“Cuma günleri bana çok salevât okuyunuz! Ümmetimin okuduğu salevât, her Cuma günü bana bildirilir.”
Abdullah bin Büreyde hazretleri, Tabiîn devrinin hadîs âlimlerindendir. 14 (m. 635) târihinde Kûfe’de doğdu. Basra’da yaşadı. Merv şehrine kadı olarak tayin edildi ve 115 (m. 707) târihinde orada vefât etti. Eshâb-ı kirâm’dan Abdullah İbn-i Mes’ûd ile görüşmüştür. Rivâyet ettiği hadîs-i şerîflerde Resûlullah efendimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki:
“Ben sizi (İslâmın ilk zamanlarında) kabirleri ziyâretten menetmiştim. Artık onları ziyâret edin.”
Âişe (radıyallahü anha) şöyle rivâyet ediyor: “Resûlullah Efendimiz rahatsız iken bana, (Ebû Bekr’e gidiniz! Namazı o kıldırsın!) buyurunca, (Yâ Resûlallah! Ebû Bekr (radıyallahü anh), [insanlara İmâm olmak için] sizin yerinize geçince çok ağlar. Ağlamasından dolayı insanlar onun kırâatini anlayamaz. Ömer çağırılsın, o insanlara namaz kıldırsın) dedim. (Ebû Bekr’e gidiniz! Namazı o kıldırsın) buyurdu.”
Ebüdderdâ’nın (radıyallahü anh) bildirdiği hadis-i şerifte, (Toprak Peygamberlerin cesetlerini çürütmez. Cuma günleri bana çok salevât okuyunuz! Ümmetimin okuduğu salevât, her Cuma günü bana bildirilir) buyuruldu.
Abdullah ibn-i Ömer’in (radıyallahü anhüma) rivâyet ettiği bir hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: “Her peygamberin iki emîn veziri vardır. Benim semâ ehlinden iki vezirim Cebrâil ile Mikâil aleyhisselâm ve yerdeki iki emînim ve vezirim ise, Ebû Bekr ile Ömer’dir.”
Resûlullah Efendimizin yanına Hazreti Osman (radıyallahü anh) gelince, Resûl aleyhisselâm, etekleri ile mübârek ayaklarını örttü. Hazreti Âişe bunun sebebini sorduğunda; “Ondan melekler hayâ ediyor. Ben hayâ etmez miyim?” buyurdu.
Abdullah ibn-i Ömer’in (radıyallahü anhümâ) bildirdiği hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: “Bütün insanlar, âhirette kurtuluşu umarlar. Lâkin, Eshâbıma dil uzatanlar müstesna. Âhırette ehl-i mevkîf (mahşer yerinde toplananlar) onlara lanet eder.”
Abdullah İbni Ömer (radıyallahü anhüma) şöyle anlatıyor: Resûlullah Efendimiz Hazreti Ali’ye (radıyallahü anh) buyurdu ki: “Ey Ali! Sen Cennettesin. Ey Ali! Sen Cennettesin. Ey Ali! Sen Cennettesin.”
Hazreti Huzeyfe’nin (radıyallahü anh) rivâyet ettiği bir hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: “Allahü teâlâ, İbrâhim aleyhisselâmı dost edindiği gibi, beni de dost edindi. Cennette benim köşküm ile İbrâhim aleyhisselâmın köşkü karşı karşıyadır, ikisinin arasında Ali bin Ebî Tâlib’in köşkü vardır.”
Vehbi Tülek’in önceki yazıları…