün önce, Muharrem ayının 1’i olan ilk Kamerî senebaşı, mîlâdî 622 yılının temmuz ayının, 16’sına rastlayan cuma günü idi.
Araplar, İbrâhim aleyhisselâmdan beri Arabî ayları kullanmışlardır. İslâmiyetten önce, Fil Vak’asını başlangıç kabûl etmişler ve seneleri buna göre saymaya başlamışlardı. Hicretle berâber başlangıç değişmiş ve her senedeki en mühim hâdisenin ismi ile anılmaya başlamıştı (izin yılı, emir yılı, zelzele yılı, vedâ yılı vs.)
Fakat bu şekildeki tatbîkât, bâzı târih karışıklıklarına sebep olduğu için, 2. Halîfe Hazret-i Ömer (radıyallahü anh) zamânında, hicretin 17. (on yedinci) yılında alınan bir karârla, hicretin olduğu sene birinci sene olmak ve o senenin Muharrem ayı başlangıç kabûl edilmek sûretiyle, bu târih tesbît edildi. İşte hicrî-kamerî târih bu târihtir.
Osmânlı Devletinde, devâmlı kullanılan hicrî-kamerî sene, cumhûriyet döneminde bir kânûnla kaldırılarak yerine Avrupalıların kullandıkları mîlâdî sene kabûl edilmiştir.