Ümmetin en merhametlisi: Hazret-i Ebu Bekir​…

Bir gün Resûlullah efendimiz, Eshâbı ile mescidde otururken, Cebrâil aleyhisselâm gelir ve Hazret-i Ebû Bekir’i metheder!..

 

 

 

Hazret-i Ebu Bekir “radıyallahu anh” İslam dininin göz bebeğidir. Muhammed aleyhisselamın dostudur, arkadaşıdır, mübarek kayınpederidir… Büyük tüccar idi. Bütün malını, evini, barkını Resulullah uğruna verdi. Gençliğinde de arkadaş idiler. 

 

Hazret-i Ebu Bekir, Aşere-i mubeşşerenin (cennetle müjdelenen on kişiden) birincisidir. Peygamberlerden sonra, bütün insanların en üstünüdür. Bütün gazalarda bulundu. Âyet-i kerimeler ile metholundu. Müslümanların birinci halifesidir. Kur’ân-ı kerimi kitap hâlinde ilk toplayan odur. 13 [m. 634] senesinin Cemazil-ahır ayının yirmisekizinci salı gecesi, altmışüç yaşında vefat etti…

 

Bu mübarek zatın lakab-ı şeriflerinden biri “Atîk”tir. Bunun sebebi şu idi. Hazret-i Fahr-i âlem “sallallahü teâlâ aleyhi ve sel­lem” mübârek yüzlerine nazar edip, “Bu, Cehennem ateşinden atîktir” buyurdular. Yani, Allahü teâlânın nârından [ateşinden] azatlı kuludur, dediler.

 

Hazret-i Ali, “Sıddık adı gökten inmiştir” diye yemin etmiştir. (Doğruyu (Kur’ânı) getiren (Peygamber aleyhisselam) ve onu tasdik eden (müminler) ise, işte bunlar takva sahibi kimselerdir.) [Zümer suresi, 33. âyet-i kerimesi meali.] Hazret-i Ali buyurdu ki: “Sıdk ile gelen kimse Muhammed aleyhisselam ve onu tasdik eden, Ebu Bekr-i Sıddıktır.” (Menâkıb-ı Çihâr Yâr-i Güzîn)

 

Hazret-i Ebû Bekir, çok merhametliydi. Müslüman olunca, hemen çok sevdiği arkadaşlarına gitti. Onların da, iman etmelerini istiyordu. Çünkü o, yüksek yaratılışlıydı. Hiçbir arkadaşının, hiçbir akrabasının hatta hiçbir kimsenin yanmasını istemiyordu. Çünkü ateş çok çetindi…

 

     ***

 

Bir gün Resûlullah efendimiz, Eshâbı ile mescidde otururken, Cebrâil aleyhisselâm geldi. Resûl-i Ekrem’e, “Hazreti Ebû Bekir’in bir saat ibâdeti yetmiş yıllık ibâdet yerini tutar” dedi.

 

Resûl-i Ekrem, bir şey söylemeyip, Hazreti Bilâl’e, Ebû Bekir’i çağırmasını emir buyurdu. Hazreti Ebû Bekir’e haber gidince, hemen yola çıktı. Resûlullah onu karşılayıp, yanına oturttu. “Biraz önce evde ne yapıyordun?” diye sordu. Şöyle cevap verdi:

 

“Biraz önce şöyle tefekkür eyledim yâ Resulallah: Hak teâlâ Cenneti ve Cehennemi yarattı. Her ikisini de dolduracağını diledi (takdir etti). Cenâb-ı Hak, vücudumu o kadar büyütsün, o kadar büyütsün ki Cehennem benden başkasını almasın. Böylece hem Allahü teâlânın takdiri yerine gelmiş, hem de bütün insanlar Cehennem korkusundan kurtulmuş olurlar!..”

 

Resulullah (sallallahü aleyhi ve sellem) efendimiz buyurdu ki: (Ümmetimin ümmetime karşı en merhametlisi, Ebû Bekir’dir.)

 

Bunlara şahit olan Eshâb-ı güzîn, hazret-i Ebû Bekir’in böyle duâsına ve yüksek himmetlerine hayrân olup, cümlesi hayır duâ ettiler…




Kategori içindeki yazılar: Ahmet Demirbaş