Oruçlu olan kimse hurma ile iftar etsin

Peygamber efendimiz bir hadîs-i şerîfte buyurdu ki: “Oruçlu olan kimse, hurma ile iftar etsin! Çünkü hurma bereketlidir.”
 
Ramazan-ı şerîfin vazgeçilmez yiyeceği hurma, dînimizde önemli bir yere sâhiptir. Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) hurma ile iftar ederdi. Bir hadîs-i şerîfte şöyle buyurdu: 
“Oruçlu olan kimse, hurma ile iftar etsin! Çünkü hurma bereketlidir.” 
Hurmanın bereketli olması, şöyledir ki, onun ağacına “Nahle” denir. Bu ağacın yaratılışında, topluluk ve adâlet vardır. İnsanın yaratılışı da böyledir. Peygamber efendimiz “Nahle ağacına, Âdemoğullarının halasıdır” dedi. “Halanız olan nahleye saygı gösteriniz! Çünkü bu ağaç, Âdem aleyhisselâmın çamurundan kalan artıktan yaratılmıştır” buyurdu. Bunun için, nahlenin meyvesi olan hurma yiyince, insanın parçası, dokusu olur. Böylece, hurmada bulunan her şey insana da aktarılmış olur…
Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) başka bir hadîs-i şerîfinde de; 
“Mü’minin sahurunun hurma ile olması, ne güzeldir” buyurmuştur…
Hurmanın faydaları saymakla bitmez. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Acve hurması zehire karşı, küm’e mantarının suyu göze şifadır.)
(Lohusa hurma yerse, çocuklar sakin olur. Hazret-i İsa’nın doğumunda Hazret-i Meryem hurma yedi. Daha iyisi olsa idi, Allahü teâlâ onu verirdi.)
             ***
Enes bin Malik hazretleri anlatır:
Resulullahtan, Ebu Bekr-i Sıddîk’ın o kadar üstünlüğünü işittim ki, hayrette kaldım. Server-i âlemin vefatından sonra bir gece Onu rüyada gördüm. Önüne bir tabak hurma koymuşlar. (Ya Resulallah! Hak teâlânın sana verdiği o nesneden bana da ver!) dedim. Bana bir hurma verdi. Dedim (Ya Resulallah, ihsanınızı arttırınız.) Böyle böyle dokuz hurma verdi. Yine ya Resulallah, tekrar ver dedim. Bilal’in ezan sesiyle uykudan uyandım.
Abdest alıp, mescide geldim. Sabah namazını Ebu Bekr-i Sıddîk’ın arkasında kıldım. Namazdan sonra bir saat başımı önüme salıp, tesbih çektim. Başımı kaldırdım. Sıddîk’ı gördüm. Mübarek arkasını mihraba vermiş oturuyor, rüyada Resulullahın önünde gördüğüm hurma tabağının aynısı ise şimdi, Sıddık’ın önünde duruyordu. Dedim ki: 
-Ya Halife-i Resulullah! Allahü teâlânın sana verdiği nimetlerden bana da ver! 
Bana bir hurma verdi. “Artır” dedim. Bir hurma daha verdi. Dokuz hurmaya dek bana verdi. Ya Halife-i Resulullah, arttır dedim. Buyurdu ki: 
-Ya Enes! Eğer gece Resulullah efendimiz fazla verse idi, ben de fazla verirdim!..




Kategori içindeki yazılar: Ahmet Demirbaş