Sıkıntıda olanlara yardım ve dua etmek

Müslümanlar, bir vücut gibidir. Birinin sıkıntısı olduğunda diğerleri onun yardımına koşar. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

(Birbirine karşı muhabbet ve merhamette, müminler, bir vücut gibidir. Vücudun bir yeri rahatsız olunca, bütün vücut, rahatsız, uykusuz kalıp, onun tedavisi ile meşgul olduğu gibi, Müslümanlar da birbirlerine yardıma koşmalıdır!) [Buhari]

Müslümanlar dünyanın çeşitli yerlerinde [bilhassa Gazze’de] zulme uğruyor. Diğer Müslümanlar da bunlara, güçlerinin yettiği ölçüde yardım etmeli, herhangi bir yardımda bulunamayan da, dua etmelidir… Dua her zaman yapılır. Bilhassa seher vakti gibi kıymetli vakitlerde yapmak önemlidir. 

     ***

Abbasi devri devlet adamlarından Horasan Valisi Abdullah bin Tâhir, çok âdil idi. Jandarmaları birkaç hırsız yakalamış, valiye bildirmişlerdi. Hırsızlardan biri kaçtı. Hiratlı bir demirci, Nîşâpûr’a gitmişti. Bir zaman sonra, evine dönüp gece giderken, bunu yakaladılar. Hırsızlarla beraber, valiye çıkardılar. Hapsedin! dedi…

Demirci, hapishanede abdest alıp namaz kıldı. Ellerini uzatıp, “Yâ Rabbî! Günahım olmadığını, ancak sen biliyorsun. Beni bu zindandan, ancak sen kurtarırsın. Yâ Rabbî! Beni kurtar!” diye dua etti. Vali o gece, rüyada, dört kuvvetli kimse gelip, tahtını, tersine çevirecekleri vakit uyandı. Hemen abdest alıp, iki rekât namaz kıldı. Tekrar uyudu. Tekrar, o dört kimsenin, tahtını yıkmak üzere olduğunu gördü ve uyandı. Kendisinde, bir mazlumun âhı bulunduğunu anladı…

Hemen, o gece, hapishane müdürünü çağırıp, bir mazlum kalmış mı, dedi. Müdür, bunu bilemem. Yalnız, biri namaz kılıp, çok dua ediyor. Gözyaşları döküyor deyince, onu getirtti. Hâlini sorup anladı. Özür dileyip, hakkını helâl et ve bin gümüş hediyemi kabul et ve herhangi bir arzun olunca bana gel! diye rica etti. Demirci, hakkımı helâl ettim ve hediyeni kabul ettim. Fakat işimi, dileğimi senden istemeye gelemem, dedi. Niçin, deyince: Çünkü, benim gibi bir fakir için, senin gibi bir sultanın tahtını birkaç defa tersine çeviren sâhibimi bırakıp da, dileklerimi başkasına götürmekliğim kulluğa yakışır mı? Namazlardan sonra ettiğim dualarla, beni nice sıkıntıdan kurtardı. Nice muradıma kavuşturdu. Nasıl olur da, başkasına sığınırım? Rabbim, nihâyeti olmayan rahmet hazinesinin kapısını açmış, sonsuz ihsan sofrasını, herkese yaymış iken, başkasına nasıl giderim? Kim istedi de, vermedi? İstemesini bilmezsen alamazsın. Huzuruna edeple çıkmazsan, rahmetine kavuşamazsın…

İlâhî! Herkesi sıkıntıdan kurtaran yalnız sensin. Bizi dünyada ve ahirette sıkıntıda bırakma! Muhtaçlara, her şeyi gönderen, yalnız sensin! Dünyada ve ahirette hayırlı, faydalı olan şeyleri, bize gönder! Dünyada ve ahirette, bizi kimseye muhtaç bırakma! Âmin.





Salim Köklü

Kategori içindeki yazılar: Salim Köklü