“Efendim, Mısır halkı perişan bir hâldedir. Yağmur yağması için bir duâ etseniz…”
Ali Necîb Safvetî hazretleri meşhûr velîlerdendir. Mısır’da yaşadı. Emir Ahmed Hayâlî’nin oğludur. 1596 (H.1005) senesinde vefât etti. İlim tahsîline başlayıp başta tefsîr olmak üzere çeşitli ilimlerde yetişip yükseldi. Tasavvufta babasından feyiz alıp kemâle erdi ve onun yerine geçti.
Hâfız Paşa Mısır hâkimiyken, Nil Nehri’nin suyu azalmıştı. Mısır’a kâfi gelmiyordu. Kıtlık başladı. Defâlarca yağmur duâsına çıkıldı. Vezirler ve paşalar da bu duâda bulundular. Fakat bir türlü yağmur yağmadı, halk pek ziyâde üzüldü. Bu sırada Hâfız Paşa, Şeyh Safvetî hazretlerini hatırladı. Onu dâvet etti. Dâveti kabûl edip gelince, Hâfız Paşa;
“Efendim, Mısır halkı perişan bir hâldedir. Yağmur yağması için bir duâ etseniz. Büyük küçük herkesin gönlü kırık. Zât-ı âlinizin duâsını beklemektedirler. Umulur ki duânız kabûl olunur, insanlar mahzûn halden kurtulur” dedi. Bu teklif üzerine;
“O hizmeti yapacak olanlar duâ erbâbıdır. Bizim hizmetimiz talebe yetiştirmektir. Bizi mâzur görünüz. O işle memur değiliz” dedi. Hâfız Paşa;
“Hey Sultanım! Lütfedip bizi ümitsiz bırakmayın. Ümitle duânızı beklemekteyiz” diye çok ısrar etti… Bunun üzerine; “İnşâallahü teâlâ hayırlısı olur” buyurup oradan ayrıldı… Dergâhına talebelerinin yanına dönerken atı üzerinde yanındaki talebelerine; “Dervişler! Artık yürüyelim. Sarıklarımız, hırkalarımız, şallarımız ıslanmasın” dedi. Evinin kapısına vardığı sırada yağmur yağmaya başladı. Öyle çok yağdı ki, Nil Nehri dolup taştı. Her taraf suya kandı. Bolluk başladı. Halk uzun zaman çektiği kıtlıktan kurtulup rahata kavuştu…
Bu mübarek zat, vefâtının yaklaştığı bir sırada talebelerine; “Dervişler, Allahü teâlânın Latîf ism-i şerîfini söyleyin. Yâ Latîf, diye zikrediniz” dedi. Bu sözlerini işiten eski talebeleri; “Elvedâ, elvedâ!” diye ağlaşmaya başladılar. Çünkü Şeyh Safvetî hazretlerinin babası Şeyh Hayâlî Efendi onun için; “Oğlum Ali Safvetî vefât edeceği zaman cezbeye uğrasa gerektir. O zaman yâ Latîf ism-i şerîfini söylemekle meşgûl olunuz” diye işâret etmişti. Bu sebeple hocalarının vefâtının yakın olduğunu anlayan talebeler, ağlayıp inlemeye başladılar…
Edirneli Kerîm Efendizâde Mehmed Çelebi şöyle anlatmıştır: “Bana rüyâmda; ‘Şeyh Safvetî’nin vefâtı yaklaştı, duâsını al!’ dediler. Mısır’a gittim. Vardığımda hasta olduğunu öğrendim. Ramazân-ı şerîf ayının ilk haftasında vefât etti.”