“İnsanların en merhametlisi, Müslümanlardır. Osmanlılar Avrupa’da 300-400 sene kaldıkları hâlde, bir Hıristiyan’ın burnu bile kanamamıştır…”
Müslüman örnek insan demektir. Zaten İslamiyet’in ilk zamanlar kısa zamanda hızla yayılması, Müslümanların güzel ahlâkı sebebiyle oldu.
Bütün dinleri iyi incelemiş olan, İngiliz ilim adamlarından Lord Davenport, yirminci asır başlarında Londra’da bastırdığı, “Hazret-i Muhammed ve Kur’ân-ı kerîm” adındaki İngilizce kitabında diyor ki:
“Ahlâk üzerinde son derece titizliğidir ki, Müslümânlığın az zamânda süratle yayılmasına sebep olmuştur. Müslümanlar, muharebede kılınca boyun eğmiş olan başka din adamlarını, daima af ile karşılamışlardır… Juryo diyor ki: Müslümanların Hıristiyanlara karşı davranışı ile Papalığın ve kralların müminlere revâ gördüğü muamele, asla kıyas edilemez. Meselâ, 24 Ağustos 1572’de, yani Sent Bartelemi yortu günü, dokuzuncu Şarl ve Kraliçe Katerina’nın emri ile Paris ve civarında altmış bin Protestan öldürüldü… Böyle nice işkencelerde dökülen Hıristiyan kanları, Müslümanların harp meydanlarında döktükleri Hıristiyan kanlarından kat kat fazladır.”
Büyük İslam âlimi Hüseyin Hilmi Işık (kuddîse sirrûh) bu hususta buyurdu ki…
“Herkese Lâzım Olan İmân kitabının sonunda dinler bahsi var… Hıristiyanlık dîni, Yahudi dîni… İşte orada yazıyor: Hıristiyanlar Kudüs’ü alınca, 70 bin Müslümanı kestiler. Mescid-i aksâ’nın içi kan gölü gibi oldu… Aman yâ Rabbî! Osmanlı orduları, hiçbir canlıya zarar vermeden Viyana’ya kadar gittiler. Ancak Viyana’da papazlar, şehrin kenarındaki bir tepeye büyük bir yazı koymuşlar. ‘Tanrım! Sen bizi veba (tâun) hastalığından ve Türklerin şerrinden muhafaza eyle’ diye.
Yanında da taş üzerine ‘oyma heykel’ yapmışlar. Güya Osmanlı askeri, Viyana’da Hıristiyan kadınını ve kızını öldürüyor… Daha duruyormuş orada… Hâlbuki asıl zalim kendileri. Hıristiyanların İslam’a düşmanlığı çok büyük kardeşim, çook. Meselâ Endülüs’teki Kurtuba şehrinde bir câmi var. Emevîler yapmış. Dünyanın en muazzam sanat eseri bu. Hıristiyânlar oraya 1000 senesinde girdiğinde, bu câminin içine, halıların üzerinde atlarla dolaşıp, enva-i türlü zulüm yapmış, Müslümanları ve Yahudileri kılıçtan geçirmişler… İşte böyle zalim insanlar. Fakat şimdi kendi mekteplerinde çocuklara; ‘Hıristiyanlık dîni, merhamettir, şefkattir, iyiliktir’ diye okutuyorlar. Hâlbuki çok zalim insanlar papazlar. Orta Çağ’da neler yapmışlar, neler yapmışlar. İnsanların en şefkatlisi, en merhametlisi, Müslümanlardır kardeşim, Osmanlılardır. Osmanlılar Avrupa’da 300-400 sene kaldıkları hâlde, bir Hıristiyan’ın burnu bile kanamamıştır…”