“En kötü hastalık; alçak ve düşük ahlâk, çirkin sözleri söylemektir.”
Ahnef bin Kays hazretleri Tabiînin büyüklerindendir. Basra’da doğdu. Meşhûr olana göre 67 (m. 686) târihinde, Kûfe’de vefât etti. Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında yaşadığı hâlde Sahâbîden olamadı.
Bu mübarek zat buyurdu ki:
“Ben şu husûslara çok dikkat ederim. Bunları, istifâde edeceklere söylerim. Başkasına değil. Birincisi: Beni aralarına almak istemeyenlerin aralarına girmem, ikincisi, beni çağırmayan makam ve mevki sahiplerinin kapısına gitmem, insanların muhtaç oldukları şeyi bana bağışlamalarını uygun görmem.”
“Size, sıkıntısı ve zorluğu olmayan, övülecek bir şey söyleyeyim mi? Güzel ahlâk, çirkin ve beğenilmeyen şeyi terk etmek. En kötü hastalık da; alçak ve düşük ahlâk, çirkin sözleri söylemekdir.”
“Şerefli ve asîl kimse, sözünde durur. Akıllı olan, yalan söylemez. Mümin olan gıybet etmez.”
“Edeb ve fazîlet sahiplerine göre: Babalar, çoluk çocuğuna, ölüler dirilere, sırf Allahü teâlânın rızası için, iyi ve yararlı şeyler hazırlamaktan daha üstün bir şey bırakmamıştır.”
“Çok gülmek, heybeti; çok şaka, vakar ve şahsiyeti giderir. İnsan ne ile beraberse, onunla bilinir. Meselâ, çok güler ve şaka yaparsa, hafif olarak bilinir.”
“Bizim bulunduğumuz yerde kadınlardan, yiyecek ve içeceklerden konuşmayınız. Çünkü, en kızdığım kimse, avret yerlerinden, karnından ve midesinden bana anlatandır.”
“Kişinin, sevdiği yemeği terk edebilmesi, ağırbaşlılık ve şahsiyet yüksekliğindendir.”
Ahnef bin Kays’a hilmin ne olduğunu sordular. Cevap olarak “Alçak gönüllü ve sabırlı olmak” buyurdu. Şöyle konuşurdu:
“İnsan hilminden dolayı kendisini beğenir. Ben de içimden aynı şeyleri hissederim. Ancak, ben sabırlıyım.”
“Aranızdaki düşük ve bayağı kimselere ikram ediniz, onlara hediyede bulununuz. Çünkü onlar, sizi dünyâda ve âhirette, utanacak duruma düşmekten ve ateşten alıkoymaktadırlar. İnsan, utanılacak ve ateşe düşmeye sebep olan şeyleri onlarda görerek, bunlardan kendisini korur.”
“Bir sıkıntımı ve başıma gelen bir musîbeti, gözleri görmeyen âmâ birisine şikâyet ettim. Bu durumu ona sitem ettim. Bunun üzerine beni üç defa susturdu. Dedi ki:
-Ey Ahnef bin Kays! Başına gelen musîbeti hiçbir kula şikâyet etme. Çünkü, şikâyet ettiğin kişi, bunu söylemekle kendisini üzeceğin bir dost veya kendisini sevindireceğin bir düşmanın olabilir.”