Kudüs şehri, 1517 senesinde Yavuz Sultân Selîm Hân tarafından Osmânlı topraklarına katıldı. Kânûnî Sultân Süleymân Hân, Kudüs’ün sûrlarını yaptırdı ve Kubbetüs-Sahrâ Câmiinin mozayik kaplamalarını kaldırtarak, yeşil ve sarı ile karışık mavi çini ile kaplattı. Duvarın alt kısımlarına mozaik yerine mermer kaplattı. Şehre dört büyük çeşme inşâ ettirdi.
Kubbetüs-Sahrâ Câmiinin ve Kudüs sûrlarının bugünkü hâli, Kânûnî Sultân Süleymân zamanından kalmadır. Sultân İkinci Mahmûd Hân, Kubbetüs-Sahrâ Câmii’nin yaldızlarını yeniletti ve câmiyi dışarıdan tâmir ettirdi.
Fransa Kralı Napoleon Bonaparte, Akkâ Kalesini kuşattığı zaman, bir kısım Fransız kuvvetlerini de Kudüs üzerine sevk etti. Fakat Fransızlar, Türk kuvvetlerine yenilerek geri çekildiler.
Daha sonra Kavalalı Mehmed Ali Paşa’nın hâkimiyetinde kaldı. Sultân Abdülmecîd Hân’ın tahta geçmesini müteâkip, 1840 senesinde yapılan bir andlaşmayla, Kavalalı Mehmed Ali Paşa Kudüs’ten çekildi. Osmânlı hâkimiyeti, Birinci Dünyâ Harbine kadar devâm etti. Harbin son safhasına kadar, Osmânlı hâkimiyetinde kalan ve müstakil bir mutasarrıflığın merkezi olan Kudüs, Aralık 1917 târihinde İngilizler tarafından işgâl edildi. Harp sona erince, Birleşmiş Milletler Cemiyeti tarafından idârî vekâleti İngiltere’ye verilerek Filistîn’e bağlı kaldı. Şehirde Araplar ile Yahûdîler arasında birkaç defa şiddetli çatışmalar oldu. Bu arada Yahûdî topluluğunun yerleşip, yayılma çabaları da hızlandı.
Kudüs, 29 Kasım 1947’de Birleşmiş Milletler Cemiyeti tarafından Milletlerarası bir statüye kavuşturuldu. Bu karârı, Yahûdîler benimsediler, fakat Araplar buna karşı çıktılar. Bu yüzden iki topluluk arasında şiddetli çarpışmalar meydâna geldi.
14 Mayıs 1948’de İngiltere, Kudüs üzerindeki koruma rejimine son verdi. Aynı gün İsrâîl Devleti kuruldu. İsrâîl Devleti, Kudüs’ü de içine alırken, Ürdün, Filistîn’in geri kalan bölümünü, eski Kudüs şehriyle birlikte ilhâk etti. Bir müddet sonra İsrâîl hükümetinin birkaç bakanlığı Kudüs’e taşındı. 1967 Arap-İsrail (altı gün savaşı) sırasında Kudüs’ün Ürdün kesimi, İsrâîl birlikleri tarafından işgâl edildi. Kudüs’te bulunan masûm ve korumasız Müslüman-Araplara her gün akla gelmedik işkence ve zulüm yapıldı. İsrâîl parlamentosunun 30 Temmuz 1980 târihli kararıyla, Birleşik Kudüs, İsrâîl’in başkenti îlân edildi. Günümüzde aynı durum devâm etmektedir.
Filistîn’in en eski şehirlerinden olan Kudüs’ün yüzölçümü 109 km2dir. Mûsevîlerin, Hıristiyânların ve Müslümânların mukaddes saydıkları yer ve makâmlar, eski Kudüs’ün doğu kenarında, şehirden duvarlar ile ayrılmış 300×480 metre genişliğinde bir sahanlık üzerinde yer alır. Buraya “Harem-i şerîf” veya “Harem” adı verilmektedir.
1948 senesinde Kudüs’ün nüfûsunun ekseriyetini Yahûdîler teşkil ediyordu. 100.000 Yahûdî’ye karşılık, 40.000 Müslümân, 25.000 Hıristiyân olmak üzere 65.000 Arap nüfûsu vardı.
1977 senesinde Kudüs’ün 376.000 olan nüfûsunun 70.000’ini Araplar teşkil ediyordu. Bu Arapların 10.000’ini Hıristiyânlar teşkîl ediyordu…
Prof. Dr. Ramazan Ayvallı