Sırât köprüsü, Allahü teâlânın emri ile, Cehennem’in üstünde kurulacaktır. Herkese, bu köprüden geçmesi emr olunacaktır.
Dünkü makâlemizde, âhıretle ilgili bazı terimlerden (Mahşer, Arasât Meydânı, Mevkıf’tan) bahsettik; sırât hakkında da birkaç kelime söyledik. Bugünkü makâlemizde, birazcık daha “Sırât”tan, “Sırât köprüsü”nden bahsedelim inşâallah:
Evvelâ şunu ifâde edelim ki, Sırât Köprüsü denilince, bilinen köprüler gibi zannedilmemelidir. Meselâ bizler, “sınıf geçmek için imtihân köprüsünden geçilir” diyoruz. Hâlbuki imtihânın köprüye benzer tarafı yoktur. Sırât köprüsü de, bilinen köprülere veya imtihân köprüsüne hiç benzemez.
“Ehl-i sünnet âlimleri (Resûlullah Efendimizin ve O’nun sohbetinde yetişmiş Sahâbe’nin yolunda olan mübârek insanlar), İslâmî bilgilerden hiçbirine, akıl ermediği için, karşı gelmediler. Böylece, kabir azâbına, kabirde Münker ve Nekîr denilen iki meleğin suâl soracaklarına, sırât köprüsüne, kıyâmetteki terâzîye hemen inandılar. Akıl ermediği için olmaz demediler. Çünkü bu büyükler, Kur’ân-ı kerîme ve hadîs-i şerîflere uydular. Aklı, bu iki temel kaynağa bağladılar. Anlayabildiklerini anlattılar. Anlayamadıklarına öylece inandılar. Anlayamadıklarına, aklımız ermediği için anlayamadık dediler.” (İmâm-ı Rabbânî Ahmed Fârûkî Serhendî)
“Sırât köprüsü, Allahü teâlânın emri ile, Cehennem’in üstünde kurulacaktır. Herkese, bu köprüden geçmesi emr olunacaktır. O gün, bütün Peygamberler; “Yâ Rabbî! Selâmet (kurtuluş) ver!” diye yalvaracaklardır. Cennetlik olanlar, köprüden kolayca geçerek Cennet’e gideceklerdir. Bunlardan bâzısı şimşek gibi, bâzısı rüzgâr gibi, bâzısı koşan at gibi geçeceklerdir.”
Sırât köprüsü, kıldan ince, kılıçtan keskindir. Dünyâda iken İslâmiyet’e uyanlar, nefislerine hâkim olanlar, Sırât’ı kolay ve râhat geçeceklerdir. Nefislerine düşkün olanlar, Cehennemlik olanlar, Sırât’tan geçemeyip, Cehennem’e düşeceklerdir.” (Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî)
Ehl-i sünnet i’tikâdını hülâsaten anlatan “Bed’ül-Emâlî” kasâdesinin şerhi olan “Nuhbetül-Leâlî” kitâbında deniliyor ki: Sırât, Cehennem üzerinde bir köprüdür. Bir âyette meâlen, “İçinizden hiçbiri istisnâ edilmemek üzere mutlakâ Cehenneme varacaktır. Bu, Rabbinin katında kesinleşmiş bir hükümdür. Ancak Cennetlikler, yanmadan geçecekler, Cehennemlikler ise âteşe düşeceklerdir” buyuruluyor. (Meryem, 71)
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
“Kıyâmet gününde Cehennemin üzerine Sırât köprüsü kurulur. Bu köprüde kaypak yerler (ayakların kayıp sâbit kalamayacağı kısımlar), kapanlar, demirden kelepçeler, dikene benzer kılçıklar vardır. Îmânlı kişiler, amellerine göre, göz açıp kapayıncaya kadar, ya şimşek gibi, ya hızla uçan bir kuş gibi, ya iyi koşan asîl bir at hızıyla geçer giderler. Böylece bir Müslümân, ya hiç zarar görmeden veya yara bere içinde geçip kurtulur. Yâhût fecî şekilde Cehennem âteşine düşer.” [Buhârî, Müslim]
“Cehennem üzerine Sırât köprüsü kurulur. Buradan ümmetiyle ilk geçecek Peygamber benim.” [Buhârî]
[Sırâtla alâkalı pekçok hadîs-i şerîf daha var, onları da, inşâallah bundan sonraki makâlemizde ele almaya çalışalım.]