Geçenlerde ziyaretine gittiğim bir yakınım “Günümüzde ‘unuttum’ yerine ‘aklımdan gitti’, ‘hatırladım’ yerine ‘aklıma geldi’ diyorlar… ‘Âfiyet olsun’ yerine ‘yarasın’ diyorlar. Böyle kelimeler kullanmanın dinen bir mahzuru olur mu?” diye sordu…
Efendim, akıl, iyiyi kötüden ayıran bir kuvvettir. Hafıza gibi bilgi deposu değildir, unutmak veya hatırlamak gibi bir görevi yoktur. Fakat herkes böyle söylediği için üzerinde durmaya değmez. Dinen de mahzuru olmaz. Çünkü “Galat-ı meşhur, lügat-i fasihten evlâdır” sözü meşhurdur. Yaygın hâle gelmiş yanlış bir kelime veya deyim, kullanılmayan doğru söze tercih edilir demektir. Terk edilmiş doğru sözler yerine, yaygınlaşmış yanlış sözleri kullanmanın mahzuru olmaz. Önemli olan, dine aykırı olmamasıdır.
Âfiyet, dinin ve itikadın bid’atlerden, amelin ve ibadetin âfetlerden, nefsin şehvetlerden, kalbin vesveseden ve bedenin hastalıklardan selamet bulması, kurtulması demektir. (İslam Ahlakı)
Âfiyetin manası bu iken, “yarasın” demenin dine zararı olmaz ancak bazı mefhumlar [kavramlar] dine aykırı olarak kullanıldığı için zararlı oluyor. Bir iki örnek verelim:
(Canım içki istiyor, canım müzik dinlemek istiyor) deniyor. Böyle haram olan şeyleri isteyen, can yani ruh değil, nefistir. Nefisle ruh karıştırılıyor. Adam bara gidiyor, (İyi bir müzik dinledim, bir bardak da içki içtim, ruhum gıdasını aldı) diyor. Gıdayı alan ruh değil, nefistir. Nefis haram şeylerden hoşlanır…
İnsanın hareket organları beyne, beyin de kalbine tâbidir. Kalbin emrine uygun hareket ederler. Kalb, beyin vasıtasıyla his organlarından ve ruh vasıtasıyla taraf-ı ilahiden ve akıldan, melekten, hafızadan, nefisten ve şeytandan gelen tesirlerin toplandığı bir merkezdir. Bunları birbirine karıştırmamalıdır.
Bazı yazarlar, (Kalbime bir ilham geldi) diyerek dine aykırı şeyler yazabiliyor. Kalbe, şeytanın ve kâfir nefsimizin vesvesesi de gelir. Bu vesveseleri, melekten gelen ilham sanmak çok yanlıştır…
Kalbe gelen düşüncenin melekten gelen bir ilham veya şeytandan gelen bir vesvese olup olmadığı, dine uygunluklarından anlaşılır. Dinini iyi bilen bir insan, bu nefisten, bu melekten, bu şeytandan diyebilir. Dinini bilmeyen de, bir kadının müzikli şarkısını dinledikten sonra, (Bir müzik ziyafetine kavuştum, ruhum mest oldu, bu şarkı beni Allah’a yaklaştırdı) diyebilir. Müzik dinleyip de Allah’a yaklaşıyoruz diyen fâsıklar az değildir. Haram şeyler, insanı Allah’a değil şeytana yaklaştırır. İlk teganni edenin, şarkı söyleyenin, şeytan olduğu hadis-i şerifle bildirilmektedir.
Kulakla görülmez, gözle işitilmez. Nefsin aldığı zevkle, ruhun aldığı zevk farklıdır. İçki, kumar, müzik gibi şeylerden zevk alan, ruh değil nefistir. Buna ruh demek, gözle işitiyorum, kulakla görüyorum demek gibi çok yanlış bir şey olur. Bu yanlışın ne zararı olabilir diyenler çıkıyor. Çok zararı var. Adam haram işliyor ibadet zannediyor. Ruhum ferahladı, Allah’a yaklaştırdı diyor. Haramı beğendiği ve ibadet gibi gördüğü için küfre kadar gidebilir. Yani tehlike büyüktür!..